Ve destanımsı Kobani anlatısı gümbürdedi

HANİ Kobani’ye bugünden yarına acilen savaşçı lazımdı ama zalim Türkiye savaşçı geçişine izin vermediği için orada çoluk çocuk Kürtler katlediliyordu?

Haberin Devamı

Ne zaman ki Türkiye, Kuzey Irak’tan Kobani’ye savaşçı geçişine kapı açtı, PYD ve PKK propagandistleri ağız değiştirdi.
Kobani’deki PYD sorumlusu Enver Müslim “Peşmerge gitsin kendi bölgesinde IŞİD’le savaşsın, bize de silah göndersin yeter” demeye başladı.
‘Koridor da koridor’ diyorlardı, koridor kuruldu. Bu kez “Pardon, bize savaşçı değil de silah lazımmış” argümanına döndüler...
E madem savaşçı ihtiyacı yoktu, ne diye kışkırtıcı dezenformasyonlar yayarak kafaları ve sokakları karıştırdınız?
Bir aydır Kobani’deki PYD güçleri, IŞİD’e karşı direniyor. Bir aydır HDP’nin muhteremleri “Türkiye sınırı açmadığı için savaşçılar gidemiyor” diye bir klişe tutturmuş Türkiye aleyhine kampanya yürütüyor, hükümeti dünyaya şikâyet ediyor.
Meğer savaşçı açığı yokmuş Kobani’de, iyi mi!..
Hiç de bozuntuya vermiyorlar. Propagandaları çatır çatır çökmemiş, balonları elde gümlememiş, iflas eden yan komşunun anlatısıymış gibi sıyrılacaklar aradan.

***

PKK ve PYD propagandistlerinin bir de ‘silah’ argümanı vardı.
“Şiddetle silaha ihtiyaç var, zalim Türkiye göndertmiyor” diyorlardı.
Peşmergelerinden önce Barzani’nin silahları, Türkiye’nin de mutabık kaldığı bir hava koridoruyla Kuzey Irak’tan alınıp Kobani’ye nakledildi.
Silah takviyesiyle bir silah daha alındı PKK propagandacılarının elinden.
IŞİD’in işini bitirip canına ot tıkamalarının önünde mazeret de bahane de kalmadı.
Son argümanları da tükendi, bütün anlatıları çürüdü.
Kobani’yi savunmaksa mesele Barzani’nin Peşmerge kuvvetlerini niye reddediyorlar?
IŞİD’i yenmek, Rojava’dan söküp atmaksa mesele Türkiye’nin ezici gücüyle Suriye’ye girmesine niye karşılar?

***

Tepe tepe kullandıkları Kobani propagandası iki hareketle terse döndü.
“PKK ile PYD tek başına savaşıyor, Türkiye ve Barzani yönetimi tarafından IŞİD’e karşı yalnız bırakıldılar, yetmezmiş gibi Türk jetleri de PKK’yı arkadan vurup IŞİD’e destek atıyor” martavallarını bir süre yutturdular. Yutturmayı başardılar...
Dağlıca Karakolu’nu IŞİD’in Kobani’deki siperi zanneden tuzu kuru Avrupalıya “Biz o karakolda IŞİD’e saldırırken Türkiye bizi bombaladı” manipülasyonlarını yedirebildiler.
Alman Yeşilleri’nin Türkiye şöhreti Claudia Roth demeyecek mi şimdi “Hani siz IŞİD’le çarpışırken Türkiye arkadan sizi vuruyordu?” diye...
Merkel’in beyninin sağ yarısı Volker Kauder sormayacak mı “Dolduruşunuza gelip Türkiye’ye bir araba dolusu laf ettim, ‘Sınırı açın da savaşçılar geçsin’ yaygarasıyla esip gürledim. Şimdi silahlı savaşçı takviyesini niye geri çevirdiğinizi bir anlatın bana” diye...
Örgüt çıkarlarını Kobani savunmasından da IŞİD’le mücadeleden de önde tutmak değilse nedir gerekçeleri?

***

PKK, uçuk bir hayalin peşinde. IŞİD’le savaşıyor algısını kullanarak uluslararası meşruiyet sağlayacak güya.
Deyin ki üç-beş günlük fiyakası oldu, sonra? Sanki NATO’ya mı alacaklar, ABD’nin silah arkadaşı, Türkiye’nin askeri müttefiki mi sayılacak Kobani’de IŞİD’e direndiği için...
Otonom bir silahlı güç olarak kabul göreceklerini, devletsiz bir ordu gibi ortada gezebileceklerini düşünüyor galiba Kandil’deki örgüt şefleri.
Türkiye’yi de Barzani’yi de Kobani’ye yaklaştırmamaları bu yüzden. Örgütçülük damarı yüzünden...
Propagandaları tutsa, bütün dünya Türkiye’nin ve Barzani’nin PKK’yı IŞİD’le savaşta yalnız bıraktığına inansa ne geçecek ellerine?
Tanımlanamayan bir cisim gibi Ortadoğu semalarında elde silah uçmanın Kürt’e, Kürt’ün yaşam ve özgürlük mücadelesine faydası ne!
Ütopik derecede uçuk kaçık bir ‘silahlı örgüt’ fetişizmi yüzünden değer mi Kobani’yi ateşe atıp dünyayı aldatmaya?

Yazarın Tüm Yazıları