Manş Denizi'ni yüzerek geçen cesur kadınlar

Haberin Devamı

İZMİRLİ Seda Kansuk ve Günışığı Ceren Cansızoğlu İstanbullu arkadaşları Sadiye Kuş ve Sinem Tüzer ile 4forBlue takımını kurarak Manş Denizi’ni yüzerek geçmek üzere çalışmalara başlamışlar. 30 yaşındaki Günışığı dışında 40’lı yaşlarda olan ve yüzmeyle profesyonel olarak ilgilenmeyen kadınlar, Everest’e tırmanmakla bir tutulan bu geçiş için yoğun bir çalışma yaparak, yaz aylarında gittikleri İngiltere’den girdikleri 16 dereceden soğuk suda, denizanaları arasında 17 saat süren yüzerek Fransa kıyılarına vardılar. “Hiç bir şey tesadüf değildir” felsefesine inanan 4 kadın, ne kadar farklı ve ne kadar aynı olduklarını yol boyunca pekiştirdikleri dostluklarında yaşayarak fark etiklerini anlatıyorlar.

Manş Denizini yüzerek geçen cesur kadınlar

Seda

Haberin Devamı

- Meslekleriniz ve yaşlarınızı öğrenebilir miyiz?
Seda: Eczacıyım, 44 yaşındayım.
Günışığı: 30 yaşındayım. Güzel Sanatlar Fakültesi mezunuyum.
Sadiye: 42. Dermatoloji uzmanı.
Sinem: 42 yaşında mühendisim ve şu an Deloitte İnsan Kaynakları Müdürü olarak çalışıyorum.

- Her biriniz çocukluğunuzdan beri ilgileniyor muydunuz yüzme sporu ile?
Seda: Hayır maalesef çocukluğumda babam hasta olmayayım diye yüzmemi hiç istemedi. Ne mutlu ki çocuklar bahanesiyle 4 yıl önce başladım
Günışığı: 2003’de kardeşim Adasu’yu yüzme kursuna getirip götürürken başladım. Dalgıçlık ve cankurtaranlık brövelerine sahip olmam dışında, 2014 de half ironman unvanına sahip bir triatletim.
Sadiye: Amatörce evet, ancak master yüzmeye 40 yaşımda başladım. Han Batur Master Yüzme takımındayım.
Sinem: Çocukluğumda 4 yıl profesyonel olarak yüzdükten sonra tekrar üniversite yıllarında yüzmeye geri döndüm. 2007’den beri Galatasaray Master Yüzme takımı yüzücüsüyüm.

Manş Denizini yüzerek geçen cesur kadınlar

Günışığı

16 DERECEDE YÜZEBİLECEĞİMİZİ İSPATLADIK
- Manş’ı yüzerek geçme fikri nasıl ortaya çıktı?
- Bu fikrin sahibi ve 4forBlue takımındaki kadınların bir araya gelmesini sağlayan Seda Kansuk... Türk kadınlarının neler yapabileceğini kanıtlayacak bir proje tasarlıyor ve hayalini kağıda döküyor. Bir Türk Kadın Takımı kurarak, Manş Denizi’ni 2015 yazında geçmek ile başlayan bir yüzme projesi... Ve sırasıyla gruba Sadiye’yi, Sinem’i ve Günışığı’nı dahil ediyor.
- Manş ı geçmeye karar verince nasıl bir çalışma yaptınız, nasıl hazırlandınız?
- 4forBlue olarak, Manş Denizi Geçişi için önce sponsor arayışına başladık; sonunda sporu ve kadını desteklemesiyle ön plana çıkan Teknosa ile anlaştık. Sonrasında hepimiz farklı tempolarda antrenmanlara devam ettik. Kilo kaybı olan arkadaşlarımız yeterince kilo aldılar. Bireysel yaptığımız havuz antrenmanlarının dışında Manş’ı geçebilme başvurusunda şart olan “16°C veya daha soğuk sularda, en az 2 saat yüzebilirliğimizi kanıtlayan bir yeterlilik belgesi almamız gerekiyordu. Bu amaçla; Mart ayında Teknosa sponsorluğunda Malta’da 5 günlük bir yüzme kampına katıldık. 4forBlue takımı olarak; Malta’nın soğuk sularında, gerekli 2 saatlik süreyi de aşarak, takım halinde “Manş Denizi Geçişi Yüzebilirlik Belgesi”ni almaya hak kazandık. Hatta, Günışığı tam 6 saat aralıksız yüzerek Manş’ı solo geçmeye de hak kazandı. Malta’daki kampın dışında, Manş Denizi’nde bizleri bekleyen soğuk su için, Sadiye kış mevsiminde Bozcaada’da; Seda ve Günışığı da İzmir’de soğuk su antrenmanları yaptı. Şubat 2015’te Günışığı, Sinem ve Seda Datça Kış Maratonu’na katıldılar, Sinem; hem tüm kadınlar içerisinde ikinciliği, hem de kendi yaş grubunda birinciliği kazanırken, Günışığı ve Seda kendi yaş gruplarında üçüncülük elde ettiler.

