Oy ve cenaze

Diyor ki:
- Tayyip Erdoğan şehit cenazeleri gelmezken oy alıyordu.
- Şimdi de şehit cenazeleri geliyor diye oy alacağı söyleniyor.
- Bu nasıl oluyor?
- Nasıl oluyor da Tayyip Erdoğan, hem cenazeler gelmezken oy alıyor hem de cenazeler gelirken oy alıyor?
- Ne iş?

*

Anlatayım.
Şöyle bir iş:

*

Tayyip Erdoğan, şehit cenazeleri gelmezken oy alıyordu...
Çünkü...
Ahalimiz “Ne güzel, cenazeler gelmiyor” diyordu. Kürtler oy veriyordu, milliyetçiler oy veriyordu. Herkes memnundu. Cenazelerin gelmemesi büyük kazanım olarak görülüyordu. Erdoğan da en çok cenazelerin gelmemesine önem veriyor, bunu sağlamak için elinden geleni yapıyordu. Her seçim öncesi PKK’ya ilan ettirilen ateşkesler, Öcalan’a yaptırılan açıklamalar falan... Ufak tefek olaylar büyütülmüyor, “yol kazası” deniliyor, sonra yeniden barışa dönülüyordu.

*

7 Haziran’dan sonra bu konsept değişti.
Çünkü...
Kürtler AK Parti’den koptu. MHP biraz fazla oy aldı. HDP barajı aştı. Ve AK Parti tek başına iktidarı kaybetti. Tek başına iktidar için milliyetçi oyların yeniden AK Parti’ye gelmesi, HDP’nin de barajın altında kalması gerekiyor. Çözüm sürecinin buzdolabına kaldırılması, PKK’ya çok sert karşılık verilmesi, bütün köprülerin atılması... Tüm bunların iki amacı var. BİR: MHP’ye kayan milliyetçi oyları yeniden kazanmak. İKİ: Çatışma istemeyen muhafazakâr Kürtlerin yeniden AK Parti’ye oy vermesini sağlamak.

*

Ama durun bir dakika!
Birkaç gündür bu konsept de darmadağın oldu.
Çünkü hesap tutmadı. Bir ters tepme oldu. Mühendislik işe yaramadı.
Şehit cenazelerinde “Niye hep bizim çocuklarımız ölüyor” çığlıkları atılmaya, bakanlar yuhalanmaya, tepki Erdoğan ve Davutoğlu’na yönelmeye başladı. Ayrıca HDP’nin barajın altında kalmayacağı da belli oldu.

*

Şimdi başka bir çıkış yolu arıyorlar.
Ama bulabileceklerini sanmıyorum.
Çünkü tüm seçenekleri eze eze tükettiler.

1 Kasım’da bu afişin yerini hangi afiş alacak

7 Haziran öncesi bir AK Parti afişi.

*

Söylenen şu:
“Çözüm süreci başladı/Anaların gözyaşı dindi.”

*

Slogan ise şöyle:
“Onlar konuşur, AK Parti yapar.”

*

Sizce...
1 Kasım’da bu afişin yerini ne türden bir afiş alabilir?
Hayal gücünüzü kullanıp bana yazabilir misiniz lütfen?

Bize PKK’yı anlatmayın

EY devleti yönetenler!
Size “Askerimiz, polisimiz niye şehit düşüyor?” diye sorduğumuzda...
Bize şöyle diyorsunuz:
“Çünkü terör örgütü çok cani, çok alçak, çok kalleş, sözünde durmuyor, terör üretiyor, iyilikten anlamıyor, hainlik yapıyor, öldürmeyi biliyor.”

*

Ey devleti yönetenler!
Dedikleriniz doğru.
Zaten terör örgütü dediğiniz, adı üstünde, terör üretir.
Terör örgütünün terör üretmesinden şikâyet etmeyi bir tarafa bırakın.
Bize terör örgütünün ne olduğunu anlatmayın.
Onu biliyoruz, tanıyoruz.

*

Sizin göreviniz bize terör örgütünü şikâyet etmek değildir.
Sizin göreviniz...
Terör örgütünün bu alçaklıklarını boşa çıkaracak politikalar geliştirmektir.
Evlatlarımızın kolayca şehit olmalarına engel olmaktır.
Bir şehit haberi gelmesin diye çırpınmak, didinmektir.
Hepsinden önemlisi... Bu soruna çözüm bulmaktır.

Sayın Müezzinoğlu

SAYIN Mehmet Müezzinoğlu.
Sayın Bakan.
Bursa’da bir şehidimizin cenaze töreninde size yönelik protestolar olmuş.
Ahali tepkisini size göstermiş.

*

Buna karşılık siz de...
Size tepki gösteren ahaliye tepki göstermişsiniz.
“Provokasyon” demişsiniz, “Siyasi hesap” demişsiniz, “Şehit cenazesinin istismarı” demişsiniz, “Sağduyudan uzaklaşma” demişsiniz, “Medyanın yanlış yönlendirmesi” demişsiniz.

*

Sayın Bakan...
Keşke bunları demek yerine...
“Halkımızın takdiri de tepkisi de kabulümüzdür. Alkışa da evet, tepkiye de evet” deseydiniz.
“Bakanlığın sefası da var, cefası da var. Sefasına da cefasına da evet” deseydiniz.
“Bütün bunlar demokrasinin cilveleridir” deseydiniz.

*

Ve böylece hepimiz “Vay be! Ne kadar da demokratik bir bakan” deseydik.
Daha iyi olmaz mıydı?

728 terörist ölü olarak ele geçirildi

GURUR ve heyecanla vermiş iktidar gazetesi haberi...
Diyor ki:
“Teröristler ağır zayiat verdi. 728 terörist ölü olarak ele geçirildi.”

*

Bravo.
Aferin.

*

Fakat ne olacak bu işin sonu?
Kalan son terörist de ölü olarak ele geçirilinceye kadar öldürmeye devam mı edilecek?

*
İyi ama bu

teröristler, ağaçta yetişmiyor ki?
Bunların anaları var, babaları var, kardeşleri var, amcaoğulları var, yeğenleri var.
Teröristler ölü olarak ele geçirildikçe...
Onların geride bıraktıkları nasıl ve ne halde ele geçirilmiş olacak?

Hakkı yok

BARIŞ süreci başladığında...
“Vatan elden gidiyor, ihanet kabul edilemez” diyenlerin...
Barış süreci dolaba konduğunda...
Zırlamaya hakkı yoktur.

Çipras ve Demirtaş

İKİSİNİN aynı zamanda...
Zor durumda kalması, eleştirilere muhatap olması, sorunlar yaşaması, bunalması, çıkış yolu bulamaması, hedefte olması falan...

*

Kader mi, talih mi, ağyar mı?
Acep ne?