AK Parti’yi Erdoğan’dan kurtaracaklara

Haberin Devamı

AK Parti’yle ortak hükümet mi kuracaklar, AK Parti’yi Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan koparmaya mı soyunacaklar? Bu ikisini fena halde birbirine karıştıranlar var. Koalisyonu, kendilerini iktidarsızlıktan ya da ülkeyi hükümetsiz kalmaktan kurtarmak değil de AK Parti’yi Erdoğan’dan kurtarma fırsatı gibi sunuyorlar. Ve bu hiçbir şeye yardımcı olmuyor; ne kendilerine ne ülkeye ne de AK Parti’ye...
Son günlerde iki gerçekçi Erdoğan savunusu okudum. İkisi de Erdoğan taraftarı gazetelerde çıktı. Biri Akşam’da, diğeri Sabah’ta.
CHP ile MHP cenahında Erdoğan’a kilitlenip kalmışlar için hayli göz açıcı olabilir.
Akşam’da, Gülay Göktürk ‘Ahlaksız teklif’ başlığıyla şöyle yazdı:
“AK Parti içinde ve tabanında Erdoğan’ı şu ya da bu ölçüde eleştiren, hatta kızan yüz binlerce insan olduğuna şüphe yok. Ama bu, onların koalisyon pazarlığı uğruna kurucu liderlerini satacak kadar düşük ahlaklı olduğu anlamına gelmez. İnanılmaz ama muhalefet bunu umabiliyor. Böyle bir teklifin AK Parti yönetimi tarafından kabul edilebileceğini düşünebiliyor!..”


* * *

Haberin Devamı


Meali açık: Erdoğan’a içten içe kızabilir, hatta açıkça eleştirebilirler. Vakıa kızılacak, eleştirilecek yanları da yok değil. Ama AK Partililerden ona sırt dönmelerini beklerseniz çok yanılırsınız.
Yalnızlaştırmak mı istiyorsunuz, Saray’a mı hapsedeceksiniz, etkisizleştirmek peşinde misiniz? AK Parti’den işbirliği beklemeyin.
Peki neyi bekleyebilirsiniz? Göktürk’ün ona da bir cevabı var:
“Evet, böyle liderler aynı zamanda zor insanlardır. Çoğu kendisini o ülke için lütuf olarak görür, bu yüzden neden eleştirildiğini bir türlü anlayamaz, eleştiriyi kadir bilmezlik olarak görür. Çoğu tek adamlığa eğilimlidir; ekip çalışmasına pek gelemez. Bazısı öfkelidir, kırıp geçirebilir; bazısı aşırı şüphecidir, etrafında sürekli düşman görür. Genellikle ele avuca gelmezler; sınırlanmaya-kontrol edilmeye tahammül edemezler; yasaları, yönetmelikleri, kuralları ve teamülleri tarihi misyonlarına ulaşmalarının önündeki engeller olarak görürler.
Bu özellikleri nedeniyle birçok hata yaparlar; zarar da verirler.
Ama tarihi yapanlar da yine onlardır.
O yüzden vazgeçilmezdirler.
İyi bir siyasi organizasyon, böyle liderlerin vizyonundan ve dönüştürücü gücünden sonuna kadar yararlanıp, bir yandan da zaaflarına karşı kontrol mekanizmaları kurmayı becerebilen organizasyondur...”
Yani?..
Yanisi şu: Mantıklı olun, Erdoğan’ı izole etmeye kalkışacaksanız AK Parti’yi yanınızda değil karşınızda bulursunuz. Fakat bu demek değil ki Erdoğan’ın her yaptığı doğru, her dediği haklı bulunacak.
Eleştirmek başka, satmak başka. Hiç değilse eleştiriden ve denetimden muaf tutulmasın derseniz, işte o zaman konuşulacak ortak bir nokta yakalayabilirsiniz.

Haberin Devamı



Koalisyon günlerinde saray-hükümet ilişkileri


ERDOĞAN’dan kurtulmadan AK Parti’yle ortaklık nasıl mı olacak?
Onun ipuçları da Sabah’tan Burhanettin Duran’ın yazısında. Başlığı, ‘Koalisyonlar dönemi ve Erdoğan’.
Şunu söylüyor:
“Muhtemel koalisyonların yaşayabilmesi, Erdoğan’ın daha düşük profilli cumhurbaşkanlığı yapma mecburiyeti ile irtibatlandırılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın koalisyon döneminde tek başına AK Parti iktidarından daha farklı bir yol izlemesi beklenecektir...
Kanaatimce bütün parti liderleri gibi Erdoğan da yeni bir siyaset tarzına yürüyor. Ancak bu yeni tarzın AK Parti’ye önerilen ‘Erdoğan’dan kurtul’ formülü olamayacağı açıktır. Türkiye’nin bölgesinde yüzleştiği tehditler ve artık bitirilmesi gereken iç kutuplaşma sebebiyle yeni bir başlangıca ihtiyacı var.
Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin siyaset perspektifinin yenilenerek devamı gerekiyor.”
Yani ‘Kurtulmak’ başka, ilişkilerini yeniden düzenlemek başka. Erdoğan’la AK Parti, yeni duruma uygun olarak ilişkilerini yeniden düzenleyecek ama birbirlerinden kurtulmaya çalışmayacaklar. Muhalefet de koalisyon istiyorsa iyi geçinmeye uğraşacak, bu kadarla yetinmeyi bilecek, kaprisi bırakacak, ‘Onu ver bunu al’ gibi huysuzluklar etmekten vazgeçecek...
Burhanettin Duran, Erdoğan ailesine yakın bir isim. Sabah’ta yazmanın yanı sıra düşünce kuruluşu SETA’nın da başkanı. Yeni bir başlangıçtan söz ediyorsa vardır kulağına çalınmış bir şeyler.
Taşlar yerli yerine oturacak demek. İyi haber değil mi bu?

Yazarın Tüm Yazıları