Roma’dayım ama...

VESPA ile küçük bir şehir turu atmaktayım.... Aklımda “Dolar kaç oldu acaba?” sorusu...

Haberin Devamı

İspanyol Merdivenleri’nde oturmuş kahve yudumlamaktayım... Zihnim tek bir soruyla kurcalanmakta: “Acaba HDP barajı aşar mı, aşamaz mı?”


*


Roma dondurması için kuyruktayım... Kafamda tek görüntü var: Ekmeleddin Bey bozkurt işareti yapmaya çalışıyor.


*


Bedenim Roma’nın güneydoğusunu turluyor... Ruhum ülkemin güneydoğusunda.


*


Ferzan Özpetek son çekeceği filmden söz ediyor... Benim kulaklar “eyyy” hitabıyla çınlamakta...


*


Colosseum’un önünden geçiyorum... Aklım fikrim Reza’nın parayı bastırıp Beşiktaş Stadı’ndan satın aldığı locada...

Roma’dayım ama...


*


Tam tarihi Roma Parlamentosu’nu seyre dalmışım.... Aniden... “Başkanlık sistemi... Başkanlık sistemi...” diyen bir sesle kendime geliyorum.


*

Haberin Devamı


Vatikan’da Japon turistler gibi saniye sektirmeden fotoğraf çekmeye vurmuşum kendimi... Yanımdaki şu cümleyle bozuyor dengemi: “Polemiğe girmediğimiz tek Papa kalmıştı, onu da başardık.”


*


Roma gazetelerinde İtalyan Başbakanı’nın fotoğrafına bakıyorum... Mırıldandığım cümle şu oluyor: “Adam inceden Demirtaş’ı andırıyor.”


*


Roma meydanlarından birinde tarihin derinliklerinden süzülüp gelen ihtişamlı bir heykele bakıyorum... Araya aniden Melih Gökçek’in “ceyar” gülüşü ve Ankara’ya dikilen robot heykeli giriyor.


*


Meydanlarda havuzlar görüyorum... Gözümün önünden havuz medyasının manşetleri geçiyor.


*


Üç günlüğüne gelmiştim Roma’ya...
Galiba hemen dönsem iyi olacak.

Roma’dayım ama...


Roma’da Günümüzün ünlüleri arasında


ROMA Türk filmleri Festivali’ne katılan sanatçılar heyetine yancılık yaptım.
Edalarına baktım, tavırlarını inceledim, sohbetlerine kulak kabarttım, masalarına oturdum, heyecanlarına tanıklık ettim falan...
Edindiğim izlenimleri aktarıyorum:


*

Haberin Devamı


KENAN İMİRZALIOĞLU: İlk kez karşılaştım kendisiyle... Ankaralı imiş... Bala’dan... Üç kardeşin en küçüğü ama en uzunu... Mustafa Kutlu’nun “Uzun Hikâye”si üzerine konuştuk. Bayılmış kitaba... İlk izlenimlerinde isabet kaydetmekle övünen biri olarak hakkında şu beş şeyi söyleyebilirim: BİR: Yapmacıksız bir alçakgönüllü, mütevazılığını asla göze batırmıyor. İKİ: Sağlam espri yapıyor ve bir mavrayı alıp yürütebilecek potansiyele sahip. ÜÇ: İmajının aksine itimat telkin ediyor. DÖRT: Sanatını geliştirmeye kendini adamış... BEŞ: Politik bir duyarlılığı var.


*


FERZAN ÖZPETEK: Hesapsız kitapsız, hasetsiz bir derviş gibi... Türkiye’den gelen filmleri, yönetmenleri, oyuncuları büyük bir gıptayla tanıtıyor İtalyanlara... Tüm kredisini kullanarak yapıyor bunu... Heyecanla... İçtenlikle... Şu hayatta hayatı anlamlandırmak dışında bir misyonu yok ama gelin görün ki kader ona Roma ile İstanbul arasında köprü olmak gibi bir misyonu da yüklemiş. Hoşsohbet, anlayışlı, dikkatli ve ortam oluşturucu... O olmasa... Sanki ortama uğursuz bir sessizlik çökecekmiş, kahkahalar dinecekmiş gibi...


