10 adımda anne evi tadında yurt odası

Memleketten uzakta okumak için 40 takla attınız.

Haberin Devamı

İstanbul, İzmir, Ankara’yı en başa yazdınız! Üniversitelilere 10 ‘yurt taktiği’ de benden gelsin o zaman...


1-Öncelikle şu meseleyi açıklığa kavuşturalım: Tek mi olsun, çift mi olsun? Bana sorarsanız çift olsun. Evet, belki başta hiç tanımadığınız biriyle aynı odayı paylaşma fikri sıcak gelmiyor. Ama insan zamanla alışıyor. Hem daha üniversitenin ilk yılında ne yapacaksınız yalnız başınıza? Arkadaş lazım, kaynaşmak lazım, ortam lazım, yatmadan önce iki çene çalmak lazım! Hele ki oda arkadaşınız sizden farklı bir memlekettense... Diyelim ki oda arkadaşınız Kayserili ve memleketten ha babam pastırma geliyor, sucuk geliyor, mantı geliyor, yağlama geliyor. Burnunuzu tıkayın, ‘vır vır’ yapmayın, pastırmanın dibine vurun. Bu tarz oda arkadaşlıkları yeme-içme kültürünü pekiştirir, yeni tatlar, yeni insanlar, yeni memleketler derken okul, ‘gezelim-görelim’ tadında göz açıp kapayıncaya kadar geçer. ‘Tek’liğe gelince... Onu üçüncü, dördüncü sınıfta yeniden değerlendiririz!
2-Bu işin ilk kuralı beklentiyi düşük tutmak! Öyle alengirli şeyler beklemeyin. Sonuçta bahsettiğimiz şey yurt odası. Ama odanıza ve hayatınıza renk katmak sizin elinizde. Mesela kapıyla başlayın derim. Güzel bir merhaba metni yazabilirsiniz.
3-Biraz ışık hepimizin hoşuna gider! Tabii sahne ışıklarından bahsetmiyorum. Yatağınızın başucunu yılbaşı ağacına çevirmemek şartıyla çeşitli malzemeler kullanarak süsleyip ışıklandırabilirsiniz.
4-Kirli çamaşırlarınız ortaya dökülmesin! Malum artık arkanızı toplayacak bir anne yok. Odanız ‘çöp ev’e dönüşüp olaya belediye müdahale etmeden önce hemen bir kirli torbası ve sepeti edinin. Yok, ben yaratıcılığımı kullanacağım derseniz... Yastık kılıfından da şahane çamaşır torbası oluyor, benden söylemesi.
5-Şarj kabloları hepimizin baş belası. O yurt odasını ne kadar toplasanız da bir yanı hep dağınık kalacak, en iyisi şarjları kurtaralım. Ayakkabı kutusundan kendi şarj istasyonunuzu yaratabilirsiniz!
6-Duvarlar boş kalmasın ama evdeki
gibi de dolup taşmasın! Mesela desenli bir kumaş ya da büyük bir resim süper olacaktır. Desenli kumaş derken kalkın duvara halı, kilim asın demiyorum. Kumaş ve resim işi zor geldiyse fotoğraf da olur, eski dostlar duvarda şahane durur. Ara ara bünyeye vuran özlem ataklarına da ilaç olur!
7-Özlem demişken, anne evinden bir eşya mutlaka sizinle olsun. Çok sevdiğiniz bir obje, belki küçük peluş bir ayıcık, yastığınız, kokulu bir mum, anne evinden aşırılan bir sabun... Hem özlem azalır hem de yatak, çarşaf mis olur.
8-Anne olmayınca haliyle “Hadi oğlum! Hadi kızım!” diye sizi dürtükleyecek
biri de olmayacak. Yurt ve üniversite hayatında kendini organize etmek/edebilmek büyük iş! İlk iş bir pano edinin ya da kendi panonuzu kendiniz yapın. Bir mukavva ve birkaç mandalla bu iş tamam!
9-Çöpünüz bile havalı olsun! Yaratıcılığınızı kullanın, sıradan olmayın. Biraz paket ipi, kurdele, artık elinize ne geçerse... Bir de tutkalla bu iş tamam.
10-Zamanla geçmeyen tek şey özlem! Bir türlü anlaşamadığınız anne, baba, kardeşler öyle tatlı gelmeye başlayacak ki şaşırıp kalacaksınız. Hele anne mutfağı, anne yemekleri yok mu; onların kokusu burnunuzdan, tadı damağınızdan gitmeyecek! “O koku hep burnumda kalsın” diyenler hemen bir paket vanilyayı açın, ortaya saçın. Oh, mis gibi, anne eli değmiş gibi koksun!

Yazarın Tüm Yazıları