Fakat iyi kınıyoruz be

Haberin Devamı

BÜTÜN dünyaya şunu ispatladık:
Türkiye, dünyanın “en iyi kınayan” ülkesidir.


*


Çok iyi bir kınama stratejimiz var.
Çok derin.
Çok yönlü.
Çok proaktif.
Çok uyanık.
Çok taktiksel.


*


Mesela Avusturya “soykırım” dediğinde...
Çekiyoruz hemen bizim elçiyi.


*


Ama sıra Rusya’ya geldiğinde...
Elçi çekmeyi bir tarafa bırakıp...
“Sana laflar hazırladım bay Putin” edasıyla atarlanıyoruz ve “sen kendine bak be” demekle yetiniyoruz.


*


Obama’ya kibarca “çok seçici ve çok tarafgirsiniz bay başkan” demekle yetinirken...
Alman Cumhurbaşkanı’na “bu yaptığını asla unutmayacağız” diye bir “tık” fazla tepki gösteriyoruz.
Fakat ne hikmetse...
Ne ABD’den, ne de Almanya’dan elçi çekiyoruz.


*


Avuç içi kadar Vatikan’dan anında elçi çekiyoruz.
Ama sıra Fransa’ya gelince...
Sadece kınamakla yetiniyoruz.


*

Haberin Devamı


Ülkelerin gücüne göre koyuyoruz tepkimizi...
Büyük ve güçlü olana sitem ediyoruz, orta büyüklükte olana “yakışmadı ama” diyoruz, küçük ve güçsüz olana ise basıyoruz Osmanlı tokadını...


*


Biz öğrendik bu kınama işini...
Bazı alanlarda sonlardayız ama kınama alanında birinciyiz birinci.

Ey Cübbeli Ahmet Allah’a iftira etme


CÜBBELİ Ahmet demiş ki:
“Tehcir Allah’ın emridir, atalarımız Allah’ın emrini yerine getirmiştir”.


*


Allah’tan kork Cübbeli!
Allah’a iftira atma.


*


Bak!
Başbakan Davutoğlu “tehcir insanlık suçudur” diyor.
Sense Allah’ı bu suça ortak etmeye çalışıyorsun.
Tövbe de.
Kendine gel.


*


Allah’tan kork Cübbeli!
Günahsız sabi sübyanların evlerinden barklarından sökülüp atılmasına Allah’ı ortak etme.
Hiçbir çete faaliyetine katılmamış masum çaresizlerin yollarda katledilmelerine Allah’ı ortak etme.
Çıkan fitneye ortak olmamış, fitnenin içinde yer almamış, fitneyle işi olmamış mazlumların öldürülmelerine Allah’ı ortak etme.


*


“Siyaset” de.
“Olmuş bir şeyler” de.
“Onlar da bize yaptı” de.
“Mukatele” de.
“Tatsızlık” de.
Ne dersen de...
Ama Allah’ı bu işe karıştırma.
Merhamet dinini kirletme.

Haberin Devamı

Davutoğlu Sultan Fatih gibi bir çıkış yapmalı


HANİ Sultan Fatih, babasına...
“Eğer padişah sen isen ordunun başına geç. Eğer padişah ben isem emrediyorum ordunun başına geç” demiş ya...


*


Başbakan Davutoğlu da, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a benzer bir çağrıda bulunmalı.


*


Başbakan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı’na şöyle demeli:
“Eğer başbakan sen isen... İn Saray’dan, geç AK Parti’nin başına ve başbakan ol... Eğer başbakan ben isem... Bırak da muhalefetle ben uğraşayım, vaatlerine gereken cevabı ben vereyim.”

Bir pişmanlık


KEŞKE diyorum keşke...
Bu zamana kadar kullandığım tüm cep telefonlarımı asmayıp da besleseydim de...
Bugün elimde “kimlerle ne zaman neler konuşmuşum yahu” dedirtecek bir cep telefonu koleksiyonum olsaydı.

Haberin Devamı

Bir lider istiyorum


Haftada bir ya da iki kez konuşacak...
Kendisini özletecek...
Her masanın bir numaralı konusu olmayacak...
Her an bütün ekranları kaplamayacak...
Milletin bidatleriyle uğraşmayacak...
Öfkeyle değil bilgece konuşacak...
Her şeyden anlama iddiasında olmayacak...
Bilemediği konuların da var olduğunu bilecek...
Fazla bağırmadan konuşacak...
Arada aşk şiirleri de okuyacak...
Arada modası geçmiş fıkralar da anlatacak...
Gülecek, gülümseyecek...
İnsani taraflarını öne çıkaracak...
“Bizler / Onlar” demeyecek...
Arada zekâ dolu espriler patlatacak...
Bir lider istiyorum.


Bir yer değiştirme


MUHALEFET eskiden konuyu hep dine, laikliğe, Atatürk’e, milliyetçiliğe... Kısacası değerlere getirirdi.
Ekonomiden, işten, aştan, işsizlikten, asgari ücretten hiç söz etmezdi.


*

Haberin Devamı


Bugün ise iktidar konuyu hep dine, diyanete, vatana, ezana, bayrağa... Kısacası değerlere getiriyor.
Ekonomiden, işten, aştan, işsizlikten, asgari ücretten hiç dem vurmuyor.

İslamcılar muhalefetteyken Diyanet’e nasıl bakardı?

MUHALEFETTEN şöyle bakarlardı:
“Bizi temsil etmiyor” derlerdi.
“Devletin resmi din anlayışını halka dayatıyor” derlerdi.
“Başka inanç ve mezhepleri dikkate almıyor” derlerdi.
“Dini kontrol etmek için çalışıyor” derlerdi.
“Dinin tek bir yorumu varmış gibi davranıyor” derlerdi.
Derlerdi de derlerdi.


*


Artık iktidardalar.
Ve şöyle bakıyorlar:
“Diyanet neden her inanca eşit mesafede olacakmış? Bu milletin inancı belli.”

Yazarın Tüm Yazıları