Gidelim; şu Dünya Kupasına!

Tartışalım, bağıralım, çağıralım, ama gidelim…Bu şölen, dört yılda bir olur… İnsan ömrü de kısadır, bizim insanımızın ise daha kısa…

Haberin Devamı

Şimdiye kadar gerçek anlamda bir kez katılabildik bu kupaya…

Onda da, gidip, Dünya üçüncüsü olduk…

Şimdi işi gücü bırakıp, bu kupaya nasıl gideriz, bunun hesabını yapalım…

Gidelim; şu Rusya’ya!

 

****

Bence olabilecek en iyi guruplardan biri, bizim grubumuz;

Kimse, “zor gurup, şansızız” falan demesin!

Kuraya, dördüncü torbadan girdik;

Ne demektir bu?

“Oluşacak grupta, bizden daha iyi sırada, üç takım daha olacak” demektir.

 

Şimdi ne oldu ona bakalım?

Birinci torbadan; O torbanın sıralamadaki yeri, en kötü takımı, Hırvatistan ile eşleştik… “Almanya, İspanya, Belçika, Portekiz çıkabilir; “Grup birincisi olma şansımız yok” diyebilirdik…

İkinci torbadan; Yine o torba sıralamasının altlarında bir takımı, İzlanda’yı seçtik… İtalya veya Fransa olabilirdi…

Haberin Devamı

Üçüncü torbada, şansızdık. O grubun en iyisini, Ukrayna’yı seçtik…

Diğer torbaları incelemenin pek bir önemi yok…

Çünkü gruplarında birinci olacak dokuz takım, direk Rusya’ya gidecek…

En kötü ikinci elenecek…

Diğer sekiz ikinci, play-off oynayacak ve kazanan dört takım da, buradan Rusya’ya gidecek…

Avrupa’dan biri ev sahibi Rusya olmak üzere, toplam 14 takım Dünya Kupası finallerinde olacak…

Afrika’dan; 5

Asya’dan; 4+0,5

Kuzey ve Orta Amerika’dan; 3+0,5

Güney Amerika’dan; 4+0,5

Okyanusya’dan;0+ 0,5,

Toplam 32 takım, Dünya Kupası için Rusya’da olacak…

 

 

 

 

***

Hedef, birinci bitirmek olmalı;

Grubumuzda, “Almanya gibi, kesin birinci olur diyebileceğimiz bir dev yok”. O zaman hedef, “bir” olmalı!

Hele dün akşamki sonuçlardan sonra hedef, kesinlikle birincilik olmalı…

Elbette, havaya girmeden!

Grubun kâğıt üstündeki bir numarası, Hırvatistan’dı… Deplasmanda puanı koyduk cebimize, en önemlisi, Hırvatlar, iki puanı kaybetti…

Diğer iki aday; İzlanda ve Ukrayna yenişemedi ve ikişer puan kaybetti…

Haberin Devamı

Birinci haftanın sonunda, “düşeş atarak” başladık...

Belki bir yıl sürecek ama toplam 10 maçlık bir mücadele bu…

Maraton gibi uzun bir sürece yayılan, aslında 10 maçlık bir lig…

Bizim takımımız, genç ve henüz oturmamış bir takım… Giderek iyi olacak… Hırvatistan ve İzlanda ise oturmuş takımlar, zaman ile çok gelişme şansları yok… Hatta geriye bile gidebilirler!

Öyle bakmalıyız meseleye…

 

 

Nasıl Oynamalı?

----- Dün akşamki gibi…

------------“Her zaman dört tane top direkten dönmez” dediğinizi duyuyorum;

Hemen kızmayın, anlatayım;

“Maç, maç, takım, takım, düşünelim” demek istiyorum…

Dün akşam ana fikir olarak ne yaptık?

“Yapan” değil “bozan” ağırlıklı bir takım ile oynadık…

Haberin Devamı

İyi yaptık, kötü yaptık ama özünde fikir buydu ve doğruydu…

Hırvatistan’dan kendi evinde, bir puan almaya oynamalıydık…

Bunu yaptık ve aldık…

Hep bunu yapmalıyız…

Her maçın stratejisi ve futbolcu yapısı farklı olmalı…

“Her maçı farklı 11’ler ile oynayalım” demiyorum… Özellikle orta sahada iki oyuncuyu değiştirerek, takımın kimyasını değiştirmek mümkündür…

Mesela, İzlanda deplasmanına gideceğiz;

Burada lütfen; “Arda Turan, Hakan Çalhanoğlu, Emre Mor, Oğuzhan Özyakup, Volkan Şen, hepsi birden oynasın” diye tutturmayın…

Kimi zaman, “bozan” oyuncular ağırlıklı bir takım ile oynamayı bizde öğrenmeliyiz…

Son Avrupa şampiyonasına bakın;

Aklınızda kalan; İzlanda, Galler, Arnavutluk, hatta şampiyon olan Portekiz bile, savunma özellikleri ağır basan sistem ile oynadılar…

Haberin Devamı

Bizde, “takımına, yere ve ihtiyacımıza”, göre oynamalıyız…

Fiziği kötü olan oyuncuyu ise ismi ne olursa olsun, almamalıyız!

 

***

Sonunda bu iş; Ahmet, Mehmet, Fatih, Arda meselesi değil!

Memleket meselesi…

Kimse, kimseye küsemez!

Kimsenin çiftliği değil orası!

Kim fizik ve form olarak hazırsa ve bir diğerinden daha faydalı olacağına inanılıyorsa; O formayı giyer!

Tek bir hedef var; Birinci olmak!

Ne yapıp, yapıp, bu Dünya kupasına gitmek!

Gidemez isek, 70 milyon kişi üzüleceğiz…

Gurbetçilerimiz, üzülecek…

Bir nesil futbolcu, Dünya Kupası oynamadan emekli olacak.

Birçok kişi, Dünya Kupasında takımını izleyebilmek için dört yılda bekleyecek…

Kimimiz ise bir bu şöleni izlemek şansını bir daha yakalayamayacağız…

Bu nedenle;

Haberin Devamı

Gidememenin bedelini bir kişi ödeyemez!

“İstifa” falan ile ödenemez bu bedel!

 

***

Önümüzde çok önemli iki maç var;

6 Ekim’de, Ukrayna ile Konya’da oynayacağız…

9 Ekim’de İzlanda ile evlerinde…

Turnuvanın can damarı bu maçlar…

Bize, buradan bir dört puan lazım…

Gerisine, sonra bakarız…

Önümüzde de, hazırlanmamız için bir ay var…

İşimizi, gücümüzü bırakıp bu maçlara hep birlikte hazırlanmalıyız!

Üç gün ara ile oynadığımız maçlardan hep korkarım;

İstatistiklere bakın;

Sıralı maçların bir tanesinde mutlak; ummadık puanlar kaybetmişizdir…

Bu kez olmasın!

Gerekirse, her iki maç için şimdiden planımıza uygun farklı oyuncular seçelim… İki maça farklı kadrolar ile çıkalım…

Gerekirse, şimdiden hangi maçta hangi oyuncuyu kontrol edeceğini, kulağına fısıldayalım! O da hazırlasın kendini!

Oyuncu havuzunu geniş tutalım…

Hiçbir oyuncuyu, havuzun dışına tutma lüksümüz yok!

Hiçbir oyuncunun da; “Alternatifim yok” diye düşünmeye, hakkı yok!

Hep birlikte; Gidelim kardeşim şu Rusya’ya…

Yaşam dediğin, koşturmanın içinde birkaç saatlik, dakikalık keyifler…

Bizde, bu keyiften yoksun kalmayalım!

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları