‘RTÜK sansürüne son’ müjdesi

A HABER.com.tr sitesinden aldım haberi.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, RTÜK Başkanı ile görüşmüş ve sansür gibi cezaları sonlandıracak yasal değişiklikler için talimat vermiş.

 

 

AK Parti ve MHP’li üyelerin oyuyla benim CNN Türk’teki programıma da para cezası kesilmişti. 

 

Üstelik iki konuğumdan biri AK Parti milletvekili Muhsin Kızılkaya’ydı.

 

 


HDP üyesi diğer konuğum Günay Aslan, çatışma ortamına geri dönüşten ötürü devleti suçlarken...

 

 

Kızılkaya, bundan terör örgütünün karanlık ajandasını sorumlu tutuyor, her zamanki gibi yalınkılıç ve cesur konuşuyordu.

 

 

Haberin Devamı

Neresinden baksanız, ben de terör örgütünden sözünü esirgemiş bir gazeteci değilim bugüne bugün.

 

Fakat ‘Terör örgütünün propagandasına alet olmak’tan yedik cezayı, iyi mi!...

 

Programdaki tartışmamızda bizim ne dediğimizi, RTÜK’teki muhteremlerin ne anladığını gösteren ibretlik bir diyaloğu perşembe günü size aktarmıştım.


Gelin görün ki bizim ne düşündüğümüzden ziyade RTÜK’ün oturduğu yerden bu düşüncelerimizi beğenip beğenmemesi daha önemliymiş.

 

Hasılı; RTÜK sansüründen payına düşeni almış biri olarak nasıl sevinmem bu habere! Umutla doldum.


* * *

 


Detaylarına bakalım. Şöyle diyor haber:

 


“A Haber’e verilen rekor sayıdaki cezalar artık cezadan öteye sansür niteliğini almaya başlamıştı ki bu duruma son verilmesi için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimat verdiği öğrenildi...”

 


Yaşasın, budur işte.

 

Haberin Devamı


Peki... Cumhurbaşkanı Erdoğan, RTÜK Başkanı İlhan Yerlikaya ile görüştükten sonra talimatı kime verdi?

 


Cevap yine aynı haberde:

 


“Özellikle A Haber’e verilen rekor yayın durdurma cezaları ile gündeme gelen çağdışı uygulamanın sona erdirilmesi için, AK Parti nezdinde yasal düzenleme hazırlığı başladı...”

 


İçeriği nedir, gereği nasıl yerine getirilecek derseniz...

 


Şöyle:

 

“Böylece özel televizyon kanallarının TRT kıstaslarına bağlı kalmak zorunda olmadan özgürce yayın yapabilmesi sağlanacak...”

 


Elde bir de taslak çalışma olduğu anlaşılıyor:

 

Taslağa göre, tartışma programlarında yapılan yorumlar da cezanın nedeni olmayacak.

 

Milli birlik, beraberlik, hakaret gibi belli başlı kurallar haricinde televizyon kanalları dilediği yayını yapabilecek, dilediği konuğu yayına alabilecek.”

 


* * *

 

Haberin Devamı


Tartışma programında dile getirilen görüşlerden, yapılan yorumlardan dolayı ceza almış bir moderatörüm.

 

Nasıl sevinmem!

 


Yalnız haberdeki vurgulara bakınca iki şey takılıyor kafama.

 


Bir; yapılacak düzenleme, sadece AHaber yayınları için mi geçerli olacak, yoksa mesela benim programı da kapsayacak mı?

 

 


İki; tartışma programlarında ceza almayacak yorumlara ‘Milli birlik ve beraberlik’e aykırı olmama şartı konuyor.

 

 

Neyin ‘milli birlik ve beraberlik’e aykırı olduğuna RTÜK’teki muhteremler mi karar verecek?

 

 


Bu nereye çeksen oraya gelebilecek muğlak kıstasla ceza kesilebilecekse... Özgür bir tartışma ortamından, sansürün sona ermesinden hâlâ söz edilebilecek mi?

 

 

 

Haberin Devamı

Elveda güzel Türkçem

 

 


- AHMET Ümit’in son romanı ‘Elveda Güzel Vatanım’ı okuyorum.

 

Eski bir ‘İttihat ve Terakki’ fedaisinin kavgaları, bozgunları, hezimetleri, gönül macerası, komitacılık serüvenleri etrafında dönüyor.

 


Kitabın sonunda da bir sözlükçe var. ‘İttihat’ ne demek, ‘terakki’nin anlamı nedir, ‘fedai’ kime denir, ‘komitacı’lık da neyin nesidir, bilmeyenlere açıklıyor.

 


* * *

 


Ahmet Ümit’in kalemi ağdalı mı, değil. Dili ağır mı, anlaşılmaz mı, değil. Osmanlıca lügat mi paralıyor, Divan edebiyatının tozunu mu attırıyor, hayır...

 


Yaşayan, güncel bir söz dağarcığı kullanıyor.

 

Yüzyıl öncede geçen bir hikâye anlattığı halde, yüzyıl önceki Türkçenin belagatinden asgari düzeyde yararlanıyor.

 

Haberin Devamı

Sırf okunmayı kolaylaştırmak için...

 


Fakat kurtarmıyor. Yine de kitabının sonuna bir sözlükçe iliştirmek zorunda hissediyor kendini.

 


‘Asgari’ kelimesine bile yabancıysa okur, ‘ecnebi’yi nereden sökecek...

 


‘Ahali, ahval, akıldane, arzıendam, aleni, asgari, azami’ kelimelerinin karşılıklarıyla başlıyor, ‘ecnebi’ filanın anlamını vererek uzayıp gidiyor sözlükçe.

 


* * *

 


Okurun mu, dilin mi, kitabın mı, yazarın mı talihsizliği?

 

Galiba hepsi birden.

 


Cingöz Recai gibi ‘cinai roman’ların da yazarı olan Peyami Safa duysa ‘bir dil soysuzlaşmaya görsün’ diye başlardı söylenmeye.

 

Cinai; ‘konusu cinayet olan’ demek bu arada, eskiden ‘polisiye’ türünü ifade ederdi.

 

Soysuzlaşma, ‘dejenere olma’ manasınadır.

 

Kelime dendiğinde de siz ‘söz’ diye anlayın.

 

Belagat ise tam bu esnada katledilen dil sanatıdır.

Yazarın Tüm Yazıları