1500 kere özür

BÜSBÜTÜN haksız sayılmazlar, ne zaman paralel kumpaslardan söz açsam “Daha evvel nerelerdeydin” diye çıkışıyorlar.

Haberin Devamı

Lakin kızgınlık ve tarafgirlikle biraz haksızlık da ediyorlar.
Çünkü ben gözü yarı yolda açılanlardanım. Katakulliye tam uyanmam da 17-25 Aralık kumpaslarından, yani aynı silahın AK Parti iktidarına dönmesinden öncedir. 7 Şubat 2012 tarihli MİT kumpasında net tavır almıştım mesela.
Askeri casusluk davalarındaki ayarsızlıklar ise beni yarı yolda ayıktıran şüpheli durumlar arasındadır.
Hiç değilse ‘Başkalarına ait özel hayat sırlarını kaydetmek’le casusluk suçlamasının apayrı şeyler olduğunu en başından beri sorgulayanlardanım.
Buraya kadarı, ‘yazarın tutarlılığı’ meselesine takılan okur kısmı içindi. Ama 1500 özrün nedeni başka...

* * *

Dünkü yazımda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yollanan bir mektuptan hareketle ‘Askeri casusluk davalarının 1500 kayıtlı mağduru olduğu’nu söylemiştim.
Dayanağım, mektubun girişindeki “Bizler, kamuoyunda İstanbul ve İzmir Askeri Casusluk davaları olarak bilinen yaklaşık 400 TSK mensubu subay ve astsubayın sanık, 1500’e yakın bürokratın da mağdur sıfatıyla ifade verdiği, paralel yapı tarafından sahte bilgi ve belgelerle oluşturulmuş kumpasta, çirkin, ahlaksız ve alçakça fişlemelerle mağdur edilmiş değişik kamu, kurum ve kuruluşunda çalışan bürokratlarız” cümlesiydi.
Av. Mahir Işıkay’dan bir düzeltme aldım. Rakamı tashih ediyor, mağdur sayısının gerçekte çok daha yüksek olduğunu kaynaklarıyla gösteriyor. Çıkardığı hesaba göre 1500’ün 10 katından bile daha fazla mağdur var.

* * *

Haberin Devamı

Önemine binaen neredeyse olduğu gibi naklediyorum.
Av. Mahir Işıkay diyor ki:
“Yazınızı okudum. Çok güzel bir noktaya temas etmişsiniz. Hep sanıklar açısından baktık ama mağdurlar biraz arka planda kaldı.
Yalnız yazınızda belirttiğiniz gibi mağdur bürokrat sayısı 1500 civarı değil 15 bin civarı olacak. Mektubu yazanlar sadece isimleri geçip mağdur olarak ifadelerine başvurulanlardır. Nasıl mı 15 bin?
1- Sözde “İstanbul Askeri Casusluk” davası iddianamesi sayfa 22’den: “... bu suç örgütünün yaklaşık 5000 kişinin kişisel verilerini kaydettikleri...”
2- Sözde ‘İzmir Askeri Casusluk’ davası ek klasörlerden: “... 5000 kişiye yakın kamu görevlisinin fişlendiği...”
3- ‘Ergenekon Davası’nın ünlü 51 No’lu DVD’si... (TÜBİTAK raporuyla ortaya çıktı ki) DVD’nin kopyası (güya ele geçirildiği) avukatlık bürosu aranmadan önce İstanbul Emniyeti’nde mevcut. Ve iddianamenin ilgili bölümü: “... 5763 kamu görevlisinin fişlendiği...”
Gördüğünüz gibi aslında 15 binden fazla bürokrat var. İşin ilginç yanı bu listelerin tamamını hiçbir zaman biz görmedik. Tüm taleplerimize rağmen mahkemeler bu liste ya da verileri vermeyi reddetti...
Eskiden darbeler tankların sokaklara çıkmasıyla yapılıyordu, artık sahte dijitallerle... 15 binden fazla sivil bürokratı bu şekilde (iğrenç iftiralarla) görevlerinden uzaklaştırmak, başka başka yerlere atamak, emekliliğe veya istifaya zorlamak darbe değil midir? Saygılarımla...”

* * *

Haberin Devamı

Evvelce de görüşlerine bu köşede yer verdiğim sıkı bir avukattır Mahir Bey, hatırlarsınız.
Hatta birinde, şöyle bir not düşmüştüm başına: “Yarın dizini dövmek istemeyen, bugünden okusun şu satırları. Kim kimin gözüne perde çekiyor, okusun da ibret alsın...”
Devamı da şöyleydi:
“Ben Av. Mahir Işıkay...
Sizinle İstanbul ‘Askeri Casusluk’ davası üzerine (1 numaralı sanık) İbrahim Sezer ile birlikte yaklaşık iki saat konuşmuştuk.
Size o davanın nasıl bir komplo olduğunu belgelerle açıklamaya çalışmıştık. Hatta siz, o gün konuşmanın sonuna doğru ‘Yani Mahir Bey, Başbakan’ı kandırıyorlar mı ve kim kandırıyor’ diye sormuştunuz. Ben de ‘Belgeler ortada, takdir sizin’ demiştim...”
Doğruya doğru, evet takdir sizin...

Yazarın Tüm Yazıları