*

Haberin Devamı


ÇAĞATAY ULUSOY: Azıcık sohbet edince... Bir insanın sadece “yakışıklı” kelimesine ya da sersem magazin klişelerine indirgenmemesi gerektiğini anlayabiliyorsunuz. Anlatmak istediği güzel hikâyeleri var, oynamak istediği zor roller var... Ve yolun başlangıcında olduğunun farkında. İşte sırf bu farkındalık nedeniyle yolu açık.


*


HALUK BİLGİNER: “Benhur” filmi var ya... İşte onun yeniden çevriminde önemli bir rol üstlenmiş... Büyük, pahalı, devasa bir prodüksiyonda yer almanın haklı gururu içindeydi.... Kendisiyle uzaktan selamlaşmışlığım vardı ama ilk kez bir masada yarım yamalak da olsa sohbet etme fırsatı buldum: Kelimelerini özenle seçen bir nezaketi vardı ama bu durum mavraya ayak uydurmasına zerre kadar engel olmuyordu. En çok bu özelliğini tuttum. Çünkü hiç kolay bir iş değildir bu ikisini bir arada bulundurabilmek... Bu arada 2016’nın Şubat’ını beklemeye şimdiden başlayın: Çünkü Haluk Bilginer’li devasa bir “Benhur” geliyor!


*

Haberin Devamı


HÜMEYRA: O fark etmedi ama onu gördüğüm andan itibaren gözümün önünden... “Sessiz Gemi” geçti... “Kırık Bir Aşk Hikâyesi” geçti... “İçinden Tramvay Geçen Şarkı” geçti... Atıf Yılmaz filmleri geçti... Çağan Irmak filmleri geçti... Keşfettiğim bazı özellikleri şunlar: Kendisiyle çok ölçülü dalga geçiyor... “Nişantaşı” demiyor, “Nişantaş” diyor... Ortama uyum sağlamada üstüne yok... Övülünce mahcup oluyor... Çok güzel hatıra anlatıyor...


*


MEHMET GÜNSÜR: Adı söylendiğinde sadece “yakışıklı oyunculardan biri” diyebilirdim. İkinci bir cümlem yoktu. Ama azıcık tanıyınca artık hakkında başka cümleler de kurabilirim: “İtalyanlar onu çok seviyor” diyebilirim... “Pozitif enerji kaynağı” diyebilirim... “Uluslararası bir oyuncu” diyebilirim... “Bir insan ona düşman olamaz” diyebilirim... Diyebilirim de diyebilirim yani.


*

Haberin Devamı


ZERRİN TEKİNDOR: “Bilmem kimi harcayacaklar matmazel” diye bir kalıp var ya sosyal medya ortamlarında... İşte o kalıbın ortaya çıkmasına neden olan oyuncu... En kıytırık diziyi de, en sanatsal filmi de birkaç tık yukarıya taşıyabilen oyunculardan. En son Cem Yılmaz’ın filmindeki performansıyla göz kamaştırmıştı... Öyle hüzün prenseslerinden değil... Gülüyor, güldürüyor. Ortamdaki muhtemel tüm gerginlikleri silip süpürüyor.


*


ÇAĞAN IRMAK: Son filmini izleyememiştim... Kısmete bakın! Roma sinemalarından birinde İtalyan izleyiciler arasında oturup izledim “Unutursam Fısılda” filmini... İtalyanlar filme kendilerini kaptırdıkça, esprilere güldükçe, filmdeki şarkılara tempo tutarak eşlik ettikçe... Acayip mutlu oldum... Ve kendime kızdım bu filmi es geçtiğim için... Kostümler, 70’ler, aranjmanlar, Türkçe sözlü hafif müzikler falan... Kaçırmamalıymışım. Neyse ki telafi ettim. Hem de filmin sonunda İtalyan izleyicilerle birlikte filmi alkışlayarak... Çağan Irmak içinse sadece şunu söyleyebilirim: Filmlerde anlattığı hikâyelerden bile daha naif biri.

Roma’dayım ama...


Roma Büyükelçisi’ne dair

ŞAHADET ederim ki...
Türkiye’nin Roma Büyükelçisi
Aydın Adnan Sezgin....
Sürekli gülümseyerek...
Pozitif enerji yayarak...
Kaza sonucu kırılmış ayağına rağmen her etkinliğin içinde yer alarak... Her konuşmasında en olumlu mesajları vererek...
İtalya’da Türkiye’nin propagandasını en güzel şekilde yapıyor.


Fotoğraflar: Giambalvo&Napolitano

Yazarın Tüm Yazıları