Sana ne Cuma sana ne

- Simgedir...
- Semboldür...
- Şöyledir...
- Böyledir...
- Öyledir...
Diyenlere...
Hep şöyle cevap verdim:
“Sana ne kardeşim sana ne?”.
*
Cuma İçten adlı AK Partili bir milletvekili...
İzmirli gençlerin yaşam tarzına, giyinme biçimine, eğlencesine laf etmiş.
*
Tıpkı başörtüsü hakkında ahkâm kesenlere dediğim şeyin aynısını...
Şimdi de Cuma İçten için söylüyorum:
Sana ne kardeşim sana ne?
Sana ne?
Sen işine baksana?

Madem öyle gel böyle

MADEM CHP, çok kötü, çok berbat, çok uzun vadeli, çok hafife alınacak bir “proje” açıkladı...
O zaman ne diye...
“Bizden çalmışlar” diyorsunuz?
*
Madem Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e göre... Devlet büyüklerine tahsis edilen zırhlı ya da zırhsız o koca araçlar... Aslında devletimizin bütçesi için fındık fıstık parası bile değil.
O zaman ne diye...
Emekliye verilecek üç kuruş için “olmaz, batarız” diye feryat ediyorsunuz.

Camide siyaset

BAZI AK Partililer, bazı camilerde siyaset yapınca...
Diyanet İşleri Başkanlığı, camide siyaset konusunda bir fetva yayınlamış.
*
Şöyle diyor Diyanet, fetvasında...
- Camilerde siyasi propaganda yapmak yasaktır.
- Camiler, herkesin, her görüşten insanın geldiği yerlerdir.
- Orada siyaset yapmak demek, “burada ben varım, benden olmayan gitsin” demektir.
- Cami herkesin camisidir.
- Camide siyaset yapanlar günaha girerler.
*
Şimdi ister misiniz tıpkı “Mercedes” olayında olduğu gibi...
Çok büyük tepelerden “Böyle fetva olmaz, bu konuda asıl şöyle fetva verilir” diye yeni bir fetva gelsin.
Ve o gelen fetvada da “AK Parti’ye camide propaganda serbesttir” densin.
*
Size bir şey söyleyeyim mi?
Ben artık bu ülkede hiçbir şey için “yok canım, artık o kadarı da olmaz” demiyorum, diyemiyorum.

Ordu-Giresun Havaalanı

ÇOK güzel olmuş.
Şahane bir hizmet...
Gurur duyulacak bir eser.
*
“Ordu-Giresun Havaalanı” için...
Bu ülkede yaşayan aklı başında herkesin bunları demesi gerekmez mi?
*
Fakat gelin görün ki...
Ahalinin bir kısmı, katiyen bunları söylemiyor.
*
Neden acaba?
Bu insanlar...
- Çok mu nankör?
- Çok mu kıskanç?
- Çok mu kadir kıymet bilmez?
- Çok mu hizmet düşmanı?
- Çok mu hain?
*
Hayır, hayır...
Mesele sadece nankörlükle, kıskançlıkla, kadir kıymet bilmezlikle, hizmet düşmanlığıyla, hainlikle açıklanamaz.
*
Çünkü bu ve buna benzer güzel eserler...
- “Hepimizin eseri” olarak değil, “İktidardan olmayanları ezmenin gerekçesi” gibi algılatılmak isteniyor.
- “Ortak sevinç ve ortak gurur” olarak değil, “Biz yaptık mı aha da böyle yaparız” edasıyla sunuluyor.
- “Türkiye’ye yapılmış bir büyük hizmet” olarak değil, “Bunu yapan iktidara muhalefet edilir mi be” havasıyla takdim ediliyor.
*
İşte bu hoyratlıktır ki...
Hepimizi tasada birleştiremediği gibi...
Kıvançta da birleştiremiyor.

Devlet Bey, sizinle bir röportaj yapmak istiyorum

SORULARIM bile hazır.
Buyurun, takdim ediyorum:
*
- Kaçta yatar, kaçta kalkarsınız? Sabahları kaç çay içtikten sonra ancak kendinize gelebilirsiniz?
*
- Hep mi Ferdi Tayfur dinlersiniz?
*
- “Ver şu eski otomobillerinden birini de bir fotoğraf çektirelim” diyene ne cevap verirsiniz?
*
- “Adanalıyık, Allah’ın adamıyık” der misiniz?
*
- “Bici bici” denilen ve benim fevkalade manasız bulduğum Adana tatlısına bayılır mısınız?
*
- En son ne zaman sinemaya gittiniz?
*
- Kaç tespihiniz var?
*
- Günde kaç bardak çay içersiniz?
*
- En sevdiğiniz roman hangisi? En sevdiğiniz şair kim?
*
- Tamam, Kadir İnanır’a kızıyorsunuz ama hiç mi sevdiğiniz filmi yok?
*
- Tamam, Sezen Aksu’ya kızıyorsunuz ama hiç mi sevdiğiniz şarkısı yok?
*
- “Uçak korkusu” diye bir korkunuz gerçekten var mı?
*
- Fıkra anlatır mısınız?
*
- Her zaman ve her yerde “laubalilikten hoşlanmam” edasıyla mı dolaşırsınız? Mavraya açık olduğunuz anlar olmaz mı?
*
- “Recep Tayyip Erdoğan, seni başkan yaptırmayacağız” dendiğini işittiğinizde şöyle bir gülümsediniz mi?
*
- Meyvelerden hangisini, renklerden hangisini, mevsimlerden hangisini seversiniz?
*
- İstanbul’a neden böyle mesafelisiniz?