Selahattin Demirtaş neden kan ter içinde

SELAHATTİN Demirtaş’ın dünkü basın toplantısını izleyenler birbirlerine sordular:

Haberin Devamı

“Neden sıkıntılı Demirtaş? Neden kan ter içinde?”

*

Selahattin Demirtaş aşağı yukarı şöyle bir yerde:
-Bir yanından devlet çekiştiriyor, öbür yanından öfkeli bölge ahalisi.
-Bir yanında KCK var, öbür yanında Öcalan.
-Bir yanından Akdoğan zorluyor, öbür yanından Kandil.
-Bir yanında “süreç” var, öbür yanında Kobani.
-Bir yanında kendi yaptığı “sokağa çıkın” çağrısı var, öbür yanında 23 ölü.
-Bir yanında “günah keçisi” ilan edilme tehlikesi var, öbür yanında halkın gerisinde kalma tehlikesi.
-Bir yanında barış var, öbür yanında savaş.

*

Şimdi söyle bakalım:
Selahattin Demirtaş’ın yerinde sen olsan kan ter içinde kalmazsın da ne yaparsın?

Haberin Devamı

Gelişigüzel notlar: Kobani ve ötesi

-SELAHATTİN Demirtaş demiş ki: “Söz konusu Kürtler değil de Azeriler olsaydı durum farklı olurdu.” Yanılıyorsun Selahattin Demirtaş... Yanılıyorsun, çünkü daha dün söz konusu Türkmenler oldu ve durum hiç de farklı olmadı.

*

-Bir hakkı teslim edelim: Üç yüz bin nüfuslu Musul, tek kurşun atılmadan IŞİD’e anında teslim edildi ama Musul’un üçte biri kadar olan Kobani tam 24 gündür toplarıyla, tanklarıyla üzerine gelen IŞİD’e karşı destansı bir direniş sergiliyor.

*

-Kobani’ye saldıran IŞİD’in hedeflerine ABD havadan bomba yağdırıyor ya... Her yağan bombada Kürtler biraz daha ABD’ye yaklaşıyor. Bunu bir taraf not alın.

*

-“Kimse polis kurşunuyla öldürülmedi, birbirlerini öldürdüler” demiş Van Valisi... Ey Vali! Senin görevin “Polis yapmadı, birbirlerine yaptılar” demek değil, senin görevin asayişi sağlayarak ölümlere engel olmak.

*

Haberin Devamı

-“Madem IŞİD, Kobani’de PKK’nın uzantısı olan PYD ile çatışıyor, o halde gönlümü azıcık da olsa IŞİD’e kaydırayım” diyen milliyetçi Türk! Unutma ki bu IŞİD, daha dün bir Türkmen milletvekilini idam etti.

*

-Batı başkentlerinde daha sivil, daha demokratik, daha barışçıl gösteriler yapmayı başaran Kürt siyasi hareketi, söz konusu Türkiye olunca neden bu denli vandallaşabiliyor?

*

-Van’ın Başkale ilçesinde olaylara müdahale eden bir polis, “Yaşasın IŞİD” diye bağırdı. Bu polis kimdir ve neden böyle bağırmaktadır? Devlet bu olaya bir el atacak mı?

*

-Son olaylarda öldürülenlerden dördü linç edilerek öldürülmüş... “Linç etmek” ile “insanlıktan çıkmak” arasında hiçbir fark yok. Bir yerde linç varsa... İnsanlık yoktur.

*

Haberin Devamı

-Diyarbakır’da göstericiler, bir HÜDA-PAR’lının kafasını taşla ezmişler. Lanet olsun! Bir zulme itiraz ederken zalimden daha zalim olanlara bin kere lanet olsun!

Hangisi gerçekçi yaklaşım: Hükümetin mi, CHP’nin mi?


HÜKÜMET diyor ki:
Ancak Esad’ı da hedef olarak kabul ederseniz Suriye’ye gireriz.

*

CHP dün dedi ki:
Sadece IŞİD’i hedef alarak Kobani’yi kurtarmak için Suriye’ye girelim.

