Ey CHP seçmeni!

EY CHP seçmeni!

Haberin Devamı

Senin için “Tatili görünce... Oy vermek için sandığa gitmek yerine tatile gider” diyorlar.


*


Ey CHP seçmeni!
Eğer gerçekten de durum böyleyse...
Yani gerçekten de “dört günlük tatil” ile “oy vermek” arasında bir tercih yapmak durumunda kaldığında...
Tatili tercih ediyorsan...
Hiç kusura bakma ama senin başka partilerin seçmenlerini cehaletle, şuursuzlukla ya da kandırılmışlıkla suçlamaya hiç mi hiç hakkın yoktur.


*


Eğer dört günlük tatille seni avlayabiliyorlarsa...
“Göbeğini kaşıyan adamlar”, “bidon kafalar”, “makarnacılar” falan diye sürekli aşağılanan seçmenler, senden bin kat daha bilinçli, senden bin kat daha şuurlu ve senden bin kat daha vatandaşlık sorumluluğuna sahiptirler.


*


Ey CHP seçmeni!
Ya “oy kullanmak yerine tatile gitmeyi tercih eden seçmen” algısını yık ya da başka partilerin seçmenlerini küçümsemekten vazgeç.

 

Haberin Devamı

Kabataş yalancılarının işi Allah’a mı kaldı?

 

“KABATAŞ yalancılarının cezasını Allah verecek” diye yazmıştım.


*


Hemen geldi tepkiler:
“Ne yani? Bu yalancıların işi Allah’a mı kaldı?”


*


Tabii ki hayır...
Bu dünyada elbet bir gün cezalarını çekecekler.


*


Ama Allah’ın adını anarak yalan söyledikleri için...
Ayrıca Allah da verecek bunların cezalarını.

 

 

Oy ve Ötesi sizi neden delirtiyor ki?


 

“OY ve Ötesi”, seçmen iradesinin sandığa doğru dürüst yansımasını sağlamak amacıyla örgütlenmiş dev bir sivil toplum hareketidir.
Seçmen iradesinin sandığa doğru dürüst yansımasını amaçlamanın neresi kötü ki “Oy ve Ötesi” dendiğinde deliriyorsunuz?


*


“Oy ve Ötesi”, hilenin hurdanın önüne geçmeye çalışıyor.
Seçimde hile mi yapacaksınız ki...
“Oy ve Ötesi” dendiğinde kuduruyorsunuz?


*


“Oy ve Ötesi”nden yapılan tüm çağrılarda “Hangi partiden olursan ol gel” deniyor.
Gittiniz de almadılar mı da...
“Oy ve Ötesi” dendiğinde “bunlar taraflı” falan diye kara çalıyorsunuz?

 

Haberin Devamı


Hüseyin olmak

 


-YENİLENECEĞİNİ bilerek zalime karşı Kerbela yoluna düşmektir Hüseyin olmak.


*


-Zulme ve kötülüğe karşı ölümü göze alarak kıyam etmektir Hüseyin olmak.


*


-Haksız çoğunluğa karşı haklı azınlığın yanında ölümüne mücadele etmektir Hüseyin olmak.


*


-Dinin ayaklar altına alınmasına ve oyuncak edilmesine ölümüne itiraz etmektir Hüseyin olmak.


*


-Zalimlerle yaşamaktansa zalimlere karşı çıkarak ölmeyi en kutlu yol olarak görmektir Hüseyin olmak.


*


-Yezidlerin iktidar sofrasına susuzluk çölünü tercih etmektir Hüseyin olmak.


*


-Zalimlere karşı olmaktır Hüseyin olmak.


*


-Adaleti savunmaktır Hüseyin olmak.


*


NE MUTLU HÜSEYİN OLABİLENLERE!

 


Nankör IŞİD

 

BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, IŞİD için “nankör” demiş.


*

Haberin Devamı


“Nankör”ün sözlük anlamı şudur:
“Kendisine yapılan iyiliğin değerini bilmeyen, iyilikbilmez.”


*


Acaba Davutoğlu, IŞİD’e hangi
iyiliği yaptı da “nankör”
diyor?

 

Başka Türkiye Yok

 

YENİ Şafak gazetesi...
-“Başka Türkiye Yok” diye...
-“Hepimiz Türkiye’yiz” diye...
Kampanya yapıyor.


*


İyi bir fikir...
Çok yararlı bir çıkış noktası...


*


Ancak araya serpiştirilen birkaç tat ve dokuyu saymazsak...
“Hepimiz Türkiye’yiz” diyenler genellikle sen, ben, bizim oğlan...


*


“Hepimiz Türkiye”yiz diyeceksen...
“Başta Türkiye yok” diyeceksen...
Bu denli iddialı olacaksan...
-En nefret ettiğini de alacaksın o listeye, en sevdiğini de...
-En düşman gördüğünü de alacaksın o listeye, en dost gördüğünü de...
-En büyük mücadeleyi yaptığını da alacaksın o listeye, en büyük dayanışma gösterdiğini de...

 

*

 

Haberin Devamı

“Siz nasıl Ali Bulaç gibi birini listeye alırsınız?” diye topa tutulan ve bu toplardan etkilenen bir gazetenin yapacağı bir iş değildir “Hepimiz Türkiye’yiz” kampanyası yapmak.

 


Bahçeli’nin televizyon performansı hakkında

 

-MİTİNGLERİNDE ortaya çıkan yapaylığın zerresi yok... Gayet hakiki bir portre çiziyor.


*


-Bağırmadan, sohbet havasında konuştuğunda... Ne dediği çok daha anlamlı hale geliyor.


*


-Adana yöresine çalan şivesindeki tatlı babacanlıkla dinleyenleri etkileyebiliyor.


*


-Soruya cevap veriyor, konuyu asla dağıtmıyor.


*


-Uzun uzun laf salatası yapmıyor... Kısa cevap verebilecek bir olgunluk seviyesine sahip olduğunu ortaya koyuyor.


*


-Sorulardan kaçmıyor... Her türlü soruya muhatap oluyor... Sadece bazı sorulara “Bu konuya girmek istemiyorum” şeklinde gayet medeni cevaplar veriyor.


*

Haberin Devamı


-Sinirlenmiyor. Espri yapıyor. Nezaketini ortaya koyuyor.


*


-Gayet ikna edici görünüyor... Ve kendinden gayet emin bir performans sergiliyor.


*


Bütün bunların ardından soruyorum:
Miting meydanlarına çıkmak konusunda hayli cömert olan Devlet Bahçeli, neden televizyon ekranlarına çıkmak konusunda bu denli cimri olabiliyor?
Bu işte bir tuhaflık yok mu?

Yazarın Tüm Yazıları