Haberin Devamı

Manş Denizini yüzerek geçen cesur kadınlar

EVEREST’E TIRMANMAK GİBİ
- Daha önce nereleri yüzerek geçtiniz? Nasıl projelerde yer aldınız?
Seda: Türkiye’de yapılan tüm açık su maratonları yani Kaş- Meis, Kaş 361, Marmaris açık su, Datça kış maratonu, Çanakkale ve İstanbul boğaz yarışları ve açık su yarışlarından önce de havuz yarışları var. Katıldığım ilk proje bu 4444 projesidir.
Günışığı: Çanakkale ve İstanbul Boğazı olmak üzere Türkiye’de yapılan tüm açık su yarışları ve masterlar için düzenlenen havuz yarışlarına katıldım.
Sadiye: İstanbul Boğazı ve Türkiye’de düzenlenen diğer açık deniz yarışları Datça, Marmaris Açık Su, Alanya, Değirmendere...
Sinem: 20. Uluslararası Asya’dan Avrupa’ya Yüzme Yarışması’nda, 31-35 yaş kategorisinde birinci; 2009 yılında 35-40 yaş kategorisinde Çanakkale Boğazı birincisi. En son, Şubat 2015 Datça Açık Deniz Kış Yüzme Maratonu’nda 40-45 yaş kategorisinde birinci, genel klasman kadınlarda ikinci; Mayıs 2015 Marmaris Açık Su Maratonu’nda ikinci oldum.
- Manş Geçişi’nin özel bir önemi var mı? Bunun için nasıl bir organizasyon gerekiyor?
- Manş’ı yüzerek geçmek zorluk açısından hep Everest’e tırmanmakla karşılaştırılmış. Zorlukların başında; hipotermi, yani vücut ısısının uzun süre soğuğa maruz kalmasıyla anormal olarak düşmesi geliyor. Geçişlerin soğuk suda sadece mayo ve bone ile yapılıyor olması, rüzgar, yorgunluk ve vücut yağ oranının düşük olması hipotermi riskini artırıyor. Hipotermi riski dışında deniz anaları, gece yüzüşü, yüksek dalga boyları, gelgit akıntıları, yoğun deniz trafiği nedeniyle deniz yüzeyindeki olası atıklar da Manş’ı yüzerek geçmek isteyenler için önemli olumsuzluk faktörleri. Bu zorluklar nedeniyle yüzülen mesafe, 33 kilometrenin üzerine çıkıp 60 kilometre civarını bulabilmekte. Manş Denizi, Büyük Britanya Adası’nı Fransa’dan ayırıyor ve Atlas Okyanusu ile Kuzey Buz Denizi’ni birleştiriyor. Dover Boğazı ise kanalın en dar kısmı ve 33 km. İngiltere ile Fransa’nın birbirine en yakın olduğu nokta. “Manş Denizi Geçişi” de, bu noktadan yapılıyor. Bu mücadele; iki yetkili kurum olan, CSA (Channel Swimming Association) veya CS&PF (Channel Swimming and Piloting Federation) tekneleri nezaretinde ve hakem kontrolünde, güvenli bir şekilde gerçekleştiriliyor, dereceler bu şekilde resmileştiriyor.

