Muhtar ile başkan

“MUHTAR bile olamaz” dediler.

Haberin Devamı

Ama bu halk...
- Onu başbakan yaptı.
- Onu cumhurbaşkanı yaptı.

*

Şimdi sorulması gereken soru şudur:
“Muhtar bile olamaz” demek ile “Başkan olamaz” demek arasında hiçbir fark yok mu?

*

“Muhtar bile olamaz” denmesinin anlamı şuydu:
Biz senin seçilme hakkını, olanca haksızlığımız, hukuksuzluğumuz ve hakkaniyetsizliğimizle elinden alıyoruz.

*

“Başkan olamaz” denmesinin anlamı ise şudur:
Kuvvetler ayrılığının hiçe sayılacağı, yargı denetiminin yerlere çalınacağı, tek kişinin egemenliğinin hüküm süreceği, demokrasinin ve özgürlüklerin olmayacağı “Türk tipi bir başkanlık sistemi”ni kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz.

*

Kısacası...
“Muhtar bile olamaz” cümlesi ne kadar haksız, hukuksuz, hakkaniyetsiz ve antidemokratik ise...
“Başkan olamaz” cümlesi o kadar haklı, hukuka uygun, hakkaniyetli ve demokratiktir.

Haberin Devamı

Şu tiplerden uzak dur

- AŞIRI alınganlardan, aşırı gerginlerden, aşırı mesafesizlerden, aşırı mütevazılardan...

*

- Bin yaşına geldikleri halde “Babasının oğlu” ya da “Babasının kızı” olmak dışında bir kimlik edinemeyenlerden...

*

- Siyasi yaklaşımlarını ancak ortamın nabzını kokladıktan sonra ve ancak o nabza uydurarak açıklayanlardan...

*

- İhtiraslarına yetecek ölçüde kifayetleri olmayanlardan...

*

- Şaka öldürenlerden...

*

- Kinleri ve kindarlıkları “ölüm” karşısında bile geçmeyenlerden...

*

- Kendilerinden başkalarının da “çok yoğun” olabileceklerine zerre ihtimal vermeyenlerden...

Demirtaş’tan korkuyorlar

-KORKMASALAR... Elbirliğiyle saldırmazlar.
- Korkmasalar... Yıpratmaya ant içmiş gibi davranmazlar.
- Korkmasalar... “Kemalist” falan gibi tutmayacak nitelemelere sardırmazlar.
- Korkmasalar... Demirtaş gibi bir halk çocuğundan “monşer” çıkarmaya çalışmazlar.
- Korkmasalar... “Öcalan iyi/Demirtaş kötü” sloganına sarılmazlar.
- Korkmasalar... Çılgınlar gibi alkışlanan konuşma nedeniyle sadece Demirtaş’ı dillerine dolamazlar.

Haberin Devamı

Numan Kurtulmuş izlenimleri

CNN Türk’te Tarafsız Bölge’de konuk oldu Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş.
İzlenimlerimi aktarıyorum:

*

- Epey zamandır görüşmemiştik. Pek bir zayıflamış gördüm kendisini. “Spor mu yapıyorsunuz” diye sordum. “Sadece yediklerime daha dikkat ediyorum” dedi.

*

- Üslubu, yaklaşımı ve duruşuyla AK Parti ve hükümet içinde bir denge unsuru haline gelmiş Kurtulmuş. Meselelere yaklaşım tarzından bunu anladım.

*

- Gerçi “Ahmet Hoca” dediği Başbakan Davutoğlu’na saygı ve sevgisini sürekli vurguluyor ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’a daha yakın gibi geldi bana.

*

- “Muhalefetteyken iktidara demediğini bırakmamıştın, ne oldu da iktidar saflarına geçtin” eleştirisi, Kurtulmuş’un en çok karşılaştığı eleştiri... Bu konuda kendisini şu üç noktadan savunuyor. BİR: O gün muhalefet üslubuyla söylediklerimin hepsini bugün iktidar sorumluluğuyla söylemeye devam ediyorum. İKİ: Ben hiçbir eleştirimde kişilere yönelik tek bir söz söylemedim. ÜÇ: Görüşlerimde hiçbir değişiklik olmadı, eskiden ne söylüyorsam aynısını söylüyorum.

*

Haberin Devamı

- Saadet Partisi’nde ve HAS Parti’deki liderlik deneyimi, kendisine meselelere “bütüncül bakma” yeteneği kazandırmış. Sorunları gündelik tartışmaların içine saplanıp kalmadan izah edebilmesinin nedeni bu...

*

- AK Parti’nin geleceği ne olur bilemiyorum ama Numan Kurtulmuş’un AK Parti’nin geleceğinde olacağı kesin gibi.

Aynı gün iki siyasi olay:

Nevroz ve MHP Kongresi

YARIN...
- Diyarbakır’da Nevroz var.
- Ankara’da MHP Kongresi var.

*

Bu bir tesadüf değil, MHP’nin bilinçli seçimi...

*

Çünkü MHP...
- Yarın ülkede tek gündemin “Öcalan’ın mesajı” olmasını istemiyor.
- Diyarbakır’daki görüntüyü dengelemek istiyor.
- Neye karşı olduğunu sembolik olarak göstermek istiyor.
- Önemli isimleri parti saflarına katarak gövde gösterisi yapmak istiyor.

*

Haberin Devamı

Kısacası MHP...
Kendi açısından gayet stratejik ve gayet akıllı bir taktik uyguluyor.

Sevdiğim 7 şey

- BİR: Demba Ba için yapılan besteler.

*

- İKİ: Yunanistan Başbakanı’nın sokaklarda halkla kurduğu yakın temas fotoğrafları.

*

- ÜÇ: Kılıçdaroğlu’nun İzmir’den önseçime girmesi.

*

- DÖRT: Hugh Jackman’ın Türkiye’ye gelmesi.

*

- BEŞ: İlber Ortaylı’nın Çanakkale Direnişi hakkında ileri geri konuşanlara “bakkal kafalılar” demesi.

*

- ALTI: Galata Kulesi’nin dibinde bir cevelan...

*

- YEDİ: Aday adayı olan insanlardaki tarifi imkânsız sevimli hırs...

Yazarın Tüm Yazıları