Türkiye: Çok kolay kandırılan saflar ülkesi

HÜKÜMET erbabına soruluyor:

Haberin Devamı

“Şimdi ‘şeytan’ muamelesi çektiğiniz Cemaat’le 10 yıl süper ittifak yapan siz değil miydiniz?”


*


Cevap hemen geliyor:
“Çok safmışız çooook. Bizi kandırdılar abi. Resmen aldatıldık.”


*


Hükümet erbabına soruluyor:
“Yav hani Esad kardeşinizdi, hani çok iyi anlaşıyordunuz? Ne oldu yav ne oldu?”


*


Cevap hemen geliyor:
“Çok safmışız çooook. Herifçioğlu aldattı bizi abi. Kandırdı bizi kandırdı.”


*


Hükümet erbabına soruluyor:
“Yahu hani PKK silahları bırakacaktı, çözüm olacaktı, analar ağlamayacaktı, 30 yıllık savaş bitecekti, Tayyip Erdoğan ile Abdullah Öcalan tarih yazacaktı?”


*


Cevap hemen geliyor:
“Çok safmışız abi çoook... Adamlar resmen ketenpereye getirdiler bizi.”


*


İktidar böyle de...
Muhalif takım farklı mı?


*


Alın size bir örnek:
Bugün iktidara en muhalif yazarlar arasında yer alan Murat Belge...


*

Haberin Devamı


Kendisine soruluyor:
“Siz daha düne kadar bu iktidarın askeri vesayeti yıkıp demokrasiyi getireceğini öne sürerek ‘yetmez ama evet’ diye haykırmıyor muydunuz?”


*


Murat Belge yanıt veriyor:
“Çooook safmışız çok... Tayyip Erdoğan kandırdı bizi... Resmen aldatıldık yahu.”


*


Şu hale bakar mısınız Allah aşkına?
Resmen kandıran kandırana!
Önüne gelenin önüne geleni kandırdığı bir “saflar ülkesi” olmuşuz da haberimiz yok.

 

FRANSIZCA İYİ DE ARAPÇA NEDEN KÖTÜ OLUYOR

 

“İLKOKULLARA ikinci sınıftan itibaren seçmeli Fransızca dersi getirildi” dense, “Ay ne güzel... Çok şeker çok” diyecek olanların...
“İlkokullara ikinci sınıftan itibaren seçmeli Arapça dersi getirildi” denildiğinde, “Eyvah! Başımıza taş yağacak taş” demelerini...
-Fazlasıyla Arap düşmanı...
-Fazlasıyla mankurtça...
-Fazlasıyla riyakâr...
-Fazlasıyla çifte standartçı...
-Fazlasıyla Batıcı...
-Fazlasıyla ayıp...
Buluyorum.

 


BANA SAATİMİN BİR OYUNU



UYARILARI dikkate almadım. Telefonumun otomatik olarak ayarlanan saatine kandım. Bir saat kazandım derken, bir saat kaybettim. Çok
kötü durumdayım.
İmdat. Help me!

 

Haberin Devamı


OY VERMEYİP DE ŞİKÂYET EDENLERE NE YAPMALI?

 


-“OY kullanacağım da ne olacak, hiçbir şey değişmiyor” diyenin, Şems Ethem’in gazetelerinin saldırısına uğramasını istiyorum.


*


-Sandığa gitmek yerine tatile giden, sonra da “Ay yine bunlar geldi iktidara” diyenin evinin camlarının Abdurrahim Boynukalın öncülüğündeki bir grup tarafından kırılmasını istiyorum.


*


-Dört gün tatil var diye kendisini hemen yurtdışına atan, sonra da “Ay yine kömür kazandı” diye bikbikleyenlerin Melih Gökçek’e maruz kalmasını istiyorum.


*


-Hem oy kullanmayan, hem de “Hile var hile” diye dövünen tipleri, “Sizi sinek gibi ezeriz” diye tehdit etmek istiyorum.

 

KABATAŞ GELİNİ’NİN GÖZLERİNE BAKIP DA YAZMIŞ O HABERİ

 

Haberin Devamı


STAR gazetesinde Elif Çakır imzalı haberde “Kabataş Olayı” şöyle anlatılıyordu:
-Üstleri çıplaktı.
-Deri eldivenliydiler.
-70/80 kişiydiler.
-Cinsel organlarını çıkarmışlardı.
-Bebeği fırlatıyorlardı.
Falan filan...


*


Elif Çakır, bu akıl almaz hikâyenin “Kabataş Gelini” tarafından kendisine anlatıldığını söylüyordu haberinde.


*


Oysa gerçek hiç de böyle değilmiş.
Anlatılan “fanteziler”, aslında “Kabataş Gelini”nin fantezileri değil, Elif Çakır’ın fantezileriymiş.


*


Dünkü Taraf gazetesinde Kabataş haberinin çıktığı dönemde Star gazetesinde editörlük yapan Murat Seçkin’in yazısından öğrendim bu tarihi gerçeği.
Murat Seçkin yazısında olayı şöyle anlatıyor:
“Gazeteci Elif, mağdur gelinle yaptığı röportajı gazetenin sistemine atıyor. Sayfanın editörü okuduklarını görünce şaşkınlığını gizleyemiyor. Bunları bu kadın mı anlattı? Elif’in cevabı: Psikolojik olarak bitmiş durumda. Konuşacak hali yoktu. Ne anlatabilirdi ki? Ama ne demek istediğini ben anladım.”


*

Haberin Devamı


Böylece bir tarihi gerçek daha ortaya çıktı ve o meşhur fantezilerin gerçek sahibi bulunmuş oldu.
Hayırlı, uğurlu ve mübarek olsun.
NOT: Elif Çakır, bu iddia üzerine dün akşam saatlerinde sosyal medya hesabı üzerinden “Kabataş Gelini”nin savcılık ifadelerini açıkladı.
Konuyla ilgili yorum, yarın bu köşede.

 


BİR FİLM: HAYAT ÖPÜCÜĞÜ

 

ÜZERİNİZE afiyet ben biraz hastalık hastasıyımdır.
Hem de doktorları bezdiren türden...
“Senin yüzün biraz sararmış mı ne” dediklerinde kendisini en yakın hastanenin acil servisine atan tiplerden...


*


Yapımcı Necati Akpınar’ın önerisiyle yeni vizyona giren “Hayat Öpücüğü” filmini izlerken...
Kendimin epey abartılmış bir parodisiyle karşılaşmayayım mı?
Ali Sunal’ın canlandırdığı tipin saçmalıklarına baktıkça...
Beni bir mahcubiyet sarmasın mı?


*

Haberin Devamı


Bunun intikamını senden çok kötü alacağım Necati Akpınar...
Haberin olsun.

Yazarın Tüm Yazıları