Murat Kürüz ile “Uzaylılar mı Gelmiş” üzerine...

Gırgır ve Fırt dergilerinin karikatüristi Murat Kürüz ile karikatür ve animasyon üzerine keyifli bir röportaj yaptım. Yakında gösterime girecek “Uzaylılar mı Gelmiş?” filmini ben de merakla bekliyorum...

Haberin Devamı

Murat Kürüz ile “Uzaylılar mı Gelmiş” üzerine...

* Gırgır ve Fırt’tan sonra neler yaptın Murat?
- Senin de çok yakından bildiğin gibi yazar çizerliğe Gırgır ve Fırt dergilerinde başladım. Rahmetli baban Tekin Aral ve amcan Oğuz Aral ile yaklaşık 12 seneye yakın çalıştım. Zamanı geldi, bana dergileri emanet ettiler. Gırgır ve Fırt okulunda çok şey öğrendiğimi, bundan da gurur duyduğumu söylemek isterim.

* Animasyon film dünyasına geçmenin bir sebebi de karikatür çizmek ve mizah yazarlığı olabilir mi?
- Elbette çok etkisi var. Oğuz ve Tekin abinin elle yaptığı çizgi filmlerin asetatlarını derginin arşivinde bulduğumda çok etkilendim. Sanırım Oğuz “Kuyucaklı Yusuf” adlı bir çizgi film yapmıştı. Neyse...
Ben animasyon film yapmak için ülkemizin hazır olmasını bekledim. Çünkü diyelim ki filmi yaptın, nerede yayınlayacaksın? Bu büyük sorun! TRT ÇOCUK kanalı kuruldu. Ve kanal animasyon film istedi.
Bunun üzerine “Canım Kardeşim”i yaptım. 110 bölüm sürdü. Aradan 5 sene geçti. Her gün reyting sıralamasında ilk 100’de yer alıyoruz. Galiba bu bir ciddi rekor!

* Çocuklar neden “Canım Kardeşim”i bu kadar sevdiler? Bu işin bir sırrı var mı?
- Ustalarım bana inandığım işleri yapmayı öğretti. Ben de bir Türk ailesini anlatmaya çalıştım. Anlatırken eğitici ve öğretici olmayı seçtim. Tabii bu arada modellerden genel renk seçimine, müziklere kadar benim tercihlerim ve olmazsa olmazlarım var. Çocukların neleri seveceklerini veya sevmeyeceklerini biraz biliyorum. Sonuç olarak samimi bir iş yapıyorum.

* “Canım Kardeşim”i film yapmak nereden aklına geldi? Bir gece ansızın “Hadi film yapalım” filan gibi durum mu oldu?
- Bir gecede karar vermedim tabii. Önce çocuk müzikali yaptım. “Canım Kardeşim” müzikali 2 senede 150 bin seyirciye ulaştı. Çok ciddi bir rakam.
Hatta iki ayrı ekip kurduk, hem İstanbul’da hem de diğer şehirlerde perde açıyoruz. Bu ay da filmimiz vizyona girecek. Çok önemli sürprizlerim var. 80’li yıllara gideceğiz. Keloğlan, Barış Manço, Adile Naşit, Hababam Sınıfı gibi klasikler olacak. Sinemaya küçük “Canım Kardeşim” severler gelecek...

* Belli bir gişe beklentin var mı?
- Bu ağır soru... Benim tahminim yok ama güvendiğim bir seyirci kitlesi var. Çünkü Youtube’da 170 milyon tıklanmaya ulaştık...

* Filmin konusu ile ilgili bize ipucu verebilir misin? Yoksa sinemada mı öğrenelim? Filmin ismi “Uzaylılar mı Gelmiş” Birileri mi gelip, gidiyor?
- Evet başka yerlerden misafirlerimiz var. Uzak galaksilerden... “Canım Kardeşim”in karakterleri ailece ormanda tatil yaparken, Mine ve Müge iki uzaylı ile tanışıyor. Uzaylılar, bir Türk ailesini tanıma göreviyle Ozotupuz gezegeninden yollanmış. Komik tipler.
Çocuklar ayrımcı değil, her varlığa sempati ve sorgusuz saflıkla yanaşıyorlar. Ama büyükler öyle mi? Uzaylı görünce taş atıp kafasını yarmaya çalışan milletiz. Bundan güzel mizah hikâyesi olur mu?
Film bu konu üzerinde gidiyor. Çocuklar kadar büyükler de sevecek, bundan eminim.

* Yani bir animasyon film fabrikası kıvamındasınız... Yeni projeler gelecek galiba...
- Mizah dünyamızda önemli yer etmiş Avanak Avni, Arap Kadri, Abdülcambaz gibi çizgi karakterleri 3 boyutlu hale getirmeyi, yani animasyon filmler yapmayı istiyorum... Ama biraz zamana ihtiyacım var.

* “Yetersiz Bakiye” adlı oyununuza gelemedim ama çok sevildiğini, seyircinin çok güldüğünü biliyorum... 
- Çocuklara cici bici işler yaparken büyüklere de çok sert eleştiriler içeren bir oyun yazdım. “Yetersiz Bakiye” bizi yanlışlarımızla yüzleştiriyor. Kredi kartları patlayınca biz de ahlaken patlıyoruz. Çok sert ama bir o kadar da komik bir oyun. İnan oyuna dördüncü kez gelenler var. Mutlaka senin de izlemeni isterim.

* Eski günleri özlüyor musun?
- Gırgır ve Fırt dergisini, oradaki ortamı özlememek gibi bir durumumuz olamaz. Başka bir dünyaydı... Çok garip ve komik günler yaşadık. Zor yıllardı... 80 öncesi ve sonrası sancılıydı. Arkadaşlık ilişkilerimiz harikaydı. Bak mesela baban her hafta beni, Galip Tekin’i ve Gani Müjde’yi dergiden kovardı. Biz Gülhane Parkı’na inerdik. Çok uzağa gitmezdik, çünkü bilirdik ki Tekin abi bizi geri çağıracak.
Koşa koşa yazıişleri müdürü gelir, bizim tekrar işe alındığımızı söylerdi. Geri döner, dergi yapmaya devam ederdik. Tarifi mümkün değil o günlerin.

* Karikatüre devam ediyor musun?
- Çizmiyorum. Zamanım da yok, bunun için uygun ortam da yok.. Toplumda genel bir hoşgörüsüzlük ve hazımsızlık var. Hazımsız toplumda mizah yapmak zor.

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları