Erdoğan dümenin farkında

Sonra bir gün cebine ‘Sen şiasın’ yazılı bir not pusulası koyuyor.

Sonra da notu görünce nasıl köpüreceğini, o tezviratı yayanlarla ilgili ileri geri nasıl atıp tutacağını kaydetmek istiyor, odasına yerleştirdiği dinleme cihazının öbür ucuna geçiyor.

Daha sonra da o kayıtları aleyhinde delil olarak kullanıyor, kendilerine karşı kişisel kini, garezi var diye bakanı afişe ediyor.

Şeytanın aklına gelmeyecek bu tezgâh, aynıyla vaki.

İçişleri bakanlığı sırasında Beşir Atalay’ın başına geliyor.

Olayın içyüzünü ise şimdilerde gözaltına alınan FETÖ’cü bir istihbarat polisinin ifadesinden öğreniyoruz.

Dinleme kayıtlarını deşifre edip tapeye döken görevlinin kendisi olduğunu itiraf ediyor.

Bu şeytani planları yapanlar, dümencilikte şeytanı dahi çırak çıkarmaz mı?

Devam eden FETÖ soruşturmalarındaki en kritik şüphe bu.

‘Acaba ne dümenler dönüyor’ kuşkusu...

Çin dönüşü uçakta bir gazeteci, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olası dümenlerden birini soruyor.

Devlet içinde kendilerini gizlemeyi hâlâ başaran kripto FETÖ’cülerin, bir taşla iki kuş vurma ihtimalleri hakkında bir soru.

Ya yanlış isimleri FETÖ’cü diye listelere yazıp ihraç ettiriyorlarsa... Ya böylece hem yerlerini koruyup hem de FETÖ’yle acımasızca savaşıyor görünerek göze girmeyi başarıyorlarsa...

Neyse ki cevaptan, Erdoğan’ın dönebilecek dümenlerin farkında olduğunu anlıyoruz.

Bir kere bu kuşkuya kafadan hak veriyor.

At izinin it izine karıştığını, hiç alakası olmayan insanların medyada suçlanabildiğini ve bunun yanlış olduğunu söylüyor.

Umarım savcılığa, hâkimliğe soyunan, çalakalem asıp kesen cevval arkadaşların da farkındalık geliştirmesine vesile olur.


TRUMP ORTADOĞU'YU ANLAYABİLİR Mİ?
FOREIGNPOLICY.COM’da bir analiz çıktı. ‘ABD başkan adaylarından Donald Trump, Ortadoğu’nun karmaşıklıklarını neden anlayamaz’ diye soruyordu.

İsrail’in istihbarat servisine başkanlık yapan biri anlayamadıktan sonra zavallı Trump nasıl anlayacak?

İç istihbarata bakan Shin Bet’in eski direktörü Avi Dichter, parlamentonun dışişleri ve savunma komitesinin başkanı.

Reuters’in haberine göre şöyle diyor:

“İsrail, tüm Batılı ve Arap istihbarat servisleri gibi Suriye’deki gelişmeleri öngörmeyi başaramadı. Buna Esad’ın kısa zamanda kolayca devrileceği konusundaki yanılgılar da dahil...”

İçsavaşın bugün daha karmaşık ve öngörülemez bir safhaya girdiğini düşünüyor Ditcher.

Haberde, İsrail’in Hizbullah tedirginliğine de değiniliyor.

Golan Tepeleri’ni gözlüyor, savaşı kenardan seyrediyor İsrail.

Bölünmüş bir Suriye, kendileri için daha çok güvenlik demek; buna doğru gidişten de fazlasıyla memnunlar.

Ama Suriye’de, Türkiye’nin müdahalesiyle ne değişecek; sonun başlangıcı mı, başlangıcın sonuna mı gelindi; onlar bile kestiremiyor.

Hizbullah’ın ağır kayıplar vermesine ne kadar seviniyorlarsa ciddi bir savaş tecrübesi kazanmasından da o kadar endişeliler.

Kafaları karışık velhasıl, her şey iç içe geçmiş, üst üste binmiş durumda.

Güvenlik devleti İsrail bile gözünü üstünden ayırmadığı düşman komşusu Suriye’de işin içinden çıkamıyor, neresinden tutacağını bilemiyor.

Elif’i görse mertek zannedecek Trump mı Ortadoğu’nun kompleks yapısını okyanus ötesinden bakarak anlayacak?