Çıraklarından öğreniyor

PAZAR başlayan Murat Ülker röportajı bugün de devam ediyor...

Haberin Devamı

Murat Ülker’in üç genç mentoru var!
Çünkü şirkette, “Usta-Çırak Programı” uygulanıyor.
İki bölümden oluşuyor. Birinci bölüm; çıraktan ustaya. Bu bölümde gençler ona fikir veriyorlar. Sonra tersi oluyor, Murat Ülker gençlere fikir veriyor.
6 ay süren bir program.
İtiraf etmeliyim ki, etkilendim.
Murat Ülker’in mentorları fişek gibi gençler.
Bilişim ve teknolojiyi hobi gibi görüyorlar.
Bülent Öztürk eğitimini Japonya’da yapmış. Şirketin Ar-Ge’sinde çalışıyor. Esra Selen Demir, İTÜ’lü. O da gıda şirketinde çalışıyor. Günseli Çakmakçı, Boğaziçili, o da işin denetim kısmında yer almayı tercih etmiş. Hepsi birkaç dil biliyor, edebiyata meraklı, çok renkli gençler.
Ve Murat Ülker onlardan pek çok şey öğreniyor.
Bu arada, direktörlük seviyesindeki iki gence de (Murat Bilgiç, Serkan Karadağ) bizzat mentorluk yapıyor. Onları, şirketin geleceğindeki liderliklere hazırlıyor...



Çıraklarından öğreniyor

Haberin Devamı


3 genç mentorunuz var...

-Evet. Onlar benim koçum. Bizim şirkettin yüzde 65’i “Y kuşağı”. Ve ben Y kuşağını pek tanımıyordum. Tanımak istedim. Ne düşünüyorlar, ne hissediyorlar, nasıl yaşıyorlar? Benim kuşağımdan ne bekliyorlar? Bizi nasıl görüyorlar? Pek çok şey öğreniyorum şimdi onlardan...
En çok neye faydası oldu?
-Ne yalan söyleyeyim, önyargılıydım. Ben onları güvenilmez buluyordum. Artık güvenebileceğimi biliyorum. “Acaba onların da dertleri var mı? Bir şeylere dertleniyorlar mı?” diyordum. Dünya da umurlarında değil sanıyordum. Çok yanılmışım! Onların da dünyayı umursadıklarını, bir sürü meseleyi düşündüklerini, bunlara çözümler bulunması için gayret ettiklerini gördüm. Ümitlendim gelecek açısından. Ayrıca çok yönlü ve çok iyi eğitimliler...
Peki nasıl motive edebilirsiniz böyle gençleri? Para da kesmez, şirketi ve anlayışı eski buluyorlarsa giderler...
-Doğru, sadece para kesmeyebilir. Ama “takım olmak” kesebilir. Başarı da kesebilir. Başarıyla beraber sadakat gelir. Bunlar üzerinde çalışıyoruz. 48 bin kişi çalışıyor bu şirkette. Her biri ayrı coğrafyada, ayrı kültürlerden, ayrı işler yapan insanlar. Herkesi bir noktada birleştirecek bir hedef tespit edip, o hedefe kenetleneceğiz. Herkes o hedef için çalışacak ve yapabileceği şeyler olduğunu görecek...

Haberin Devamı

GENÇLER NE DİYOR?


-Her ay bir araya geliyoruz. X kuşağı, bizim kuşağa nasıl bakıyor? Biz nasıl bir iş hayatı hayal ediyoruz? İlle de, 9-6 mı çalışmak gerekiyor? “Home ofis” tarzı bir çalışma düzenine geçmek mümkün mü? Daha eğlenceli ofisler için neler yapmalı? Sosyal medyanın hayatımızdaki önemi... Bu tür şeyler konuşuyoruz.
-Murat Ülker bizi apolitik zannediyordu. Öyle olmadığını gördü. Biz de olayları ciddiye alıyoruz ama gerektiğinde dalga da geçebiliyoruz. Biz aslında hayattan keyif almaya çalışan bir kuşağız.
-Sık sık teknolojiden bahsediyoruz. Ve tabii sosyal medya. Biz de en çok sosyal medyadan bilgi ediniyoruz. Ayrıca sosyal medya için pazarlama stratejisi geliştiriyoruz.

Haberin Devamı


ORTAK DİL İNGİLİZCE

Şirketin üst kademedeki yazışma dili de, toplantılardaki dil de İngilizce. Öyle olmak zorunda. Yoksa birbirimizle nasıl anlaşacağız? 73 millet bir arada. Ben de genelde yazılarımı İngilizce yazıyorum. Sonra arkadaşlar gereken yerler için Türkçeye çeviriyor. Artık böyle bir dünyada yaşıyoruz.


İŞİNİ İYİ YAPAN KADINLAR YÖNETİMDE



-Şirketin yüzde 32’si kadın. “Kadınlar, yönetim kurulunda yer alsın!” diye inisiyatifi kullanan benim. Ama ben kotaya inanmıyorum. Bunun direktifle olacağına da... Neyse, o olması lazım. Yönetim kurulu masasında oturan kadınlar, işi iyi yaptıkları için o masadalar. Onları da kimse oradan kaldıramaz. Kadının da, tıpkı bir erkek gibi kafasına koyduğu her işi yapabileceği, buna hakkı olduğu ve bunun üstesinden gelebileceği öğretisi, aileden, okuldan başlamalı. Ama sırf öyle görünmesi havalı diye, on tane kadını yönetim kuruluna koymanın da manası yok. Orada hak eden, işi bilen insanın olması gerekiyor. Kadın ya da erkek olması fark etmez. Ama şu var: Benim hedef kitlem kadınlar. Çünkü esas müşterim çocuklar. Alım- satım kararını verenler de anneler. Ne hissediyorlar, hangi insiyakla alıyorlar? Bunları da kadınlar daha iyi anlar. İşte şirketin bu tür yerlerine kadınları koyuyorum. Mesela insan kaynaklarında kadın ağırlığı var bizde, pazarlamada da...

Yazarın Tüm Yazıları