Tehlikeli bir öngörü: Araları açılmaz

GEÇEN gün yazdığım yazıda dedim ki:

Haberin Devamı

“Erdoğan ve Davutoğlu’nun arası açılmaz.”

*

Külyutmaz bir okurum hatırlatmış:
“İyi ama sen ‘Hükümet ile Cemaat’in arası açılmaz’ dememiş miydin?”
Ardından da o acımasız soruyu hunharca soruvermiş:
“O öngörün yer ile yeksan oldu... Bu öngörüne nasıl güveneceğiz?”

*

Bu “zalim” okurumun şahsında tüm okurlarıma cevap veriyorum:

*

Hükümet ile Cemaat ittifakı, tarihin görüp göreceği en rasyonel ittifaktı.
O ittifaktan...
-İki tarafın da kazancı büyüktü.
-İki taraf da olduklarından daha büyük bir ses çıkarıyordu.
-İki taraf da birbirlerinin eksiklerini tamamlıyordu.
Kısacası...
Rasyonel olan ittifakın devam etmeseydi.

*

Haberin Devamı

Tarafların irrasyonel davranacaklarını, kazanımlarını tehlikeye atmayı göze alacaklarını, birbirlerinden mahrum kalmaya razı olacaklarını ben nereden bilebilirdim ki?

*

Gelelim “Erdoğan ve Davutoğlu’nun arası açılmaz” öngörüsüne...
Şu anki veriler ışığında... İki taraf arasındaki güç dengeleri açısından... Taraflardan birinin diğeri üzerinde kurduğu mutlak egemenlik noktasından... Taraflardan birinin diğeri karşısındaki edilgen tutumu nedeniyle...
“Araları açılmaz” diyorum ve rasyonel olanın bu olduğunu düşünüyorum.

*

Ama burası Türkiye! Burada rasyonalite işlemez.
Bu nedenle “yazar öngörüsü”ne bel bağlamamak ve her an tetikte olmak lazım.

Hrant Dink’in 7 özelliği

Haberin Devamı


-BİR: İki dakikalık muhabbetle kendisini yok etmek isteyenleri kendisinde diriltebilirdi.

*

-İKİ: Anadolu türkülerini kafasını gözünü yarmadan icra edebilirdi.

*

-ÜÇ: Türkiye’nin en itimat telkin eden adamıydı.

*

-DÖRT: Gülmesini de ağlamasını da bilirdi.

*

-BEŞ: Taşkın bir merhametin sahibiydi.

*

-ALTI: Damarlarında kirli bir nefret kanının dolaşmasına asla izin vermezdi.

*

-YEDİ: Yaşasaydı... Seveceğimiz, takdir edeceğimiz ve asla yadırgamayacağımız yerde olurdu.


Geremedi


“GERİLİM” denilen türde yapılması gereken bütün numaralar çekilmiş ve artık yapacak başka bir numara kalmamış olacak ki...
Türün yeni filmleri artık en küçük bir gerginliğe bile neden olmuyor.
Örnek mi? Bakınız: “Uyuyana Kadar” adlı film.
Germek için çırpınıyor ama heyhat! Türkiye’nin iki dakikalık gündemine göz atmak adamı bu filmden daha fazla gerer.
Kısacası... Bu film Nicole Kidman’a rağmen çekilmez.

Haberin Devamı

CHP’yi ‘Peygamber düşmanı’ ilan etmek, hakkaniyete sığar mı?


CHP şu iki şeyi yaptı:
-BİR: Cumhuriyet gazetesinin matbaasının basılarak sansür edilmesini eleştirdi.
-İKİ: Cumhuriyet gazetesine yönelik tehditlere karşı çıktı.

*

Bu iki olaydan yola çıkan Başbakan Ahmet Davutoğlu, meydanlarda CHP’yi “Peygamber düşmanı” ilan etti, ediyor.

*

Oysa aynı mantıkla hareket edildiğinde...
Başbakan Davutoğlu için de benzer bir suçlama yapmak mümkün olabilir.

*

Mesela şunlar sıralanır:
-Peygamber karikatürü yayınlayan dergiye destek vermek için Paris’te yürüyüşe katıldı.
-Netanyahu ile kol kola Peygamber düşmanı dergiyle dayanışma içine girdi.
Ardından da korkunç iddia haykırılır:
“Davutoğlu, Peygamber düşmanıdır.”

*

Haberin Devamı

Böyle bir suçlama karşısında Başbakan Davutoğlu diyecektir ki:
“İyi ama ben Paris’e o dergiye destek vermek için gitmedim ki... Teröre karşı tutumumuzu göstermek için gittim... Müslümanların terörist gibi gösterilmesine karşı çıkmak için gittim.”

*

İyi ama CHP de Cumhuriyet gazetesine verdiği desteği...
“Biz kutsala saygısızlığa destek vermedik ki... Biz karikatürün yayınlanmasına destek vermedik ki... Biz basına yönelen sansür ve tehditlere itiraz ettik” diye gerekçelendirmiyor mu?

*

Tehditlere ve sansüre maruz kalan bir gazeteye destek vermek, Peygamber düşmanı olmanın kanıtı olamaz.
Tıpkı...
Peygamber karikatürü çizdiler diye öldürülen karikatüristler için Paris’te yürüyüşe katılmanın Peygamber düşmanlığının kanıtı olamayacağı gibi...

*

Haberin Devamı

Sözün özü şu cümlelerde gizlidir:
-Hakkaniyetsizliğe savrulma ki... Hakkaniyetsizliğe maruz kalmayasın.
-Üç oy fazla alacağım diye özensiz davranma ki... Özensizliğin kurbanı olmayasın.
-Kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma ki... İstemediğin sana yapılmasın.


İhsan Eliaçık Çarşamba Sohbetleri’nde


KARİKATÜR, Hz. Peygamber, hakaret, gösteri, İslam dünyası, Batı, ifade özgürlüğü ve diğer konularda bugüne kadar söylenmiş en cesur sözler...
İhsan Eliaçık’la Çarşamba Söyleşileri’ni sakın kaçırmayın.

Yazarın Tüm Yazıları