Zalimi dize getirmenin 10 yolu

*

-İKİ: “Sen geçmişte bana şunu yapmıştın, şimdi de sana bunu yapıyorlar, oh olsun!” demekten vazgeçerek.

*

-ÜÇ: Bir zalim, bir mazluma zulmederken “Çekirdeklerimizi hazırladık, seyrediyoruz” demekten vazgeçerek.

*

-DÖRT: Her zaman ve her durumda zalimin kazandığı bir oyunun piyonu konumuna düşmekten vazgeçerek...

*

- BEŞ: Herhangi bir mazluma, “Sen eskiden benim haklarımı savundun mu ki şimdi ben senin haklarını savunayım” diye çemkirmekten vazgeçerek.

*

-ALTI: Bugünün en büyük zalimlerine bile, “Yarın elimize fırsat geçtiğinde biz de size zulmedeceğiz” demekten vazgeçerek.

*

-YEDİ: Mazluma sahip çıkmak için ille de mazlumun dünya görüşüne sahip olmak gerektiğini düşünmekten vazgeçerek.

*

-SEKİZ: Zalime karşı çıkmak için ille de zalimin dünya görüşüne uzak olmak gerektiğini düşünmekten vazgeçerek.

*

-DOKUZ: Zulme uğrayan mazlumun, eski günahlarını gündeme getirmekten ve zulme sessiz kalmaktan vazgeçerek.

*

-ON: “Aman bana Paralelci derler”, “Aman bana Ergenekoncu derler”, “Aman bana irticacı derler” falan diye endişe etmekten vazgeçerek...

Bugün şu iki şeyi yapmayı unutmayın

-BİR: Oy kullanmamaya karar vermiş en az iki arkadaşınızı oy kullanmaya ikna edin.

*

-İKİ: Tatilden dönmeye üşenen en az iki arkadaşınızı tatilden dönmeye
ikna edin.

‘Bahçeli her şeye hayır dedi’ yalanını yıkalım

BÜLENT Arınç, Devlet Bahçeli’yi eleştirmiş.
Demiş ki:
“Her şeye hayır diyor, evet diyemediği için bekâr kaldı.”

*

Cümledeki seviyesiz espriyi bir tarafa bırakalım ve büyük yalanı yıkmaya başlayalım.
Büyük yalan şudur:
MHP ile AK Parti arasında bir koalisyon kurulacaktı, buna Bahçeli engel oldu.

*

Aha bu da yalanın yıkılmasıdır:

*

Bahçeli, aslında AK Parti ile koalisyon kuracaktı. Koalisyon için sadece dört şartı vardı. AK Parti “He” dese, “Olur” dese, “Evet” dese... Koalisyon kurulacaktı.
Ama AK Parti bir türlü “Evet” demedi.
Neden demedi?
MHP’nin dört şartı, teklif dahi edilemez ve asla kabul edilemez miydi ki?
-Ne yani? AK Parti Anayasa’nın ilk dört maddesini değiştirmek mi istiyor?
-Ne yani? AK Parti Çözüm Süreci konusunda şu anda MHP’den çok mu farklı noktada?
-Ne yani? AK Parti “yolsuzlukların üzerine gidilmesin” mi diyor?
-Ne yani? AK Parti Cumhurbaşkanlığı’nın daha birleştirici bir makam olmasını arzulamıyor mu?
Ne var bu şartlarda AK Parti açısından kabul edilemez olan?

*

Hadi diyelim ki MHP’nin şartları kabul edilemezdi ve AK Parti de bu nedenle koalisyon kurmadı.
İyi ama CHP, hiçbir şart öne sürmemişti... AK Parti ona niye “Evet” demedi ki?

*

Katakulliye gelme ey halkım, algı oyununun elinde heder olma ey halkım, hakikatin eğilip bükülmesine rıza gösterme ey halkım...
Hayır diyen Bahçeli değil,
Davutoğlu idi.
Üstelik nikâh masasında “Evet” dediği halde... Yani “Evet” deme tecrübesi olduğu halde...

Hangi kafasız örgütledi bunu?

ŞU fotoğrafa iyi bakın:
Bu fotoğraf...
Tayyip Erdoğan gibi “halkla iç içe olmak”, “halktan biri olmak”, “halkın ta kendisi olmak” türünden iddiaları, siyasi hayatının en önemli iddiası haline getirmiş bir lideri, Sarayının balkonundan çok uzaktaki halkını selamlayan sıradan bir “Türkmenbaşı”, “Kırgızbaşı” falan durumuna düşürmektedir.

*

Ben Tayyip Erdoğan’ın yerinde olsam...
Bu fotoğrafın ortaya çıkmasına kim sebep oldu ise... O kafasızın tepesine anında kayyum atardım.

Bir tehditçiyle nasıl baş edilir?

PERVASIZ tehditçi, bu sefer de FOX Haber’i tehdit etmiş.

*

Bu tehditçinin tehditlerini boşa çıkarmak için yapmamız gereken şeyler var:
-Kimi tehdit ediyorsa... Anında tehdit edilenin yanında hizalanalım.
-Kimi tehdit ediyorsa... Biz de tehdit edilen gibi yapalım.
-Kimi tehdit ediyorsa...
Tehdit edileni daha fazla izleyelim,
daha fazla okuyalım.

İki televizyon, iki gazete ne işinize yarayacak?

-FOTOKOPİ gibi gazetelerinize iki tane daha ekleyerek...
-Aynı kafaların aynı sesleri çıkardığı ekranlarınıza iki tane daha ekleyerek...
Ne daha çok okunacak, ne daha çok izleneceksiniz.

*

Havuzunuza kattığınız o iki gazete ve iki televizyon...
Sadece ve sadece “Basın özgürlüğünü boğan iktidar” imajınızı, biraz daha yükseltecek.
O kadar.