Erdoğan, Terim ve Yıldırım

Üçünü birden sevene rastlamadım.

Haberin Devamı

Üçünden birden nefret edeni de pek az gördüm…
Genellikle birini sevenler, diğerinden nefret ettiler...
Üçünü de; Sevenler ve nefret edenler vardı ama duyguların ortası yoktu.
Ya deli gibi seviyorlar, ya da tem tersi…

***
Tayyip Erdoğan, Fatih Terim ve Aziz Yıldırım’dan bahsediyorum…
Sevsek de, nefret etsek de, bir gerçek var ki değişmez;
21.Yüzyıllın liderleri bunlar…
Dünya’nın falan değil, bizim liderlerimiz onlar…
Sakın kızmayın…
----Falanca benim liderim olamaz!
----Falanca ile filanca, aynı kefeye konamaz!

Demeyin…
Mukayese yapmayacağım…
Farkında olmadığımız bir gerçeği;
Ortak özelliklerini anlatmaya çalışacağım.
Sizde, nefretiniz veya sevginizin;
“Ne taraftan baktığınıza” bağlı olduğunu düşünün…

***
Aslında çok zıt gözükseler de benzer yönleri çok:
• Liderlik vasıfları üst düzeyde…
• Egoları çok gelişmiş…
• İşlerine ve ekiplerine bağlılar.
• Kendi taraftarlarını peşinden sürüklüyorlar.
• Zafere giden yolda centilmen değiller.
• Sinirlerini kontrol edemiyorlar…
• Kızdıklarını affetmiyorlar. “Pire için yorgan yakıyorlar”
• Eğitim seviyeleri ortanın iyisi… Üst düzey değil.
• Yabancı dilleri yok denecek kadar az.
• Doğum yerleri, yaşam biçimleri, üslupları ile Anadolu çocukları…
• 1950’li yıllarda doğmuşlar.
• Lisanslı futbol oynamışlar.
• Bolca kız çocukları var.
• Gençliklerinden bu yana gelen “kabadayı” bir yönleri var.
• Doğru bildikleri yolda son derece kararlılar...
• Etraflarından gelen seslere duyarlı değiller.
• Önerilere kapalılar da diyebiliriz.
• Ekip çalışmasına inanmıyorlar.
• Bilim ve Sanat ile araları yeterince iyi değil.
• Yerlerine adam yetiştirmeyi sevmiyorlar.
• Her işi kendileri yapmayı, yetkileri toplamayı seviyorlar.
• Konuştuklarında çok etkililer…
• Çok çalışkanlar…
• Ayrıca sanırım birbirlerini de pek sevmiyorlar.

Haberin Devamı

***
Sevsek de sevmesek de, son 15 yılımıza damga vurdular...
Şiddetle içlerinden birini, ikisini veya hepsini;
“Ret etseniz” bile gerçek değişmez!
Bizim liderlerimiz, onlar…
Doğru veya yanlış, ülkeye yön verdiler…
Karakterlerini değiştirebilir miyiz?
----Hayır…
Beğenmiyorsak ne yapmalıyız?
----Kendimizi değiştirmek ile işe başlayabiliriz…

***

Haberin Devamı

Erdal İnönü, Süleyman Seba, Faruk Ilgaz ve Mustafa Denizli’de, geçti bu mevkilerden…
Onları, bu derece lider yapmadık…
Çünkü onlar;
Bir tarafı temsil etseler bile;
“Karşı” diye adlandırdığımız tarafa da yakındılar.
En azından “düşman” değildiler.
Halk deyimiyle;
------“Masaya yumruklarını vurmuyorlardı”
------“Kazanmak için her şey mubah” değildi.
------“Benim polisim veya benim futbolcum hata yapmaz(!)” demiyorlardı…
İçimize sindiremesek de gerçek bu…

***
Liderlerimizi beğenmiyorsak önce aynaya bakmalıyız…
---- Farklı fikirlerde olanlara davranışımızı tartmalıyız…
---- Sevdikleri lider ile fotoğraf çektirenlere, “vatan haini” gözü ile bakmamalıyız!
---- Farklı takım tutanlarla birlikte maç seyredebilmeliyiz!
---- Emniyet şeridinden gitmemeliyiz!
---- Ofsayt gole sevinmemeliyiz!
---- Haksız kazanılan penaltıya, “Ama O’na da verilmişti” dememeliyiz!
---- Sultanbeyli’de Ramazan günü yemek yiyen adama “günahkâr” muamelesi yapmamalıyız.
---- Bağdat caddesindeki başı bağlı kadına, “ne işi var burada” dememeliyiz!

***

Haberin Devamı

Yüzyılın kalan bölümünde;
Daha demokrat, paylaşımcı, rakibine saygılı, çocuklarımıza örnek gösterebileceğimiz, toplumun tamamının gurur duyabileceği ve tüm Dünya’nın saygı duyduğu, liderlerimizin olması dileği ile…

Yazarın Tüm Yazıları