Tuğrul Türkeş olayına dair 10 şey

- BİR: Gelin itiraf edelim: AK Parti, Tuğrul Türkeş hamlesiyle... Devlet Bahçeli’ye çok ama çok feci bir gol attı. Bu gol, kolay çıkarılacak bir gol değildir ve neresinden bakılırsa bakılsın, Bahçeli sarsıcı bir kroşe yemiştir.
*
- İKİ: MHP’nin çelik çekirdeğinde yer alan, genel başkan yardımcısı olan ve de MHP açısından bir efsanenin soyadını taşıyan Tuğrul Türkeş’in gemileri yakması, hepimize şunu gösterdi: MHP öyle dışarıdan görüldüğü gibi bir büyük kenetlenme partisi değilmiş.
*
- ÜÇ: Herkes Deniz Baykal’dan bir hareket beklerken... Hareket Tuğrul Türkeş’ten geldi. Hadi hep birlikte Deniz Baykal’dan şöyle güçlü bir özür dileyelim. Hadi. Hep beraber ama...
*
- DÖRT: 7 Haziran’dan hemen sonra üst düzey bir MHP’linin gizlice Saray’a gittiği söyleniyordu. Bahçeli de “O MHP’liyi arıyorum, bulursam partiden atacağım” demişti. O MHP’li Tuğrul Türkeş miydi acaba?
*
- BEŞ: Yoksa Bahçeli, Saray’la gizlice görüşen MHP’linin Tuğrul Türkeş olduğunu tespit etmiş ve Türkeş’i gözden çıkarmış mıydı? Ve Tuğrul Türkeş de “Bahçeli beni atmadan ben bir çıkış yapayım” mı dedi? Mesele bu olabilir mi?
*
- ALTI: Tuğrul Türkeş’in, “Devlet sahipsiz kalmasın diye bu adımı attım” dediği konuşuluyor. Eğer AK Parti’ye geçmez, “bakan” olmakla yetinirse... Bu iddiası bir parça geçerlilik kazanabilir. Yoksa? Sıkıntı olur.
*
- YEDİ: Devlet Bahçeli’nin 7 Haziran’dan sonra ortaya koyduğu taktik ve stratejileri en fazla harap eden isim Tuğrul Türkeş oldu. Sanırım Devlet Bahçeli, iki gündür duvara astığı Tuğrul Türkeş fotoğrafına çay bardağı fırlatıyordur.
*
- SEKİZ: Bir tarafta teklife hemen evet diyen Tuğrul Türkeş... Diğer tarafta kendisine böyle bir teklifte bulunulmasını bile içine sindiremeyip genel başkan yardımcılığı görevinden istifa eden Kenan Tanrıkulu... Bu iki tipi aynı anda partisinin en üst düzeyinde bulundurabilmesi açısından MHP, gerçekten de çok ilginç bir parti.
*
- DOKUZ: Bahçeli’nin hesabı “AK Parti ile PKK birlikte koalisyon kurdu” demek üzerine kuruluydu. Oysa hükümet, “AK Parti, HDP ve Tuğrul Türkeş” koalisyonu olacak. Bakalım Bahçeli, bu son duruma yönelik olarak hangi cümleyi bulacak?
*
- ON: AK Parti açısından Tuğrul Türkeş’i ikna etmek... Çok ama çok önemli bir başarı... Fakat dikkatinizi çekmek istiyorum: Hiç kimse bu başarıdan dolayı “Helal olsun Davut-
oğlu’na... Çok iyi bir siyasi hamle yaptı” demiyor. Bunun yerine “Helal olsun Saray’a” deniliyor. Enteresan değil mi?

Rahat bırak Yarbay’ı

VATAN için tırnağının milimini vermemiş ahlaksızlar, vatan için kardeşini vermiş bir insana demediklerini, yapmadıklarını bırakmıyorlar.
Neymiş?
Atılmalıymış ordudan.
Utanmazlıklarını bir adım daha ilerletseler, “ordudan atılması yetmez, idam da edilmeli” diyecekler.
Bıraksak, bu vatan için aslan gibi kardeşini kurban vermiş adamı asacaklar, sonra da cesedinin üzerinde tepinecekler.
*
Sen ey göbeğini yayarak geh geh konuşan hayâsız!
Sen önce vatanın için tırnağının milimini ver de ondan sonra kardeşini toprağa veren o Yarbay’a söz söyle.
Seni utanmaz, arlanmaz iktidar düşkünü seni.

Biz aşağıladıkça zil takıp oynuyor

ETHEM denilen şahsın gitgide daha fazla akıl hastası haline gelen meczup bir tetikçisi var.
*
Dün bu adamla ilgili olarak bir basın açıklaması yapıldı.
Açıklamada bu “meczup” için şu nitelemeler kullanıldı:
- Nefret ve iftira kusan...
- Zavallı...
- Malum yerlerden aldığı talimatla hareket eden...
- Tetikçi...
- Şakşakçı...
- Haysiyet cinayetlerine batmış...
- Batağa saplanmış...
*
İşte bu nitelemelere maruz kalan “meczup tetikçi”, ne yaptı biliyor musunuz?
- Zil takıp oynadı.
- Tükürükler karşısında “nisan yağmuru yağıyor” dedi.
- Gerdan kırıp dans etti.
- Göbek atıp “bi daha, bi daha, bi daha” diye tempo tuttu.
- “Yaşasın bana aşağılık dediler” diye sosyal medyada bu açıklamayı paylaştı.
- Muhatap alınmaktan kaynaklanan sevinçli bir telaş içine girdi.
*
Bu durumda bizim önümüzde iki yol var:
- BİR: Ya ne kadar aşağılanırsa o kadar mutlu olan bu adamlara, daha fazla “aşağılanmanın mutluluğu”nu tattırmayacağız.
- İKİ: Ya da bunları her gün aşağılayarak her gün zil takıp oynatacağız.
*
Bana ikisi de uyar.

Denenmiş yöntemler

SELAHATTİN Demirtaş devleti idare edenlere
şöyle demiş:
“Denenmiş ve başarı ihtimali sıfır olan yöntemlerden vazgeçin artık”.
*
Peki ama PKK’nın da denenmiş ve başarı ihtimali sıfır olan yöntemlerden vazgeçmesi gerekmiyor mu?”.