Yeni kabineyle mutabakat arayışım

HÜKÜMET Sözcüsü Numan Kurtulmuş’un açıklamalarına dikkat kesildim.

Haberin Devamı

Beştepe’de, Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki ilk kabine toplantısından çıkmıştı. Toplantının ruhunu, içeridekilerin psikolojisini, söyleyeceklerinin havasından yakalayabilir miyim diye merakla bekliyordum.

 

Umduğumdan daha açık konuştu, detayları kurcalamama, yorum yoluyla, bin bir teville anlam çıkarmama gerek kalmadı.

 

***

 

Numan Bey; yeni hükümetlerinin önünde duran iki acil sorundan birini terör, diğerini de fiili durumun hukukileştirilmesi olarak tespit etti.

 

Umut verici bir başlangıç. Dün yazdıklarımın özeti buydu.

 

Farkındalık önemlidir.

 

Haberin Devamı

Mevcut fiili yönetim tarzının sürdürülemezliğinin farkında olduklarını anlıyoruz.

 

Numan Bey, nedenini somutlaştırıyor da. Denetim mekanizmalarının yokluğunu ve kuvvetler ayrılığının kalmayışını tersinden işaret etti.

 

İktidar üzerinde denetim mekanizmalarını tekrar kuracak; yasama, yürütme ve yargı arasında güçler ayrılığını oturtacak öneriler getirmeye çağırdı muhalefeti.

 

***

 

Muhalefete de görev düştüğü muhakkak. Sadece ‘başkanlığı istemezük’ demekle olmaz. Ne istediklerini ortaya koysunlar.

 

Fakat asıl görev, iktidar partisine düşüyor.

 

Yönetim sistemini reforma onlar zorluyor.

 

Öyleyse tam olarak nasıl bir model istediklerini milletin önüne koyma yükümlülüğü öncelikle onlara aittir.

 

Başkanlıksa başkanlık, partili cumhurbaşkanlığıysa partili cumhurbaşkanlığı...

 

Haberin Devamı

Gücün tek elde toplanmasını, yürütmenin yetkiye doymayan bir oburlukla kontrolsüzleşmesini, aşırı merkeziyetçi bir yapının ülkenin üstünde baskı oluşturmasını nasıl önleyecekler?

 

Denge ve denetim mekanizmalarını nasıl kuracaklar?

 

Kuvvetler ayrılığını nasıl garanti altına alacaklar?

 

Madem böyle gitmeyeceğinin farkındalar.

 

Madem muhalefetin, yeni hükümet sistemiyle ilgili kaygılarını, tek adam idaresine dönüşmesiyle ilgili korkularını müzakereye hazırlar.

 

Madem tartışarak endişeleri gidermeye açıklar. Sorunun kapıya dayandığını, ertelenemez bir aciliyet kazandığını da söylediklerine göre, ne duruyorlar.

 

Artık kafalarındaki modeli görme zamanı geldi. Bence muhalefeti beklemesinler, kendi önerilerini sunsunlar, onun üstünden ilerleyelim.

 

***

 

Haberin Devamı

Terörle mücadele konusunda da bir şerh notu düşmek kaydıyla, Numan Kurtulmuş’un sözlerinin altına aramızdaki bir mutabakat zaptı gibi imzamı atarım.

 

İster çekince ister hatırlatma deyin. Notum şudur. Terörle mücadelenin temel esprisi, bütüncül bir yöntem izlemekti.

 

Güvenlik tedbirleri; siyasi, sosyal, ekonomik ve psikolojik tedbirlerle de desteklenecekti.

 

Tek tek canlı bomba yakalayarak saldırıları engelleyemezdiniz.

 

Teröristleri tek tek etkisiz hale getirerek terörü bitiremezdiniz.

 

Terörü önlemek, teröre kaymayı önlemekle, dağa çıkışların önünü kesmekle başlardı.

 

Yoksulluğu ve mahrumiyeti yenmeden terörü, şiddeti yenemezdiniz.

 

AK Parti’nin terörle mücadeleye getirdiği yeni anlayış, bize böyle diyordu.

 

Bu yaklaşım terk mi edildi?

 

Haberin Devamı

Demokratik yollarla aranamayacak hak, verilemeyecek mücadele, ifade edilemeyecek görüş, gelinemeyecek makam olmadığı gösterilerek silahların varlığı anlamsızlaştırılmayacak mıydı? 

 

Plan bu değil miydi?

 

Terörle mücadele adına ifade özgürlüğünü kısar, siyasetin alanını daraltırsanız... Silahları anlamsızlaştıracağınız yerde siyaset seçeneğini anlamsızlaştırmış, tersini yapmış olmaz mısınız?

 

Elinize haklı gerekçeler verse bile, provokasyon ve kışkırtmalara uyup asıl plandan vazgeçmek ne kadar doğru?

 

***

 

Terörü bitirmek; yüzde 5’in altında bir büyümeyle, 10 bin doların altında kişi başına milli gelirle başarılacak bir görev değil.

 

Öyleyse artık sıra, siyasetin kısır entrikalarıyla oyalanmayı bırakıp ekonomiyi ve refahı büyütmekte...

 

Haberin Devamı

Sıra, iç rahatlatıcı işleri bırakıp sonuca odaklanmakta. Silahlı yönteme karşı siyasi mücadele seçeneğini tekrar güçlendirmekte, demokratik temsil ve ifade kanallarını sonuna dek açmakta...

 

Binali Yıldırım’ın başbakanlığındaki hükümet için “Atılım ve reform hükümeti demek doğru olur” tabirini kullandı Numan Bey.

 

Bu nitelendirmeyi hak edecek, bunun altını dolduracak atılım ve reformlara dünden varım.

Yazarın Tüm Yazıları