Gayet tarafsız bir şekilde bir Kılıçdaroğlu yorumu

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu için söylediği cümleyi işittiğim anda...

Haberin Devamı

Aklıma hemen dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler’in, bugünlerde ABD’de tutuklu bulunan Reza Zarrab’a söylediği...

“Sana kimse bir şey yapamaz, senin önüne yatarım” cümlesi gelmişti.

Doğrudur.

“Senin önüne yatarım” cümlesi, siyasi literatüre girmiş, meşhur olmuş bir sözdür.

Kemal Kılıçdaroğlu, Aile Bakanı Sema Ramazanoğlu’nun Ensar Vakfı’nı koruyup kollayan yaklaşımını eleştirirken...

Aslında bu meşhur cümleye gönderme yapıyordu.

Yani Kılıçdaroğlu’nun yaptığı şey, Bakan Sema Ramazanoğlu’na yönelik tacizci bir laf etmek değildi.

Kılıçdaroğlu’nun yaptığı şey şunlardı:

- Düşüncesizlik.
- Özensizlik.
- Bulunduğu makamın sorumluluğuna uygun davranmamak...
- Sözünün nerelere gidebileceğini, nasıl anlaşılabileceğini, hatta ne yönde istismar edilebileceğini hesap edememek...

Eğer Kılıçdaroğlu, sorumlu, dikkatli, düşünceli, özenli bir siyasetçi olsaydı...

Muhatabı olan kadın siyasetçiye “önüne yatıyor” demek yerine...

- “Koruyor” derdi.
- “Üzerine gitmiyor” derdi.
- “Ensar Vakfı yöneticilerinden bile daha geride” derdi.
- “Çocuklar umurunda değil, sadece Ensar Vakfı’nı düşünüyor” derdi.

Ne yani?

Bunlar yetmeyecek miydi? Bunlar kesmeyecek miydi?

Kemal Kılıçdaroğlu, buna benzer düşüncesizlikleri geçmişte de yapmıştı.

Ne yazık ki kendisi zaman zaman bulunduğu makamın sorumluluğuna uygun özeni göstermiyor.


GELELİM İŞİN ÖBÜR TARAFINA: HERKES PEK Mİ EDEPLİ?
KEMAL Kılıçdaroğlu’nun sözlerine edep, nezaket ve adap üzerinden yüklenenlerin üsluplarına şöyle bir bakalım:

- Cumhurbaşkanımız, Kılıçdaroğlu’na “siyasi sapık” diyor.
- Başbakanımız, Kılıçdaroğlu’na “edepsiz” diyor.
- Başbakan Yardımcımız konuyla ilgili olarak “aşağılık” kelimesini kullanıyor.
- Milletvekilleri en kibarı “pornoyla genel başkan oldu” şeklinde olan cümleler kullanıyor.
- Sosyal medyada “Ak trol” tabir edilen şahıslar, Kemal Kılıçdaroğlu’na ağza alınmayacak küfürler ediyor.

Kısacası...

Herkes ama herkes laf sokma derdinde ve telaşında.

Üstelik bunu yaparlarken...

Kılıçdaroğlu’nun yaptığını çoktan sollamış durumdalar.

- Kılıçdaroğlu’nu utandıracak bir kibarlık dersi veren yok.
- Kılıçdaroğlu’nu pişman edecek bir nezaket örneği sergileyen yok.
- Kılıçdaroğlu’nu mahcup edecek bir olgunluk yok.

Zaten Kılıçdaroğlu da bütün bu yoklardan aldığı cesaretle...

Bırakın “düşüncesizlik ettim” diyerek hafiften geri çekilmeyi...

Konunun üzerine üzerine gitmeyi tercih ediyor.

Seviye gözetme, edep ve adaba riayet etme, nazik olma, empati yapma, yanlıştan dönme, yanlışın üzerine yanlışla gitmeme gibi erdemlerden uzaklaşıldıkça...

Ortaya işte böyle sürekli el yükselten bir seviyesizlik yarışı çıkar.


VAR MISINIZ?
BUNDAN sonra her kim ama her kim...

Edebe uymayan, ahlaki ölçülere sığmayan, terbiyeden nasip almamış, nezaketsiz, kaba sözler söylerse...

Söyleyenin partisine pırtısına bakmadan...

“Bizden” demeden...

“Onlardan” demeden...

Elbirliğiyle...

Karşısına dikilelim.

Var mısınız?


HELAL OLSUN ALTAN TAN'A
HDP’li Altan Tan, Ensar Vakfı olayıyla ilgili olarak şöyle demiş:

- Ortada tecavüz olayı var. Kimsenin üstünü örtmemesi gereken, örtmeyeceği bir vaka var.

- Aile Bakanı’na düşen bütün gücüyle bu olayın üstüne gitmesidir. Bunu kapatacak, mazur gösterecek, farklı algılar oluşturacak hiçbir beyanatın içine girmemesi gerekir.

- Ancak bu olayın üzerinden İslami vakıfları, kuruluşları karalamak ve tümüne şamil etmek de yanlış.

- Bir olaydan, iki olaydan hareketle bütün kurumu suçlamak, aynı görüşe sahip bütün bir camiayı töhmet altında bırakmak yanlış.

Benim de olayın başından beri durduğum yer burasıdır.

Fakat burası, bugünün kamplaşmış, cepheleşmiş, bu yüzden sağduyusunu kaybetmiş Türkiye’sinde hiç de tekin bir yer değildir.

“Tecavüzcü Ensar” diyerek kendisini güvenli bir limana atmak yerine...

Kendisine en aşağılık şekilde “Tecavüzcü dostu” denmesini göze alarak...

Hakkaniyetli bir yerde durmayı tercih ettiği için...

Altan Tan’a helal olsun.


DEMEK YARGI DA SİZİN ELİNİZDE GALİP BEY
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, şöyle demiş:

“Yasama bizim elimizde, yürütme bizim elimizde, yargı bizim elimizde.”

Galip Bey!

Yasamayı anladık. Yürütmeyi anladık.

Ama yargı nasıl oluyor da sizin partinizin elinde oluyor?

Yargıçları üye mi yaptınız? Savcıları mı bağladınız? Mahkemeleri mi ele geçirdiniz?

O zaman biz faniler, mahkemelere gitmeden önce size mi uğrayacağız?

Bir torpil falan rica etmek üzere...

Galip Bey... Galip Bey... Bir izah lütfen...


BİRAZ DA CİDDİYET
50 milyona yakın insanımızın kimlik bilgileri çalınmış.

Konuyla ilgili olarak Başbakan Davutoğlu, şu türden bir şaka yapmış:

“Benim de evimin adresi beyan edilmiş. Sormuş olsalardı söylerdim. Misafir olmak isteyen varsa buyursun gelsin.”

Şöyle diyordu meşhur Sakallı Celal:

- Tanzimat ilan ettik, olmadı.
- Meşrutiyet ilan ettik, olmadı.
- Cumhuriyet ilan ettik, olmadı.
- Yahu biraz da ciddiyet ilan etsek...

Yazarın Tüm Yazıları