Restini görüyorum Ahmet Altan hadi gel programa

AHMET Altan bana rest çekmiş.

Haberin Devamı

Şöyle diyor son yazısında:

“Benim yargılanmamı mahkemelerin az insan alan salonlarına ya da ne olacağı belli olmayan ‘ahiret’e bırakmayalım.

CNN’de senin bir programın var.

Orada canlı yayına ikimiz çıkalım, merak eden herkes izlesin.

Ergenekon’u, Ergenekoncuların ilişkilerini, Balyoz’u, darbe girişimlerini, 17-25 Aralık’taki hırsızlıkları, ‘bağımsız’ yargıyı, yeni ittifakları, senin desteklediğin Erdoğan’ın ‘başkanlığını’, medyayı konuşalım.

İstediğin soruyu sor.
İstediğin gibi sor.
İstersen PKK konusundaki ilginç sorularını da sorabilirsin.

İnsanlar, biz karşı karşıya durduğumuzda yüzüme karşı aynı üslupla nasıl bağırabileceğini de görürler hem.

Hadi.

Ama ben AKP’yi eleştirdikçe hakkımda o yazıları yazıp sonra da her zamanki kurnazlığınla kaçmaya kalkarsan peşini bırakmam, onu da söyleyeyim.

İlgimi çekmeyi becerdin.

Bakalım bundan ne kadar mutlu olacaksın.”

Restini görüyorum Ahmet Altan!

Talebine “Evet” diyorum.

Hadi gel.

Çık canlı yayına!

Öyle boş sallamak olmaz bizde.

Al işte, tarih de veriyorum:

Mesela önümüzdeki pazartesi akşamı gel.

“İşim var” falan dersen...

Önümüzdeki çarşamba akşamı gel.

Yeter ki gel.
Kaçma, gel.

Eğer sende bir gram delikanlılık, bir dirhem mertlik, bir tutam cesaret, bir miktar cengâverlik varsa...

O meydan okumanın ve babalanmanın arkasını getirirsin...

Ve gelirsin programa.

Madem “Yargılamayı mahkemeye ya da ‘ahiret’e bırakmayalım... Geleyim de senin programında yargılanayım” diye meydan okuyup üst perdeden atıyorsun.

O halde...

Programdaki “yargılamaya”, bazı tanıkların katılmasına da bir itirazın olmayacaktır sanırım.

Mesela kendisine kumpas kurulmasına destek verdiğin Teğmen Mehmet Ali Çelebi’nin tanıklığına bir diyeceğin olmaz herhalde.

Mesela “İrticayla Mücadele Eylem Planı”nı hazırlayıp ıslak imzayla imzaladığını söylediğin, aylarca manşetlerden infaz ettiğin ve kendisine asla söz hakkı vermediğin Dursun Çiçek’in tanıklığından korkup çekinmezsin herhalde.

Mesela hükümet ve Cemaat ittifakına arkanı yaslayarak dayılandığın o uğursuz günlerde intihara sürüklenmesine katkı sunduğun Ali Tatar’ın, eşi ve abisinin tanık olmalarına razı olursun herhalde.

Mesela “Gazetecilikten tutuklanmadılar” diye haklarında manşetler attığın Nedim Şener ile Ahmet Şık’ın tanıklıkları da senin gibi bir cengâveri ürkütmez herhalde.

Mesela orta halli bir geliri olduğu halde “Ergenekon’un Kasası” ilan ettiğin ve attığın iftiralarla kanserden ölümüne yol açtığın Kuddusi Okkır diye bir adam var. Kendisi ne yazık ki ölüp gittiği için eşi Sabriye Okkır’ı tanık gösterebiliyorum. Bir şey demezsin herhalde.

Senin gibi bir delikanlı, senin gibi bir babayiğit, senin gibi bir cesur yürek, senin gibi bir kahraman, senin gibi bir korkusuz...

“Çıkar beni programına da milyonların önünde haklı olduğumu kanıtlayayım” diye meydan okuyan senin gibi bir cengâver...

Bu tanıklardan tırsıp çekinecek değil ya!

Hadi gel!

“Şak, şak, şak” koy Ergenekon’la ilgili tüm gerçekleri ortaya...

Başta bu tanıklar olmak üzere...

Hepimizi, tüm toplumu ikna et Ergenekon’da hiçbir kumpasın çevrilmediğine...

Ergenekon’da yapılan zulümlerle senin bir ilgin olmadığını kanıtla.

Bu tanıkların gözlerinin içine bakarak...

Attığın manşetlerle kimsenin hayatını karartmadığını söyle.

Bizde zerre haksızlık olmaz Ahmet Altan!

Programda şartlar tabii ki eşit olacak.

Ben nasıl tanık getirebiliyorsam programa...

Sen de istediğin tanığı getirebilirsin.

Hiç çekinme.

Kendi programınmış gibi getir tüm tanıklarını.

Evet, evet...

Getir istediğin tanığı...

İster Fethullah Gülen’i getir, ister dönemin Cemaat’le ittifak kuran hükümet adamlarını...
İster Yasemin Çongar’ı getir, ister Perihan Mağden’i...
İster Kanada’daki sahte haham Tuncay Güney’i getir, ister bizlere ekranlardan her akşam “tutuklanacaksın” diye böğüren eski adamlarını...
Hatta ve hatta... İstersen kaçak savcı Zekeriya Öz’ü bile getirebilirsin.

Hepsine tamam. Hepsine.

Sakın sözünden dönme Ahmet Altan!
Sakın kaçma!
Gel programa!

Her şeyi ama her şeyi tartışalım!
Hatta benim Tayyipçiliğimi de tartışalım...
Ama senin Tayyipçiliğini de tartışalım.

Mesela senin “Başkasını bilmem ama ben Erdoğan’ın müthiş girişimini, olağanüstü cesur liderliğini, vizyonunu hayranlıkla selamlayıp bütün gücümle destekliyorum” diye yazdığın yazıyı tartışalım.

Mesela senin “Erdoğan, ona her zaman yakıştığını düşündüğüm biçimde şövalyece davrandı. Ve bize çok önemli bir gerçeği gösterdi” diye yazdığın yazıyı tartışalım.

Mesela senin “Eğer bu ülkede küçük bir çocuğun başı derde girerse, bu ülkede o çocuğun yardımına koşacak bir başbakan var. Bu, benim için de ülke için de çok önemli bir güvence” diye yazdığın yazıyı tartışalım.

Mesela senin “Erdoğan’ın kalibresine sahip kim var bu ülkede? Onun cesaretine ve vizyonuna sahip kim var? Kimse yok. Erdoğan, Türkiye’de rakipsiz...

Ama artık sadece Türkiye’de değil bence dünyada da önemli liderlerden biri” diye yazdığın yazıyı tartışalım.

Sakın kaçma Ahmet Altan sakın!

Madem öyle üst perdeden “Senin peşimi bırakmayacağım” falan diye bana hava atıyorsun.
Madem ağzını doldura doldura benim kurnazlık yapıp kaçacağımı falan öne sürüyorsun...

İşte bak, ben milim kaçmıyorum!

Restini görüyorum.

Ve “Çık karşıma” diyorum.

Hadi sen de sözünün eri ol.
Gel programa...
Bekliyorum.
Hadi.
Hadi ama...

Yazarın Tüm Yazıları