İhsanoğlu kampanyası: Olmuyor, olmadı, olmamış

EKMELEDDİN İhsanoğlu muhalefetin bulup bulabileceği en iyi adaydır.

Haberin Devamı

Müktesebatına, duruşuna, kişisel tarihine, temsil ettiği zihniyete bakarak böyle demiştim.

*

İhsanoğlu’nun kısa süre içinde sahada sergilediği performansı görünce...
Bu görüşüm değişmedi, pekişti.

*

Gördüğüm şudur:
Hiç de öyle “monşer” gibi takılmıyor, hiç yüksünmeden her türlü ortama dalıyor ve bu dalışlar “yapay” kaçmıyor.
Muhafazakârlık ile modernlik dengesini gayet iyi kuruyor: İki kesime de itici gelecek tek bir tutumu yok.
Ciddi bir adam... Ama ondaki asık yüzlü devlet ciddiyeti değil, güler yüzlü bir ciddiyet.
Ağlaşmıyor, eziklenmiyor. Kendinden emin. Bu haliyle etkiliyor.
Çalışkan... Yaşına göre performansı süper...
Hazırcevap... Bakınız: “Kuran’ı iptal edecek misin” diye soran gence “Seçilirsem sana Kuran’ı kıraati aşere ile okutacağım” diye cevap vermesi.
Mağduriyetler arası akrabalık kurmayı başarıyor. Bakınız: Başörtüsü mağdurları ile Gezi mağdurları arasında kurduğu akrabalık.
Hükümet yanlısı kalemler, “Hemen pes eder” falan diyorlardı... Oysa bin türlü iftira karşısında gayet sağlam bir iradesi ve sinir sistemi olduğunu çoktan gösterdi.
Polemiğe girmiyor, sataşmalara yanıt vermiyor, gaza gelip laf çakmıyor ve bu haliyle bir polemik ustası olan Tayyip Erdoğan’ı malzemesiz bırakmayı başarıyor.

*

Kısacası...
Ekmeleddin İhsanoğlu’nda...
Un var, yağ var, şeker var.
Ama bütün bunlardan lezzetli bir helva çıkaracak...
Organizasyon ruhu yok, coşkulu atılım yok, zekice çıkışlar yok, akıllıca hamleler yok.

*

CHP yok ortada. MHP de yok. Örgütler yok ortada. Teşkilatlar da yok.
Kemal Bey de, Devlet Bey de “bulduk size süper bir aday, seçersiniz gayri” havasında.

*

Şunca zaman geçti...
Hâlâ “sandığa gitmeyecek seçmen” meselesine esaslı bir çözüm üretebilmiş değiller.
Hâlâ “ulusalcılar Ekmel Bey’i istemiyor” tartışmasına noktayı koyabilmiş değiller.
Hâlâ MHP’li tabanın nasıl bir tutum takınacağına dair bir araştırma yapmış değiller.
Hâlâ düzgün, stratejik, hedefleri ve amacı tam olarak belirlenmiş bir kampanyayı başlatabilmiş değiller.
Hâlâ yurtdışında kullanılacak oylar meselesine eğilmiş değiller.
Hâlâ çok dağınıklar, hâlâ uyuşuklar, hâlâ eskisi gibiler.

*

Buldukları slogan ise tam amatör işi...
“İsimden slogan üretmek” gibi artık muhtar adaylarının bile tevessül etmediği bir işe girişmişler.
“Ekmeleddin”den “Ekmek” çıkarıp “Ekmek için Ekmeleddin” deyivermişler.

*

Galiba şöyle bir konuşma geçti:
Bizim adayın adı ne?
“Ekmeleddin.”
O zaman “ekmek” diyelim abi.

*

Tüm bu beceriksizlikler, tembellikler, ezbercilikler, bir işi de doğru dürüst yapamamalar karşısında...
İçimden hep şu cümle geçiyor:
“Ekmeleddin Bey’e yazık olacak matmazel.”

Haberin Devamı

Bozcaada’yı eşsiz kılan beş şey

Haberin Devamı

BİR: Yunan adaları gibi her daim Basra alçak basıncının etkisinde değildir, püfür püfür eser.
İKİ: Herhangi bir Eda Taşpınar, isterse sekiz şezlongda doksan sekiz saat çekilmedik hareket bırakmasın... Bozcaada’da kimse dönüp de bakmaz.
ÜÇ: Burası Bodrum’da bir lahmacuna 80 lira bayılanlarla kafa bulunan bir yerdir.
DÖRT: Açılan her yeni kafe, eski kafelere meydan okuyarak açılmaz burada... Her yeni kafe, eski kafelere zarif bir şekilde eklemlenir.
BEŞ: Kendilerini göstermekten başka derdi olmayanların rahat edemeyecekleri bir kafa denkliler adasıdır burası.

Ey IŞİD! Allah’ın varsa bırakırsın

ORTADOĞU’nun ak tolgalı beylerbeyi olan “büyük usta” haykırmış:
“Ey IŞİD! İnanıyorsan şu aziz mübarek günde konsolosluk çalışanlarını bırakırsın.”

*

Ne yani?
Bu haykırış, olumlu karşılık bulursa...
IŞİD’in...
Kestiği kelleler...
Çukurlara doldurduğu cesetler...
Yıktığı türbeler...
Yıktığı camiler...
Falan unutulacak.
Ve IŞİD, “inançlı kadrolar omuz omuza” diye selamlanacak mı?

Haberin Devamı

Devletin gariban adayları


DEVLETİN adayları:
Ekmeleddin İhsanoğlu...
Selahattin Demirtaş...

*

Milletin adayı:
Recep Tayyip Erdoğan...

*

Şimdi bakalım...
Devletin televizyonu...
“Milletin adayı”na ne kadar süre ayırmış?
“Devletin adayları”na ne kadar süre ayırmış?

*

Bir RTÜK üyesinin yaptığı incelemeye göre...
4, 5 ve 6 Temmuz tarihlerinde...
Devletin televizyonunun tüm kanallarında...
Devletin iki adayına ayrılan süre şöyle:
EKMELEDDİN İHSANOĞLU: Toplam 3 dakika... Pardon! Eksik olmasın, bir de 15 saniye var.
SELAHATTİN DEMİRTAŞ: Toplam 45 saniye... Bu 45 saniye de Demirtaş yakınlarının cenazesine katılmış, onun 45 saniyesi.

*

Peki devletin karşısındaki adayımızın devlet televizyonundaki payı ne kadar?
Açıklıyorum:
RECEP TAYYİP ERDOĞAN: Toplam 533 dakika...

*

Sonuç?
Devletin adaylarına 4 dakika bile yok...
Devletin adayı olmayan adaya ise 533 dakika.

*

Ekmeleddin İhsanoğlu da, Selahattin Demirtaş da yatsın kalksın “Tayyip Erdoğan iyi ki devletin adayı değil” diye dua etsin.
Erdoğan bir de “devletin adayı” olsaydı...
O dört dakikacığı bile bulamazlardı.

Yazarın Tüm Yazıları