İşte bunlar hep Erdoğan’ın başkanlık propagandası

CUMHURBAŞKANI Erdoğan’a...

Haberin Devamı

-Zaten sistemin başında sen varsın.
-Zaten hükümet sana bağlı.
-Zaten hükümet bir dediğini iki etmiyor.
-Zaten ne desen o oluyor.
-Zaten başkan gibisin.
Deniyor ve ardından da ekleniyordu:
“Neyin eksik ki bir de başkan olmak istiyorsun?”

*

Cumhurbaşkanı Erdoğan, işte bu “Neyin eksik ki” sorusunun tatmin edici bir yanıtını veremiyordu.
Erdoğan’ın...
-Bu sistem yürümüyor.
-Bu sistem tıkanıyor.
-Bize yeni bir sistem lazım...
Diyerek yaptığı izahlar boşa gidiyor, altı bir türlü dolmuyordu.
Ahalinin işin içine katılması pek mümkün olamıyordu.
Bu yüzden de Erdoğan’ın “başkanlık sistemi” propagandası, yeteri kadar etkileyici olamıyordu.

*

Haberin Devamı

Erdoğan bunu gördü ve “Çözüm Süreci” konusunda hükümet ile arasında bir kriz çıkardı.

*

Ve şimdi Erdoğan’ın elinde, “başkanlık sistemi” için süper bir propaganda malzemesi var.
Bundan sonra izleyin kendisini...
-Meydanlarda “Ah benim güzel kardeşim... Yüzde 52 ile beni cumhurbaşkanı yaptınız ama işte sözümüzü dinleyen yok” diyecektir.
-Meydanlarda “Ah benim kardeşlerim... Bir Bülent Arınç çıkıp bana “Sus, konuşma” diyebiliyor, bana vitrin muamelesi çekebiliyor” diyecektir.
-Meydanlarda “Ah benim sevgili kardeşim... Biz boşuna başkanlık sistemi istemiyoruz. Görüyorsunuz, bana en yakın hükümet bile beni takmıyor” diyecektir.
Ardından da ekleyecektir:
“Bu kardeşinizin idarede daha etkili olmasını istiyorsanız... Verin dört yüz milletvekilini.”

*

Peki Erdoğan çıkardığı krizle, sadece “başkanlık sistemi” için süper bir propaganda malzemesi mi elde etti?
Hayır.
“Hükümettekiler Kürtlere ve Öcalan’a fazla taviz verdiler ama ben varken bu tavizlerin hayata geçmesi mümkün değildir” mesajıyla milliyetçi oyların MHP’ye kaçmasını da engellemeye çalışmış oldu.

*

Haberin Devamı

Siyasi mühendislik” açısından ustaca bir plan bu...
Ancak bu planın gözden kaçırdığı üç husus var:
-BİR: Siyasi mühendislikte hesap hataları çok olur.
-İKİ: Toplum, mühendisliğin ölçülerine pek uymaz.
-ÜÇ: Siyasette mühendislik yapanlar, genelde istemedikleri sonuçlarla karşılaşırlar.

Şimdi cevap ver bakalım yandaşcan


-SARAYCI mısın, Ahmet Hocacı mı?

*

-Bülent Abi mi haklı, Reis mi?

*

-Dolmabahçe buluşması zafer mi, hezimet mi?

*

-İzleme Komitesi lüzumlu mu, lüzumsuz mu?

*

-Öcalan’ın 10 maddesi gerekli mi, değil mi?

*

-Hâlâ Öcalan iyi, çevresi kötü mü?

*

-Kürt sorunu var mı, yok mu?

Bir hışımla Öcalan’ı yıktı geçti peh peh peh


ÖCALAN’ın çözüm için şart olarak öne sürdüğü ne varsa...
Erdoğan hepsini buruşturup çöp sepetine fırlattı.

*

Haberin Devamı

-Mesela Öcalan “10 madde... 10 madde... 10 madde...” diye tutturuyordu, Erdoğan “10 madde olmaz... 10 madde olmaz...” dedi.
-Mesela Öcalan “İzleme komitesi” diyor, başka bir şey demiyordu, Erdoğan “İzleme komitesine falan hiç gerek yok” dedi.
-Mesela Öcalan “Dolmabahçe Buluşması”nı kutsuyor ve selamlıyordu, Erdoğan “Dolmabahçe Buluşması yanlış oldu” dedi.

*

Ve şimdi elde kala kala...
Sırrı Süreyya’nın gür bir seda ile okuduğu “açığa düşmüş mektup” kaldı.

*

Sanırım Diyarbakır semalarında çınlayan o mektup için...
“Baki kalan kubbede hoş bir seda imiş” demekten başka seçenek yok.


Demirtaş’a yaradı

ERDOĞAN’ın neredeyse bir “Çözüm Süreci” karşıtı gibi konuşmaya başlaması...
Kürt cephesinde Selahattin Demirtaş’a yaradı.

*

Haberin Devamı

Erdoğan’ın açıklamaları...
-Demirtaş’ın “Seni başkan yaptırmayacağız” çıkışına derinlik kazandırdı.
-Demirtaş’ın “Çözüm Süreci” ile ilgili karamsarlığına haklılık kazandırdı.
-Demirtaş’ın seçime yönelik propaganda eksenini güçlendirdi.

Davutoğlu’nun önünde üç yol var

-BİRİNCİ YOL: “Cumhurbaşkanımız ne diyorsa doğrudur” diyerek... Cumhurbaşkanı’nın çizdiği yola girmek ve bu konuda ortaya çıkan tüm tartışmaları sonlandırmak.

*

-İKİNCİ YOL: “Sorumluluk hükümettedir, hükümet sorumluluğunu yerine getiriyor” diyerek Bülent Arınç’ın çizdiği çerçevede kalmak ve Saray’la büyük bir yetki çatışmasına girmek.

*

-ÜÇÜNCÜ YOL: Keskin bir tutum almadan, idare-i maslahat uygulayarak, geçiştirerek, iki adım geri bir adım ileri atarak, durumu tevil etmeye çalışarak, “Hiçbir sorun yok” diyerek... Meseleyi uyutmak.

*

Haberin Devamı

Başbakan Davutoğlu...
-Birincisini yaparsa... Karizması gider ama kurtulur.
-İkincisi yaparsa... Karizmasını korur ama başına belayı alır.
-Üçüncüsünü yaparsa... Erdoğan üstüne üstüne gider.

Yazarın Tüm Yazıları