YÖN Radyo kapatılmasın türkülerimiz susmasın
23 yıldır Anadolu’nun dört bir tarafından türküler yayınlıyor YÖN Radyo.
Türkülerle birleştiriyor bizi...
Egeliye Karadeniz türkülerini, Karadenizliye Orta Anadolu türkülerini, Güneydoğu’ya Ege zeybeklerini götürüyor.
Türkülerle ortaklaştırıyor bizi...
Tam 23 yıldır.
*
Bir kararnameyle işte bu gür ve güzel sesi susturmak istiyorlar.
*
Uydulardan atmışlar, devlet katlarından düşürmüşler Yön Radyo’yu...
Anadolu’nun bu mazlum ve masum sesi, şimdi kurbanlık koyun gibi bekliyor kalan son nefesinin de kesileceği günü.
Ha bugün, ha yarın gelebilirlermiş, kapısına kilidi vurabilirlermiş.
*
Terörle teröristle hiç işi olmayan, FETÖ’nün uzağından yakınından geçmemiş, sicilinde tek bir kara leke bile bulunmayan bir yayın organı YÖN Radyo...
Türkülerin sesini çoğaltmak dışında hiçbir suçu yok.
*
Pazar günü dayanışma için gittim YÖN Radyo’ya...
Radyoda hüzünlü ama umutlu bir hava vardı.
Apar topar stüdyoya aldılar beni.
Erkan Oğur ve İsmail Hakkı Demircioğlu gibi iki dev sanatçı stüdyodaydı.
Yanlarında bağlamanın büyük üstadı Erdal Erzincan...
Erdal Erzincan Yozgat diyarından “Dersini Almış da Eziyor Ezber” adlı güzelim türküyü muhteşem bir şekilde havalandırdı.
Erkan Oğur ile İsmail Hakkı Demircioğlu ise “Kandil Geceleri Kandil Oluruz” diye inletti ortalığı...
*
Buradan Başbakan Binali Yıldırım’a sesleniyorum:
Bu toprakların türkülerini yaymak ve çoğaltmak dışında tek bir suçu olmayan YÖN Radyo’yu susturmayın.
Yoksa çarpar sizi de bizi de o güzelim “Gurbet Elde Bir Hal Geldi Başıma” adlı Erzincan türküsü...
HANIM, HANIM! SEN BENİ BIRAK DA TACİZCİ KOCANA BAK
BEN hayatımda böyle maceralı, böyle vurdu kırdılı, böyle avantür, böyle seksi, böyle eğlenceli bir seçim kampanyası ne gördüm, ne işittim.
*
En son bel altı erkek muhabbetleri ortalığa dökülen ve bu yüzden puanı düşen Trump Efendi için herkes...
“İşi bitti artık, bundan sonra zinhar dikiş tutturamaz” diyordu ki...
Trump Efendi, yine en sevdiği yerden, yani bel altından yepyeni ve sarsıcı bir çıkış yapıverdi:
Rakibi Hillary Hanım’ın kocası Bill Bey’in eski kirli çamaşırlarını ortaya boca etti!
Vaktiyle Bill Bey’i “bize cinsel tacizde bulundu” diye suçlayan üç kadını ve 12 yaşındayken tecavüze uğrayıp tecavüzcüsünü mahkemede avukat olarak Hillary Hanım’ın savunduğu bir kadını yanına alıp basın toplantısı yapan Trump Efendi, bu çıkışıyla Hillary Hanım’a...
“Hanım, hanım! Sen beni bırak da tacizci kocana bak” demiş oldu.
*
Yüz dolarına bahse girerim ki...
Hillary Hanım, akşam eve gidince eşi Bill Bey’e “Allah belanı versin senin herif, boyun posun devrilsin inşallah” demiştir.
FETULLAH GÜLEN’E SORULMASI GEREKEN EN ÖNEMLİ SORU
- 15 Temmuz için... “Tiyatro” diyorsun. “Benim hiç ilgim yok” diyorsun. “Hepsi iftira” diyorsun. “Bizi bitirmek için böyle bir senaryo uygulamaya sokuldu” diyorsun.
- O halde cevap ver bakalım: Sen Adil Öksüz’ü tanıyor musun, tanımıyor musun?
- “Tanımıyorum” diyorsan... Adil Öksüz denilen bu adamın Pensilvanya’da dizinin dibinde çekilen görüntüleri için ne diyorsun?
- “Tanıyorum” diyorsan... Adil Öksüz denilen bu adamın 15 Temmuz günü milletin üstüne bomba yağdıran savaş uçaklarının kalktığı Akıncı Üssü’nde ne işi vardı?
*
NOT: Soruyu aklıma getiren Nedim Şener’e sevgilerimle...
HEPSİ BİZİM ŞEHİTLERİMİZ
15 Temmuz şehitleri için ne yapılsa az.
*
PKK’nın şehit ettiği vatan evlatları için de ne yapılsa az.
*
İşte tam da bu nedenle...
“Devlet 15 Temmuz şehitlerine yoğun ilgi gösterirken PKK’nın şehit ettiklerine yeterli ilgiliyi göstermiyor” algısına neden olacak tutumlardan özenle kaçınmak gerekir.
*
Üzerinde titrenmesi gereken bir konudur bu.
Çünkü...
Şehitler arasında ayrımcılık, başka alanlardaki ayrımcılığa benzemez.
Bunun iddiası, algısı, hatta yalanı bile bizi biz olmaktan çıkarır, mahveder, perişan eder.
Aman dikkat!
Aman aman!
NE ÇOK ACI VAR
ŞEMDİNLİ’de şehit edilen 15 vatan evladının acısıyla dopdoluyuz.
*
10 Ekim’de Ankara Garı’nda barış için bir araya gelip bombayla katledilenlerin acısını yaşıyoruz.
*
15 Temmuz darbe girişiminde yitirdiklerimizin acısı hâlâ yüreklerimizde.
*
Tahir, Fırat, Hrant, Yasin, Ali İsmail, Berkin... Bitmeyen acıların çocukları...
*
Ne diyordu Cahit Zarifoğlu, “Yaşamak” adlı kitabının ilk cümlesinde?
Şunu diyordu:
“Ne çok acı var”.
İKİSİ DE YANLIŞ
- Ankara Gar katliamında ölenleri anmak için toplananlara acımasızca ve orantısızca müdahale edilmesi... Ne kadar yanlış!
*
- Kılıçdaroğlu’nun katıldığı “İslam Sempozyumu”nda Ankara Gar katliamına dikkat çekenlerin apar topar salondan çıkarılması... Ne kadar yanlış!