*

Şu gerçekler ortada:
-Uluslararası koalisyon, “hedefi Esad” olan bir harekâta sıcak bakmıyor.
-Hedefi Esad olan bir harekât söz konusu olduğunda devreye Rusya ve İran girebilir.
-Hedefi Esad olan bir harekât, Kobani’nin derdine derman olmuyor.
-Hedefi Esad olan bir harekât, “Çözüm Süreci”ni garanti altına almıyor.

*

Haberin Devamı

Bu gerçekler ortadayken...
Şimdi siz söyleyin:
Hangisi daha gerçekçi bir yaklaşım?
Hükümetin yaklaşımı mı?
CHP’nin yaklaşımı mı?


HÜDA-PAR’a dair her şey

-HÜDA-PAR’ın tam adı: Hür Dava Partisi...

*

-Kökeni: 1990’larda Diyarbakır–Batman merkezli olarak kurulan ve kendilerine “Hizbullah” adını veren Kürt örgütlenmesi...

*

-1990’lardaki Hizbullah, uzun bir süre PKK ile çatıştı. Satırlı saldırılarla gece yarıları adam öldürdüler. Özellikle Batman, Hizbullah saldırıları nedeniyle bir süre “hayalet şehir” oldu.

*

-PKK/Hizbullah çatışması nedeniyle bine yakın kişi öldü.

*

-O dönem PKK’nın iddiası şuydu: Hizbullah devlet için çalışıyor, bir devlet örgütlenmesidir. PKK’nın Hizbullah’a taktığı isimse şuydu: “Hizbulkontra.”

*

Haberin Devamı

-Gün oldu, devran döndü: Devlet için çalıştığı iddia edilen “Hizbullah”, devlet tarafından bitirildi.

*

-Bir süre sessizliğe gömülen örgüt, daha sonra legal çalışmalarla yeniden kafayı çıkardı.

*

-“Mustazaf-Der” adlı bir dernek kurdu, sivil toplum örgütlerini oluşturdu, Mevlit kandillerinde Hz. Peygamber’i anma etkinlikleri yaptı.

*

-Ve en sonunda partileşti. HÜDA-PAR adıyla bir parti kurdu. Bu parti son seçimlerde Diyarbakır’da ve Batman’da çok az da olsa bir varlık gösterebildi.

*

-1990’larda İran çizgisine yakın olduğu söylenen HÜDA-PAR’ın bugünkü çizgisinin IŞİD’in çizgisi ile tam olarak örtüştüğü söylenemez.

*



-Ancak HÜDA-PAR, Kobani gibi bir Kürt şehrinin IŞİD saldırıları altında kaldığı bir dönemde enerjik ve atak bir anti-IŞİD söylem geliştirmedi. Hatta hareketin lideri Edip Gümüş, “Müslüman olduklarını söyleyenler düşmanımız olamaz” diye bir açıklama yaptı. Kobani nedeniyle başlayan eylemlerde PKK’ya yakın Kürtler ile HÜDA-PAR’cılar arasında başlayan gerginliğin nedeni işte bu açıklama... PKK’ya yakın Kürtler, HÜDA- PAR’cılara “IŞİD’çi” muamelesi yapıyor.

*

-Daha önce de bu iki grup karşı karşıya gelmişti. Özellikle Dicle Üniversitesi’nde yaşanan gerginlikler, son anda iki kesimin önde gelen isimlerinin devreye girmesiyle sona ermişti.

*

-Ancak son gerginlik kanlı oldu. Bu son gerginliğin kolay sona ereceği tahmin edilmiyor.

Ne iş?


-“Filistin” dendiğinde... “Bizim iç işimizdir” diyorsun.
-“Myanmar” dendiğinde... “Bizim iç işimizdir” diyorsun.
-“Suriye” dendiğinde... “Bizim iç işimizdir” diyorsun.
-“Mısır” dendiğinde... “Bizim iç işimizdir” diyorsun.

*

Fakat sıra Kobani’ye geldiğinde...
“Bizim sınırımızın dışındaki bir olay” diyorsun.

*

Ne iş yahu, ne iş?

Yazarın Tüm Yazıları