İçinden keşkeler geçen bir Kayserili pazarlığı yazısı

HAZİRANDA Avrupa Birliği ülkelerine vizesiz girmek...

Haberin Devamı

Hakikaten...

-Çok büyük bir devrim!
-Muhteşem bir gelişme!
Hayali bile cihana değer!
Keşke olsa.
Keşke.

 

*

 

Ama keşke bu güzel olay...
-Zavallı mülteciler üzerinden yapılan Kayserili pazarlıklarıyla...
-Avrupalıların “Aman mülteci geleceğine vizesiz Türkler gelsin” şeklindeki bencil ve kibirli yaklaşımlarıyla...
-İçinde erdeme pek yer vermeyen hesaplarla...
-İfade özgürlüğü gibi konuların ikinci plana atılmasıyla...
Gölgelenerek gelişmeseydi.

 

*

 

Eğer haziranda Avrupa Birliği ülkelerine vizesiz girmemiz mümkün olacaksa...
Paris sokaklarında, Londra caddelerinde, İtalyan kırsalında falan dolaşırken...
Zavallı mülteciler gelmeyecek mi gözümüzün önüne?

 

*

 

Haberin Devamı

Keşke başka türlü doğsaydı vizesiz Avrupa umudu.
Keşke.
Ah keşke.

 


Gerçekten de tam da bir alçaklık yürüyüşü

 

 

LONDRA’da bir yürüyüş...
Güya Cizre ve Sur’da yaşananlar protesto ediliyor.
Katılımcıların ellerinde Ankara’da 28 masum insanın canını alan canlı bombanın posterleri var.
Yaşasın Abdulbaki Sömer” diye sloganlar atılıyor Trafalgar Meydanı’nda.

 

*

 

Yürüyüşe katılanlar arasında...
-İngiliz Yeşil Parti lideri var.
-İskoç Ulusal Partisi milletvekili var.
-İngiliz insan hakları savunucuları var.
Hepsi birlikte 28 can alan canlı bombanın posterleri altında yürüyorlar.

 

*

 

“Canlı bomba için düzenlenen taziye çadırına giden HDP’li milletvekili” olayından bile daha rezil, daha kepaze, daha feci bir durum.
Dün Hürriyet’te bu olay, “ALÇAKLIK YÜRÜYÜŞÜ” diye verildi.
Hakikaten de tam bir alçaklık yürüyüşü.

 

*

 

Haberin Devamı

Bu canlı bomba sevici İngiliz parlamenterlerine sesleniyorum:
Canlı bomba olmak madem bu kadar güzel... O zaman patlatın kendinizi Trafalgar Meydanı’nda. Kim bilir belki sizin de posterlerinizi taşıyacak birileri çıkar.

 

 


Dokunulmazlıklar kaldırılmamalı

 


HDP’nin günahı çok:
-7 Haziran’da elde ettiği neticeyi, PKK’nın çatışmacı anlayışına karşı kullanabilirdi. Kullanmadı.
-Hendek ve barikat siyasetine şiddetle itiraz edebilirdi. Etmedi.
-“Direnişe selam” demek yerine çatışmanın tam karşısında yer alabilirdi. Almadı.

 

*

 

Ama bütün bunlar siyasi günahlardır.
Bu günahlarının cezasının verileceği yer ise cezaevleri değil, siyasettir.

 

*

 

HDP’lilerin dokunulmazlıklarını kaldırıp hapse atarsanız...
Siyaseten verilmesi gereken cezayı, başka türlü vermeye kalkmış olursunuz.

 

*

 

Haberin Devamı

Üstelik cezaevine tıkma yöntemi, daha önce denenmiş ve sorunu daha da derinleştirip büyütmekten başka bir işe yaramamıştı.

 

 

İsmet Özel’in Amentü şiiri

 


“AMENTÜ”, İsmet Özel’in en sevdiğim şiirlerindendir.
“İnsan eşrefi mahlukattır derdi babam” diye başlar o şiir.
Baştan sona düşünsel bir hesaplaşmanın şiiridir.

 

*

 

Eksik olmasın Maliye Bakanımız, Meclis’te yaptığı konuşmada uzun “Amentü” şirinden birkaç dize okumuş.
Tabii birkaç dize okuyunca...
Şiirin bütünlüğü kaybolmuş ve ortaya biraz tuhaf kaçan bir alıntı çıkmış.
Bunun üzerine muhalefet partilerinin temsilcileri de “Amentü” şiirine verip veriştirmişler.

 

*

 

Maliye Bakanımıza şiire verdiği önem için çok teşekkür ama şiiri hiç hak etmediği şekilde aslanların önüne attığı için de bin sitem.

 

 

Haberin Devamı

2.8 milyar yolla Reza

 


İRAN mahkemeleri, Reza’nın ortağı olduğu söylenen Babek Zencani’ye...
“Götürdüğün 2.8 milyarı yerine koy, belki seni idam etmeyiz” demiş.

 

*

 

Hadi Reza!
Ortağın için şu pamuk elini şişkin cebine atsana.
Hadi!
Kurtar ortağını ipten.

 

 


En sevdiğim Kadınlar Günü ilanı

 

İçinden keşkeler geçen bir Kayserili pazarlığı yazısı

 


-ULUDAĞ Gazoz’un “Gazoz olma” sloganlı Kadınlar Günü ilanı iyiydi.
-Herkes laf soktu ama ben Küçükçekmece Belediyesi’nin “Erkeğe, kadına vurmak değil vurulmak yakışır” ilanını da beğendim.
Ama birincilik Koç’un verdiği ilanın...
Ben en çok onu beğendim.

 

 


İncelik mincelik kalmadı artık bizde

 


BİR sempozyum için Türkiye’ye gelen Bosnalı savaş mağduru kadınlar, Ankara’da Meclis’in konuğu olmuşlar ve bir süreliğine Meclis Genel Kurulu’ndaki görüşmeleri takip etmişler.
Buraya kadar her şey normal...
Anormallik bundan sonra başlıyor:

 

*

 

Haberin Devamı

Dinleyici localarındaki misafir Bosnalı kadınlara “hoş geldiniz” demek için kürsüye çıkan parti sözcüleri, kadınların gözlerinin içine bakarak “tecavüz” vurgulu konuşmalar yapmışlar.
-MHP’li Oktay Vural çıkmış kürsüye, “Bosna’daki bayanlara tecavüz edilirken ‘Siz artık Türk çocuğu doğurmayacaksınız’ diyen Çetnikleri kınıyoruz” demiş.
-AK Partili Coşkun Çakır ise “Medeni Avrupa’nın göbeğinde meydana gelen işkence ve katliamı, özellikle tecavüze uğrayan kadınları hatırlıyoruz” demiş.

 

*

 

Aktaranlardan işittim: Bu konuşmaları dinleyen Bosnalı kadınlar, özellikle “tecavüz” vurgusundan çok ama çok rahatsız olmuşlar, moralleri bozulmuş.

 

*

 

Size bir şey söyleyeyim mi?
İncelik, düşüncelilik, empati hissi, nezaket, dikkat, özen, “karşımdaki ne hisseder” yaklaşımı, idrak, izan falan...
Hiçbiri ama hiçbiri kalmadı bizde.

Yazarın Tüm Yazıları