Bu seçimden yüzümüzün akıyla çıkalım

HEPİMİZ aynı hissiyattayız.

Haberin Devamı

Kendimizi sıkışmış, sıkıştırılmış, bunalmış ve felaket hissediyoruz.
Nefes alamaz hale geldik.
Aldığımız her nefeste, içimize
bir acı çöküyor.
Gencecik insanlar her Allah’ın
günü ölüyor.
Arkalarında acılı eşler, küçücük bebekler, gözü yaşlı anneler bırakarak.
Ne arkalarından edilen laflar, törenler ne de kurulan şaşalı cümleler bu acıyı örtbas ediyor.
Hele, “Ne mutlu şehit olana, onların ailesine!” lafı tüy dikiyor.
Bakanların, “Şehit olmak istiyorum” gibi akla ziyan lafları, bizimle alay ediyorlar duygusu uyandırıyor.
İnsan yaşadığı hiçbir andan zevk alamaz hale geliyor, yediği yemekten, içtiği sudan...
Hatta gülemez hale geliyor.
Sanki suçmuş gibi.
Artık öyle bir Türkiye ki, insanın kendini kötü hissedeceği ne varsa her gün, her an karşısında...


*


İşte istedikleri bu!
Böyle hissetmemiz.
Ve bu kaostan kurtulup, düzlüğe çıkmak için, “Tek çare AKP dememiz!”
Bunu açıkça dile de getiriyorlar.
Müezzinoğlu iki kere söyledi, Yalçın Akdoğan durmadan tekrarlıyor.
“AKP’ye oy ver, sıkıntılar bitsin!”
Biz bu filmi daha önce de gördük, 12 Eylül öncesinde aynı sıkıntılar yaşandı.
Ama 12 Eylül darbesi olur olmaz, bir düğmeye basılmış gibi tüm belalar yok oluverdi, ne terör ne bir şey. Günde 25 kişi öldürülüyordu,
bıçak gibi kesildi.
İşte bugün Türkiye’ye vaat edilen bu, oyu ver AKP’ye ne terör kalsın
ne bir şey!
Tam da bu yüzden istedikleri oyuna gelmeyelim ki, gerçek anlamda terör bitsin!

Haberin Devamı

N’apalım da ülke karışsın!

İnanılır gibi değil!
Pes yani!
Bu kadar mı insan çıkarları için her şeyi eğer büker?
İşte gözümün önünde duruyor.
Anadolu Ajansı’nın haberi.
8 Ocak 2010’da Cumhurbaşkanı Erdoğan, erken seçime gitmenin “geri kalmışlığın alameti” olduğunu savunuyor.
“Yenilen pehlivan güreşe doymazmış!” diyor. “Siz doyacaksınız diye her yıl seçime giremeyiz” diyor.
Parti genel merkezinde düzenlenen toplantı da döktürmüş de döktürmüş...
“Altını çizerek ifade ediyorum, kimse seçim rüyası görmesin. Biz, alışılmış liderlerden değiliz. Kusura bakmasınlar, bizim ağzımızdan söz çıktığı zaman o söz aynen nakittir. Seçimler Anayasamızın öngördüğü çerçevede, zamanında yapılacaktır. AK Parti hâlâ açık ara öndedir, hâlâ açık ara birinci partidir, hâlâ gücüne güç katarak yoluna devam ediyor. Birkaç gündür muhalefet, seçim kelimesini telaffuz etmeye başladı. Yahu el insaf, bu ülkede yeni seçim yapıldı ve haliniz ortada, sonuçlar ortada. Yenilen pehlivan güreşe doymazmış! Yani siz güreşe doyacaksınız diye her yıl seçime gidemeyiz ki! Bırakınız seçim yapmayı, seçim kelimesini telaffuz etmenin dahi bu ülkenin ekonomisi üzerindeki etkilerini bunlar düşünmüyorlar, düşünmek istemiyorlar. Çünkü bunların, ülkenin derdi, ülkenin kaynaklarının güçlenmesi diye bir dertleri yok. Bunlar, ‘Ne yapalım da ülke karışsın’ diyorlar. Ama karıştıramayacaklar. Ne yaparsanız yapın, karıştıramayacaksınız...” Diye buyurmuş!
Aradan çok değil, 4 yıl geçti.
Şimdi duruma bakar mısınız?
Pehlivan seçime doymuyor. Ortalığı karıştırmaktan da çekinmiyor. Bakalım önümüzdeki günlerde daha neler göreceğiz?

Haberin Devamı

Düne kadar çözüm diyenler bugün neden savaş diyor

KARDEŞİNİN cenazesinden acılı yarbayın söylediği cümle.
Aklı başında her insanın söyleyebileceği bir cümle.
Bunun cevabını vermek yerine, “Şu şu şu gerekçelerle sonuna kadar savaş demek durumunda kaldık” demek yerine, linç kampanyası başlatılıyor.
“Yok PKK’lıymış, yok vatan hainiymiş, yok Alevi’ymiş!”
İçindeki kötülüğü, kini kusabilecek her türlü cümleyi kullandılar.
Ama bir tek yarbayın sorduğu soruya cevap vermediler!
Bunca yıl çözüm diye tutturdunuz ve millete dayattınız da neden şimdi savaş diye tutturuyorsunuz?


Kadınlar yönetseydi


Bütün bu karambolün, toz dumanın ortasında bir durun ve düşünün...
Bir an düşünün...
Bu ülkeyi kadınlar yönetseydi, kadın ağırlıklı, kadın değerlerinin öne çıktığı bir yönetim anlayışı olsaydı...
Böyle mi olurdu?
Ortalık kan gölüne mi dönerdi?
Bütün bunlar iktidar için.
Erkekler, iktidar için dünyayı yakmaktan kaçınmıyor!

Yazarın Tüm Yazıları