O formayı çıkartamazsın!

O formayı çıkarttığın anda soyunma odasına gidersin!

Haberin Devamı

Emenike seyircinin ıslıklarına dayanamamış;
Önce beni değiştir işareti yapmış, sonra hocasının kararını da beklemeden formayı çıkartıp oyundan çıkmıştı…
İsmail Kartal;
Birkaç dakika 10 kişi oynamayı göze alıp, kolundan tutuğu gibi direk soyunma odasına gönderecekti!
İsmail Kartal’ın eline altın bir fırsat gelmişti…

Takımın direksiyonu “bende” diyecekti…
Yapamadı… Devreyi bekledi…
---------- Sakin olmak lazım…
Yok, arkadaş bazen “pire için yorgan yakılır”
O yorgan bir kez yanar ama takım yanmaktan kurtulur!
Olmadı…

***

Emenike bey;
O forma öyle çıkamaz!
O formayı çıkarmamak için sopa yiyen yüzlerse adam var tribünde…
O formayı giyebilme hayallini kuran binlerce genç…
Burası çiftlik değil…
Mahalle maçında bile çıkarttırmazlar o formayı adamın sırtından.
“Profesyonellik”, “oyuncuyu kazanma” falan;
Bunları geçiniz kardeşim…
Gün gelir çıkartarak kazanırsın…
Kartal ısrarla, oynatarak kazanmayı seçti…
Hata yaptı ve ısrar ediyor.
Hatta inat ediyor…
Emenike’yi o anda;
Soyunma odasına gönderse; Takımı kazanacak!
Hatta iddia ediyorum; Emenike’yi kazanacak!

***

Haberin Devamı

Emenike’nin gol kaçırması hiç önemeli değildir…
Onu ıslıklayan seyirci de yüzde yüz yanlış yapmaktadır…
Kafasındaki düşünceyi, ilk üç haftaki yazılarımda yazdım…
Sadece ve sadece; “bir gol atayım kahraman olayım” var…
Önce kafasını değiştirmeye çalışmak lazım…
Diğer işlerde hiç yok.
Bir kafa topu alayım, alamasan bile rakibi bozayım, iki boş koşu yapayım, arkadaşıma boş alan yaratayım falan hiç yok!
Gol atamadıkça da kahrediyor...
Atsa belki de daha kötü, yanlışa devam edecek.
Hoş, dur diyen olmayınca atamamasına rağmen yanlışa devam ediyor.
Bir yandan da terbiyesizlik ediyor…
İlk kez de etmiyor!

Hocasına, takım arkadaşlarına ve taraftara…
Fakat formayı almaya devam ediyor…
Hem de nerede oynamak isterse orada oynuyor(?)
Olmaz!

***
Ersun Yanal örneği vereceğim polemik olur, derdimi anlatamam… Vermiyorum…
Başka bir örnek vereyim;
Kenarda Obradovic olsa;
Emenike o formayı çıkarabilir mi?
Çıkarttığı anda; Obradovic, Emenike’yi duşa kadar götürür mü?

***
Asında ben Emenike’yi anlatıyorum ama siz diğerlerini de anlayın…
Bu maçın kahramanı, seyircinin sevgilisi Moussa Sow;
Bence o da bu yıl yanlış yolda…
O da sadece gol atmayı düşünüyor..
Hatta bir sevgiliden daha bahsedeyim…
Bu futbolcumuz, yorumcularımızın da sevgilisi;
Onların deyimi ile
Fenerbahçe’nin tek “dikine giden adamı”, Alper…

Dikkat ile izleyin...
Sadece hücum organizasyonlarında ortada…
Takım yorulmuş, Meireles ve Kuyt çıkmış, Diego ve Emre direnmeye çalışıyor…
Alper ileride bekliyor.
Bu çocuğun Eskişehirspor’daki halini hatırlayın.
Kesici özellikler vardı… İkili mücadeleden kaçmazdı.
En çok top kazanan oyunculardan biriydi…
Oyunun iki yönünün de oynuyordu…
Gitti…
Yerine “dikine giden Alper” geldi…
Bizde bu topçuları seviyoruz ya(?)
Birçoğunuz ile anlaşamayacağımı biliyorum ama
Ben yine de söyleyeyim;
Heurtel’ler çok sayı atarlar; Maçları Zisis’ler kazandırır.

Haberin Devamı

***
Maçı anlatmadım.
Gerçekten anlatacak pek bir şey de yoktu.
Kötü bir Fenerbahçe;
Bence daha diri ama her nedense “kafasında beraberlik” olan bir Beşiktaş…
Yarısı boşaltılmış tribünler.
Emenike’ye kart gösteremeyen, oyunu sürekli kesen kötü bir hakem…
25. dakikada oyuncusunu ıslıklamaya başlayan kötü bir seyirci…
Denk geldi Fenerbahçe kazandı…

Yazarın Tüm Yazıları