Haberin Devamı

Manş Denizini yüzerek geçen cesur kadınlar

MORALİMİZİ BOZMAMAK İÇİN SIKINTILARIMIZI SÖYLEMEDİK
- Takım geçişi ne şekilde yapılıyor? Her biriniz ne kadar yüzdünüz, kaç mil, kaç saat?
- Takım geçişleri bayrak yarışı mantığı ile yapılıyor. Geçişlerde, 2-8 kişilik takımlar kabul ediliyor. Her yüzücü birer saat, 1 saatte 3 km. civarında yüzüyor. Yüzücülerin sıraları gözlemciye bildiriliyor ve bir daha bu sıra ne olursa olsun asla bozulmuyor. Kaptanın siren çalması ile sıradaki yüzücü suya atlayana kadar önceki yüzücü yüzmeye devam ediyor. En çok 6 kişilik takımlar olmuş bugüne kadar. 6 kişilik takım ‘standart takım’, diğerleri ‘özel kategori’ kabul ediliyor. Biz 4 kişilik bir takımla oldukça cesur bir girişimde bulunduk. Ortalama 17 saat süren bir geçişte standart 6 kişilik takımda ikişer ve üçer kez sıra geliyor. Ancak 4 kişilik takımda bu dörder ve beşer kez oluyor. Bizde Seda ve Sinem beşer, Sadiye ve Günışığı dörder kez yüzdüler. Manş geçişimizde, gelgitlerle beraber 50-55 km civarında bir yüzüş gerçekleştirdik.
- Ne gibi zorluklarla karşılaştınız? Umduğunuzdan farklı bir şey oldu mu?
- Teknemiz, yüzücünün hızında ilerlediği için teknedeki yüzücüler olarak da denizin dalgalarını oldukça fazla hissettik. Eğer mide bulantısı için ilaç almazsanız, bulantınız konforunuzu bozacak seviyeye varabiliyor. Bizim takımda da, midesi bulanan arkadaşlarımız oldu. Dalgalı denizde yüzmek, soğuk su sonrası yeterince ısınamadan tekrar sıranızın gelmesi ve yüzmek zorunda kalmanız, her seferinde daha fazla yorgun hissetmeniz de sayılabilecek zorluklar arasında. Gece yüzüşleri de oldukça değişik bir tecrübeydi. Su kapkaranlık ama siren çalıyor ve atlıyorsunuz. Yine parkurdaki ziyaretçiler olan denizanalarını da unutmamak lazım. Sonradan aramızda konuşunca fark ettik ki herkes bireysel yaşadığı her zorluğu geçiş süresince içinde yaşamış ve bir diğer arkadaşının moralini bozmamak adına paylaşmamış. Hepimiz, bu işi bitireceğimize inanmışız.

Haberin Devamı

İNGİLTERE’DEN SUYA GİRİP FRANSA’YA BAYRAKLA ÇIKTIK
- Bitirdiğinizde neler hissettiniz? Nasıl bir karşılama yaşandı orada ya da ülkeye dönüşte?
- En son yüzüşü Sinem yaptı, fakat biz takım olarak organizasyondan hep birlikte Fransa sahillerine çıkma konusunda izin almıştık. Sinem’in karaya ilk ayak basışından sonra biz de yanına Türk bayrağımız ile yüzerek gittik. Bir önceki günün öğleninde, bir başka ülkede başladığımız geçişin; bir sonraki günün sabahında bir başka ülkede bitmesinin mutluluğunu 4 kadın kumsalda çığlıklar atıp birbirimize sarılarak kutladık. Sevdiklerimize hatıra amaçlı kıyıdan taş topladık. İlk “kuru” kutlamamızı ise akşam Dover’de tüm kanal geçişini tamamlayan yüzücülerin duvarlarına isimlerini yazdıkları White Horse isimli pubda yaptık. Biz de pub duvarına isimlerimizi kazıdık. Bu işi birlikte bitirmiş olmanın keyfini yaşadık.
- Bundan sonraki planınız ne? Yeni hedef neresi?
- Bundan sonra kaldığımız yerden devam etmek ve 4444 projesini tamamlamak için farklı ülkelerdeki diğer geçişlere başvurular yaptık. Onlardan cevap bekliyoruz. Daha sonra gelen cevaplara göre bir sonraki adıma karar vereceğiz ve Türk kadınının azmini ve başarısını tüm dünyaya göstereceğiz.

Yazarın Tüm Yazıları