Korktukları kadar varız!

KADINLAR, kadınlar...

Haberin Devamı

Kadın olduğu için korkulan, ezilen, horlanan, aşağılanan, eziyet edilen, özgürlüğü elinden alınan yahut gönüllü vazgeçirilen, birbirine düşürülüp potansiyeli harcanan muhteşem kadınlar... 


Korktukları kadar varız!
Öylesine güçlüyüz ki, aydınlık da karanlık da yaşam da bizim içimizde. Kendimize güvenmeli, kendimizi ve birbirimizi sevmeli, potansiyelimizi aramalı, bulmaktan vazgeçmemeliyiz. Kızım, kardeşim, annem, arkadaşım, hayatımdaki ve tanımadığım tüm muhteşem kadınlar! Kadınlar Gününüz kutlu olsun...

 

**Kadınlar Günü dolayısıyla pek çok güzel ilan verildi. KAGİDER’inkini ve Filli Boya’nınkini çok sevdim. Ama Koç Grubu’nun çalışanlarına gönderdiği mesaja bayıldım. Kurumsal iletişim bölümü yazmış, tebrik ediyorum. Böyle bir zihniyete sahip oldukları için onları ayakta alkışlıyorum.

 

 

Haberin Devamı

HAMİŞ

 

Bir de “erkek dili”ne dikkat çeken bir kısmı vardı bu mesajın. Şu “bayan” lafından kurtulamadık gitti ya! “Bayan”, “adam”, “insanoğlu” gibi sözcüklerin yarattığı cinsiyet ayrımcılığının dilimize ne kadar nüfuz ettiğinin çok güzel bir kanıtıydı.

 

 

Sizin çalıştığınız işyerinde emzirme odası var mı?

 

 

VAR mı?
Çoğunluk “Yok” diyecek!
Yüzde 91 kadarı. Biliyorum çünkü elimde Numil’in İpsos’a yaptırdığı “Çalışan Kadının İlk 1000 Günü” araştırması var.
Düşünebiliyor musunuz?
Türkiye’deki şirketlerin yüzde 91’inde, süt sağma- emzirme odası yok!
N’apıyor peki bebeği olan anneler?
1- Perişan oluyor. Orada burada süt sağıyor, poşetliyor, koyacak bir buzdolabı arıyor, yemekhanenin ya da kantinin buzdolabından rica ediyor vs. vs. bir felaket yani.
2- Sütü kesiliyor. Vermekten vazgeçiyor.
3- Çocuğu ve işi arasında kalıyor, çalışmaktan vazgeçiyor. Ama mutsuz oluyor.
Var olan emzirme odaları ise genellikle kötü, izbe ve çirkin.
Of bu ülkede sorun çok!
Hele kadın meselesi, neresinden tutsanız elinizde kalıyor.
Geçtiğimiz günlerde bir panele katıldım.
Çalışan Kadının ilk 1000 Günü”nü tartıştık.
Söz konusu araştırmanın sonuçlarını sizinle de paylaşmak istedim.
-Bu ülkede kadınların yüzde 40’ı evlendikten ve bebek sahibi olduktan sonra işi bırakıyor.
-Ama işi bırakanların yüzde 56’sı mutsuz oluyor.
-Çalışmak istiyorlar. Sadece anne olmakla yetinmek istemiyorlar. Ayaklarının üzerinde durmak istiyorlar. Ekonomik özgürlüklerinin olmasını istiyorlar. Kimseye bağımlı yaşamak istemiyorlar. Ama çalışamadıkları için, içinde bulundukları durumu şöyle tanımlıyorlar: “Mutsuz, pişman, sıkılmış, güvensiz, boşlukta ve asosyal!”

 

Haberin Devamı


YÜZDE 5’İ KREŞLİ!

 


-İşe devam edebilmeleri ve iş yaşamında daha verimli olabilmeleri için de desteğe ihtiyaç duyuyorlar. Emzirme odaları bu desteklerin başında geliyor. Ama ne yazık ki, şirketlerin sadece yüzde 9’unda emzirme odası var. Sadece yüzde 5’inde kreş var. Ücretli izin hakkı tanıyan işyerlerinin oranı sadece yüzde 23.
-Durum aslında felaket.
-Anne- baba dostu olarak kendini tanımlayan işyerleri hiç de öyle değil. Yöneticiler de değil. Kadın yöneticiler de değil. Yöneticilerin yüzde 23’ü kadın adaylara çocuk yapıp yapmayacağını soruyor. Cevap “evet”se karşılığı, “Ha öyle mi?” oluyor. Anneliğin iş performansını düşürdüğü öngörülüyor.
-Annelerin sadece yüzde 62’si yasal süt iznini kullanabiliyor.
-Peki anneler ne istiyor?
-Yüzde 97’si, çalıştıkları şirketin yakın bir kreşle anlaşıp bakım hizmeti sağlamasını... Yine yüzde 97’si, şirketin kendi bünyesinde kreş açmasını... Yüzde 96’sı bir yıl günde 1.5 saat süren süt izninin iki saate çıkarılmasını... Yüzde 95’i, 16 haftalık yasal doğum izninin 24 haftaya çıkarılmasını ve kreş için aylık 150 lira maddi destek verilmesini...
Ama çoğu şirket bu ek masrafı kabullenmeyi reddediyor.
Bu ülkede yaman bir çelişki var.
Hem anneliği övüyorsun, onu gökleri çıkarıyorsun, bol bol çocuk yapsınlar istiyorsun...

 

Haberin Devamı


İŞTEKİ ANNE TU KAKA

 


Ama iş sonuçlarına gelince, iş hayatındaki annenin durumu bir felaket, onu hiç desteklemiyorsun.
Kendi başının çaresine baksın istiyorsun.
Evdeki anne kıymetli, işteki anne tu kaka.
Al sana bir ayrımcılık daha.
İşin bir yönü daha var, insanın çalışması, kendini geliştirebilmesi ve özgüven kazanması için bir fırsat, anneleri desteklemeyerek ellerinden bu fırsatı da alıyoruz.
Sonra da gelecek nesilleri onlara teslim ediyoruz.
Yazık değil mi annelere?
Tüm şirketlerin, çalışan anneleri daha çok desteklemesi ve hayatlarını kolaylaştırması dileğiyle...

Yazarın Tüm Yazıları