Eğitimde nal topluyoruz!

OOOO... Yoooo!

Haberin Devamı

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) 2000’den bu yana, üç yılda bir yaptığı PISA’nın 2015 sonuçları açıklandı.

 

Tablo hüzün verici.

 

Ülke olarak durumumuz içler acısı! 15 yaş grubu öğrencilerine uygulanan sınavın en son verileri 2012’de açıklanmıştı. 2015’te, 2003 sonuçlarının bile gerisine düştüğümüz anlaşıldı.

 

70 ülkede uygulandı PISA, biz sonlardayız...

 

Eğitimde nal topluyoruz! Kesintisiz katılan ülkeler arasında puanını en çok düşüren ülkeyiz. Tabii ki pek çok alanda sorunlar yaşayan bir ülkenin, eğitim alanında muhteşem olmasını beklemiyoruz ama bu kadar kötü olması da gerçekten düşündürücü...

 

Haberin Devamı

Hemen eğitim bilimci Özgür Bolat ve Fide Okulları kurucusu Ali Koç’u aradım ve sordum... 

 

EĞİTİM BİLİMCİ DR. ÖZGÜR BOLAT: TÜRKİYE’DE EĞİTİM SEFERBERLİĞİNE İHTİYAÇ VAR!

 

Eğitimde nal topluyoruz

 

PISA sonuçları felaket geldi! 2003’ten bile geri. Sence sorun nerede?

 

- Sorun derin. Müfredatımız, “bilmek” üzerine kurulu. Derslerde ve müfredatta sadece “bilgi” bombardımanı var. Oysa “bilmek” ve “anlamak” farklı kavramlar. Bizim çocuklar çok şey biliyor ama anlamıyor! Anlama keşfetme, sorgulama, düşünme ve tartışma gerektirir. Bizim derslerde bunlar yok. Bizde ezber var. Sınavlarımız da anlamayı değil, bilgiyi ölçüyor. Anlamayı ve düşünmeyi gerektiren PISA’da da doğal olarak bizim çocuklar tökezliyor!

 

Türkiye olarak neden bir türlü bu eğitim meselesini çözemiyoruz?

 

Haberin Devamı

- Çözemiyoruz çünkü ne müfredatı değiştirebiliyoruz ne de pedagojiye bakışı! Milli Eğitim Bakanlığı bunu değiştirmek için adım atmıştı. Yapılandırmacı yaklaşımı getirdi ama çok sonuç değişmedi. Çünkü uygulama ayağı eksik kaldı...

 

Niye?

 

- Çünkü öğretmenler, otoriter öğretmen kimliğini bırakamadı! Sorgulamanın ve keşfetmenin olması için, öğretmenin de sınıfta öğrenci olması gerekir. Çoğu öğretmen bunu yapamıyor. Sınıflarda ne sorgulama ne tartışma oluyor. Müdür de öğretmene alan tanımıyor. O da otoritesini bırakamıyor. Türkçesi, öğretmenlerin ve yöneticilerin düşünce yapısı değişmedikçe, biz yol alamayız!

 

ÜLKELER ARASINDA IQ SIRALAMASI YAPILDI 

 

Haberin Devamı

Biz çocuklarımızı eğitemiyor muyuz? Yoksa ırk olarak zeki klasmanında mı değiliz?

 

- Valla Heiner Rindermann adlı bir araştırmacı, ülkeler arasında IQ sıralaması yaptı ve Türkiye oldukça gerilerde (88). Ama bu bizim zeki olmadığımız anlamına gelmez. Çünkü IQ, soyut düşünmeyi ölçer. PISA sonuçlarıyla IQ sıralamasını karşılaştırınca görüyoruz ki, mükemmel korelasyon var. Yani eğitimi iyi olan ülkelerin IQ’sü de yüksek! Yani biz insanlarımızı iyi eğitemediğimiz için IQ sıralamasında alttayız!

 

Sence düzelme ihtimali var mı? Yoksa daha da mı kötüye gidecek?

 

- Ben şu anda düzeleceğine dair ipuçları görmüyorum. Eğitime ayrılan bütçe arttı ama bu bütçenin materyallere ya da teknolojiye değil, eğitimcilerin düşünce yapısını değiştirmeye harcanması gerekir. Sorunumuz düşünce yapısı. Gerçek değişim için demokratik bir okul iklimine ihtiyacımız var. Eğitim seferberliğine ihtiyaç var!

 

Haberin Devamı

FİDE OKULLARI KURUCU ALİ KOÇ: ACİLEN EĞİTİM REFORMU GEREKİYOR

 

Eğitimde nal topluyoruz

 

Sence PISA sonuçlarında en çok çarpan şey ne?

 

- Ülkemizin “okuduğunu anlamadaki”  geriye gidişi. En yüksek düşüşümüz bu kategoride. Türkiye’nin her zaman okuma-yazma ile ilgili problemi oldu ama okuduğunu anlamayla ilgili problem gittikçe artıyor.

 

Çünkü eğitim sistemimiz daha çok ezber modeline dayalı. PISA’da ise ezbere dayalı sorular sorulmuyor. Eğer Türkiye’de okuduğunu anlamaya ve yorumlamaya dayalı bir eğitim sistemi kuramazsak, başarıyı asla yakalayamayız.

 

Yaptığımız temel hata nerede?

 

- Ülke olarak eğitimde bir yol haritamız yok! PISA sonuçlarında başarı yakalayan ülkeleri analiz ettiğinizde hepsinin ortak bir noktası: Eğitimde reform gerçekleştirmişler. En kritik hatalarının ne olduğunu tespit edip onu düzeltmeye odaklanmışlar. Türkiye’nin acil olarak politikadan arınmış bir şekilde bir eğitim reformu gerçekleştirmesi gerekiyor.

 

Haberin Devamı

KÖTÜ EĞİTİYORUZ

 

Çocuklarımızı çok kötü eğitiyoruz, hatta eğitmesek daha iyi! Ebeveynler ve eğitimciler olarak bugünün çocuklarına verdiğimiz eğitimle, onları sadece bizim söylediklerimizi yapan, bizim tarif ettiğimiz yollarla ilerleyen bireyler olarak yetiştiriyoruz. Ebeveynler olarak istiyoruz ki, çocuklarımız biz ne istiyorsak onu yapsın! Öğretmen olarak da cevabını zaten bildiğimiz soruları soruyoruz ve bizim verdiğimiz cevap dışındaki cevapları kabul etmiyoruz...  

 

SORU SORAN ÇOCUK BAŞARILIDIR

 

Bütün anneler-babalar, çocukların yarış atı gibi sınavlara hazırlandığını, onlara çok yüklenildiği, çocukluklarını yaşayamadıklarını söylüyor. Ama PISA sonuçları gösteriyor ki çok da kendilerini kasmamışlar. Türk çocukları çok çalışıyor taklidi mi yapıyor sence?

 

- Evet. Çünkü Türk çocukları boş çalışıyor! Uzun vadede hayatları boyunca onlara yararlı olacak hiçbir beceriye sahip olmayacakları, sınava girdikten sonra anında unutacakları bir sürü bilgi için çalıştırılıyorlar. Sınava hazırlık sektörüne harcanan para, hiçbir şekilde kalıcı bilgiye dönüşmüyor.

 

Sizce hangi çocuk başarılıdır?

 

- Merak duygusu canlı tutulan çocuk. Öğretmenlerin ve anne-babaların merak duygusunu her zaman tetiklemesi gerek. Çocuklara “Sus!” diyerek onlara en büyük kötülüğü yapmış olursunuz. Soru soran çocuk başarılıdır.

Yazarın Tüm Yazıları