Neden gazetecinin değil de taklacının karşısına çıkıyor

BAŞBAKAN televizyonda konuşuyor.

Haberin Devamı

Diyor ki:
“Benim için Gürcü’dür diyenler oldu. Çıktı bir tanesi affedersin çok daha çirkin şeylerle Ermeni diyen oldu.”

*

Başbakan’ın taraftarları, çok yoğun bir şekilde bu sözleri tevil etmekle meşgul...
Öyle demek istemedi.
Böyle demek istemedi.
Ermeniliğin çirkin bir şey olduğunu söylemek istemedi.
“Çirkin şeylerle” derken kendisine “Ermeni dölü” denmesini kastetti.
“Çirkin”den kasıt “döl” kelimesiydi, “Ermeni” kelimesi değildi.

*

Eğer Başbakan Erdoğan, televizyonda “ürkek bir taklacı”nın karşısına çıkmak yerine, “gazetecilik namusunun binde birine bile sahip olan bir gazeteci”nin karşısına çıksaydı.
O gazeteci derhal sorardı Başbakan Erdoğan’a:
Pardon ama Gürcü olmak çirkin bir şey mi?
Pardon ama Ermeni olmak, Gürcü olmaktan neden daha çirkin bir şey?
Pardon ama siz neden Rum ya da Ermeni kelimesini kullanmadan önce “affedersiniz” diyorsunuz?
Ermeni ya da Rum dediğinizde biz sizi neden affedelim ki?
“Daha çirkin şeylerle” derken ne demek istiyorsunuz?
Siz yıllar önce “Ben Gürcü’yüm” dememiş miydiniz?
Hem siz neden Gürcü, Ermeni, Alevi, Sünni, Kürt, Zaza, Rum meselelerini gündeme getiriyorsunuz ki?
Siz yaradılanı sevmiyor muydunuz Yaradan’dan ötürü?
Gürcü, Ermeni, Rum, Alevi, Zaza... Yaradan’ın yarattıklarından değil mi?

*

Ama gelin görün ki...
Başbakan’ın karşısında gerçek bir gazeteci yerine ürkekçe yaltaklanma dışında hiçbir varlık gösteremeyen bir taklacı vardı.
O taklacı da bu soruları değil sormak, aklından geçirmeye bile korkar haldeydi.

*

Karşısında hakiki gazeteci olsaydı ve o hakiki gazeteci sorulması gereken soruları sorsaydı...
Başbakancıların, “Başbakanımız aslında öyle demedi/Başbakanımız aslında böyle dedi” diye çabalamalarına hiç gerek kalmayacaktı.
Neyin ne olduğu ortaya çıkacaktı.
Gerçekten de ırkçı mıdır, değil midir, Gürcü olmayı çirkin bir şey olarak görüyor mudur, görmüyor mudur, Ermeniliği daha çirkin bir şey olarak nitelendiriyor mudur, nitelendirmiyor mudur...
Anlayacaktık.

*

Ama durun bakalım...
Başbakan belki de...
Irkçı olup olmadığının...
Ermeni olmayı “çok daha çirkin” bir şey olarak görüp görmediğinin...
“Ermeni” kelimesinden önce neden “affedersin” dediğinin...
Yaradılanı gerçekten de Yaradan’dan ötürü sevip sevmediğinin...
Kurcalanmasını, sorgulanmasını, tam olarak anlaşılmasını istemiyordur.
Belirsizlik işine geliyordur.
Belirsizliğin daha fazla oy getireceğini düşünüyordur.
Belirsizliğin alacağı oyun oranını arttıracağına adı gibi inanıyordur.

*

Ve belki işte tam da bu nedenle...
Azıcık gazetecilik namusu olan birinin karşısına çıkmak yerine ürkek yaltaklanmacının karşısına çıkmayı tercih ediyordur.

Haberin Devamı



Erdoğan neden ‘Ben öyle demek istemedim’ demiyor

Haberin Devamı

EĞER burası...
“Madem ki Başbakan, Ermeni olmayı çok çirkin bir şey olarak nitelendirdi, o zaman ona oy moy yok” diye ortalığı ayağa kaldıracakların çoğunlukta olduğu bir memleket olsaydı.
Başbakan, elindeki devasa propaganda makinesinin çarklarını döndürmeye çoktan başlardı.

*

Derhal harekete geçer ve harekete geçirirdi:
Açıklama üstüne açıklama yapardı “Yaradılanı seviyoruz Yaradan’dan ötürü” diye.
“Biz Ermeni olmayı çok çirkin bir şey olarak görmeyiz, göremeyiz” diye inletirdi ortalığı.
“Sözlerimizi çarpıtıyorlar, ben öyle demedim” derdi.
“Gürcü olsak ne, Ermeni olsak ne... Hepimiz insanız be” diye nutuklar söylerdi.
Yandaş medyası dört bir koldan harekete geçer, aynı anda bütün gazeteleri “Hepimiz Ermeni’yiz” diye manşet atarlardı.
En azından “Bizim de Ermeni arkadaşlarımız var” falan derlerdi.

*

Ama gelin görün ki...
Burası azıcık öfkesi kabaranın karşısındakine “Ermeni” diye hakaret edebildiği bir memleket.
“Affedersin Ermeni” demek, oya, sandığa herhangi bir zarar vermez burada.
Ne zararı yahu!
Sandıklar patlar, oylar artar.
İklim değişir, “Hülooooğ!” bile olur.

*

Erdoğan bunun böyle olduğunu çok iyi bildiğinden....
Ne yağıyor, ne gürlüyor, ne esiyor.
Bırakıyor sözlerini...
Belirsizliğin güvenli kollarına...

Yazarın Tüm Yazıları