Geliri 15 Temmuz şehitlerine bağışlanan İlker Başbuğ kitabı

15 Temmuz’dan sonra İlker Başbuğ ile yaptığımız “Tarafsız Bölge”, çok ama çok büyük ilgi görmüştü.

Haberin Devamı

Reyting rekoru kırmış, tartışmalara yol açmış ve herkesi etkilemişti.

O söyleşi, kitap oldu.
Doğan Kitap’tan çıktı.

Geliri 15 Temmuz şehitlerine bağışlanan İlker Başbuğ kitabı


İlker Başbuğ kitaba önemli eklemeler de yaptı.
İlave sorular ve ilave cevaplar koydu.

Böylece ortaya gerçekten de derli toplu ve bir çırpıda okunan iyi bir “15 Temmuz” kitabı çıktı.

Kitaptan elde edilecek geliri hem İlker Başbuğ hem de ben “Başbakanlık 15 Temmuz Şehitleri Dayanışma Kampanyası”na bağışladık.

Bazı arkadaşlarım soruyor:

İmza günü yapılsa kitabı hanginize imzalatacağız? İlker Paşa’ya mı? Sana mı?

Şu karşılığı veriyorum:

İlk sayfanın en az beşte dörtlük bölümüne İlker Paşa imzayı çakar.

Lüzumu halinde de kalan mütevazı yere ben ürkek, tedirgin ve minik bir paraf atarım.


BAŞÖRTÜLÜ POLİSLER! YAKALAYIN ŞU ADAMI
NUREDDİN Yıldız diye sözde bir hoca var.

Kız çocuklarına kafayı takan bu adam, şimdi de kız çocuklarının okuyup çalışma hayatı içinde yer almalarına laf etmiş.

“Olmaz” diyor, “Kızlar erkeklerin arasında çalışamaz” diyor, “Anadolu insanı taksit ödemek için buna nasıl izin verir” diyor.

Diyor da diyor yani.

Başörtülü kadın polislere çağrıda bulunuyorum:

Lütfen alenen ayrımcılık yapan, çalışan kadınları resmen aşağılayan ve töhmet altında bırakan, nefret suçuna imza atan bu adamı yakalayıp bir ifadesini alıverin. Belki sizden utanır da birazcık siner.


TIPTAN ANLAMAM AMA DOKTORUM
FETÖ’cü polis şeflerini arkasına alıp her akşam ekranlardan “Ahmet Hakan tutuklanacak” diye höyküren bir şebelek var.

Bu şebelek, geçen gün şöyle yazmış:

“... Ben haberci kimlikli bir gazeteci olmadığım için...”

Hahahahaha!

Şebeleğe bak!

Söylediği bu sözün...

En az “Ben tıbbi kimlikli bir hekim olmadığım için...” cümlesi kadar, dangalakça bir laf olduğunun farkında bile değil.


BU DÖNEM OSMANLI DEĞİL, İSTİKLAL HARBİ MODA OLACAK
BİR dönem Osmanlı dizileri moda olmuştu ya...

İddia ediyorum:
Önümüzdeki dönem Milli Mücadele dönemi dizileri popüler olacak.

Bu konuda ilk ışığı, “Kanal D” yakıyor.

“Kanal D” için İstiklal Savaşı’nı anlatan bir dizi çekiliyor.

Dizinin yönetmenleri Muhteşem Yüzyıl dizisine de imza atan Taylan Biraderler.

Başrollerde Halit Ergenç ve Bergüzar Korel var.

Selanik, İzmir’in işgali, Kurtuluş Savaşı, Atatürk, ihanet, vatan... Hepsi olacak dizide.

Tabii bütün bunlar çok sarsıcı bir aşk öyküsünün penceresinden yansıyacak ekrana.

“Muhteşem Yüzyıl”, nasıl Osmanlı’ya ilgiyi arttırdıysa... Bu dizi de Kurtuluş Savaşı dönemine ilgiyi artıracak.

Tabii buna “Millet, vatan, hâkimiyet, istiklal” kelimelerinin bu denli yoğun olarak kullanıldığı bir ortamın da katkısı olacağını unutmayalım.


AHMET DAVUTOĞLU İLE NİYE UĞRAŞIYORMUŞUM?
İLLE bir maksadımız mı olacak kardeşim? İlle gizli bir niyetimiz mi olacak? İlle biri mi yönlendirecek?

Bir maksadım yok. Gizli niyet falan taşımıyorum. Yönlendirme falan...

Kimin haddine!

Hatta Davutoğlu ismi geçtiğinde bir antipati bile belirmiyor bende.

Sorun şurada:

Adamın Özel Kalem Müdürü tutuklanmış, üstelik kendisiyle doğrudan ilgili bir konuyla suçlanıyor.

Fakat ondan ses seda yok. Resmen ölü taklidi yapıyor.

İşte buna dayanamıyorum.

İşin peşini bırakmama azmimin tek nedeni bu.... 


KÖPRÜ GÜZEL AMA
İSTANBUL güzel ama zabitleri pek yaman” der ya eski bir İstanbul türküsü...

Ben de o hesap...

“Yeni yapılan köprü güzel ama trafiği sıkıştırması pek yaman” demek istiyorum.


MÜRTET
“MÜRTET”, dinden çıkan demek.

Eskiden “Mürtet Üssü” olan “Akıncı Üssü”nün adı, yeniden “Mürtet Üssü” olmuş.

İşin özü şu:

Darbeye merkezlik eden üsse, devletimiz “kâfir oldu” demeye getiriyor.

Yazarın Tüm Yazıları