Bahçeli'nin başkanlık şifresi

DÜNKÜ grup konuşmasında en kilit cümle en sonlara saklanmıştı.

Haberin Devamı

Bahçeli şöyle dedi:

“İlke ve hassasiyetlerimizi gözetmesi halinde sağlıklı ve makul bir neticenin alınacağına yürekten inanıyorum.”

Düz dinlediğinizde muğlak. Kabul oyu vereceğiz demiyor. Vermeyeceğiz de demiyor. Ortada bırakıyor gibi...

Ama aslında ne dediğini hepimiz anlıyoruz.

Kapalı, şifreli görünmesine rağmen mesajı açık, pozisyonu net.

Yani AK Parti, başkanlık teklifini Meclis’e getirdiğinde MHP, sağlıklı ve makul bir netice almasına katkıda bulunacak diyor.

Ama bu şartlı bir destek taahhüdü.

İlke ve hassasiyetlerinin gözetilip gözetilmediğine bakacak.


Bahçeli’nin şartlı destek cümlesinden iki şey çıkarıyorum.

Birincisi; MHP’nin kafasında somut bir başkanlık modeli var.

Her ne kadar parlamenter sistemin revize edilmesinden yana olduğunu tekrarlasa da... Kabul edilebilir bir başkanlığa vize vermeye de açık.

İkincisi; Başbakan Binali Yıldırım’la buluşmalarında, enine boyuna konuştular.

Nasıl bir modele geçit vereceklerini söyledi Bahçeli. Ve bunun dikkate alınmasını bekliyor.


Çoğu kimse referandum kapıda göründü mü, görünmedi mi; baharda mı, yazda mı sorularının peşinde.

Nasıl bir modelin referanduma götürüleceğine merak kalmadı neredeyse.

Sanki taraftarlarına da karşıtlarına da şöyle bir hava hâkim; olduktan sonra nasıl bir başkanlık olursa olsun...

Oysa asıl tartışılması gereken, modelin kendisi.

MHP, fiilen önleyemediği bir uygulamayı, anayasal zemine oturtmaya çalışıyor.

Adı konmamış, sınırları çizilmemiş defakto bir başkanlığa razı olmaktansa... Adını koyup sınırlarını doğru çizmeye etki edebilecek bir siyaset izliyor.

CHP de benzer bir tutum takınamaz mı?

Durduramayacağı bir gidişatın dışında kalmaktansa MHP gibi yapıp modelin şekillendirilmesinde rol oynayamaz mı?


Erdoğan’ı ölesiye başkan yaptırmak istiyorsunuz diyelim...

Bir gün Erdoğan’dan başkasının eline geçerse bile altında yaşayabileceğiniz bir sistem kurulmasını istemez misiniz?

Erdoğan’ın başkan olmasına şiddetle karşısınız ama önüne de geçemiyorsunuz, başkanlık gümbür gümbür geliyor diyelim...

Sizin de bununla yaşamak zorunda kalacağınızı kabul edip, yetkilerin ona göre dağıtılmasına katkı sunmanız gerekmez mi? Her halükârda... Mademki bir teklif Meclis’e geliyor...

Akılcı olan, kafadan yanlış demek yerine önce doğrularınızı yansıtmaya çalışmaktır.

Uzlaşma yollarını denediniz ama olmadı mı, ilke ve hassasiyetlerinizi içermedi mi?

O zaman yine karşı çıkarsınız, hakkınız baki.


'HAVET'İN MALİYETİ AĞIR
BAHÇELİ’nin sözleriyle ilgili yaygın yorum şu:

Referanduma evet ama başkanlığa hayır siyaseti güdüyor.

Katılmıyorum, çünkü hem evet hem hayır demek gerçekçi değil.

Düşünün ki Meclis’te AK Parti’nin başkanlık teklifine kabul oyu veriyorsunuz.

Karşı olduğunuz halde....

Seçmeninize nasıl açıklayacaksınız?

‘İlke ve hassasiyetler’inize uyduğu için ‘evet’ dediğinizi söylerseniz, bir açıklama borcunuz daha olacak.

Bu defa referandumda neden ‘hayır’ kampanyası yürüttüğünüzü izah etmeniz gerekecek.İkisi bir arada mümkün değil.

‘Havet’in izahı yok. Ya hayır’ınız ya da evet’iniz samimiyetsiz görünecek.

Tutarsızlık olarak algılanacak, içinde başka hesaplar aranacak.

Kararsızlık görüntüsüyle, ucuz siyaset algısıyla seçmenin kafasını allak bullak edersiniz. Bahçeli’nin bu maliyeti göze alacağını sanmıyorum.

‘Dün parlamenter sistemi savunuyordum, bugün fikrim değişti, mevcut şartlarda başkanlıktan yanayım’ demek bile daha temiz, daha düşük maliyetli olacaktır.

Hâlâ parlamenter sistemle referandumu birlikte savunmasına bakmayın. Şimdilik ortalıyor bence, sonra dümeni kıracaktır.

Yazarın Tüm Yazıları