Erdoğan'a oradan mı vurulur Kemal Bey?

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında şöyle demiş:

Haberin Devamı

“Beyefendi Marmaris’te tatil yaparken Meclis topa tutuluyordu.”

“15 Temmuz”, “Tayyip Erdoğan”, “suikast timi”, “helikopter”, “Marmaris”, “İstanbul”, “CNN Türk’e bağlanış”, “Atatürk Havalimanı” falan...

Bunların hepsini topladığınız zaman...

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bütün siyasi yaşamının...

En sağlam, en güçlü, en muteber, en kahraman, en destansı tarafıyla karşılaşırsınız.

Hal böyle olduğu halde...

Kemal Kılıçdaroğlu ne yapıyor?

Ne yapacak?

Tutuyor, Tayyip Erdoğan’a en sağlam, en muhkem, en destansı yerinden vurmaya çalışıyor.

Üstelik 15 Temmuz bağlamında Tayyip Erdoğan’ı eleştireceği yığınla malzemeye sahip olmasına rağmen...

Siyasi acemilik olur da bu kadar mı olur yahu!


İLKER BEY KEŞKE O KİTAPTAN HEDİYE ETSEYDİ ÜYELERE
15 Temmuz’un hemen ardından İlker Başbuğ’la izlenme rekorları kıran bir program yapmıştık.

Erdoğana oradan mı vurulur Kemal Bey

Sonra da geliri şehitlere bağışlanan bir kitap haline getirildi o program.

İlker Başbuğ, ayrıca çok önemli ve tamamlayıcı bölümler eklemişti kitaba...

Dün Meclis Araştırma Komisyonu’nda elinin altındaydı o kitap...

Zaten komisyon toplantısında söylediklerinin büyük bölümü, elinin altında tuttuğu o kitapta yer alıyordu.

Keşke komisyon üyelerine o kitaptan birer adet hediye etseydi Başbuğ.

Böylece...

Söylediklerinin derli toplu ve yazıya dökülmüş halini komisyon üyelerine sunmuş olurdu.


GÖNÜL ÜLKÜ HANIM'IN GAZANFER BEY'E KAVUŞUŞU
KENDİSİYLE yaptığım röportajda edindiğim izlenimler şunlardı:

Erdoğana oradan mı vurulur Kemal Bey

Gazanfer Bey’siz bir hayat afallatmıştı onu.
Gazanfer Bey’siz eksik kalmıştı.
Gazanfer Bey’siz kalmaktan yorulmuştu.
“Gazanfer” diyor, başka bir şey demiyordu.

İşte sonunda kavuştu Gazanfer Bey’e...

Tamamlanmıştır mutlaka.

Nur içinde yatsın.


İKİ VEFAT
KORKUT ÖZAL: İmanı hoşgörüsünün önüne asla geçmedi. Tebliğ etme azmi ortam falan dinlemedi. Abisine olan bağlılığı hiç tükenmedi. İmajının aksine sempatik, imajının aksine çocuksu, imajının aksine mütebessimdi. Allah rahmet eylesin.

Erdoğana oradan mı vurulur Kemal Bey

METE AKYOL: Adnan Bey’i faka bastırmaya çalışan, İsmet Paşa’ya muzırlık yapan, ‘Sayın’sız konuşmayan, eşsiz hatıralara sığınan, medyanın yeni dönemine bir türlü alışmayan ve alışamayan bir meslek büyüğümüzdü. Mekânı cennet olsun.

Erdoğana oradan mı vurulur Kemal Bey


'EKŞİ ELMALAR' İÇİN BİR KARNE DENEMESİ
BİR MUKAYESE: Çok enerjik, çok hayat dolu başlayan “Züğürt Ağa”, kaybedişin pervasızlığa dönüşmesiyle sona ermişti... Bu film ise enerjik ve hayat dolu başlayıp insanın üstüne bir ağırlık çöktürerek sona eriyor.

YILMAZ ERDOĞAN: Hakkâri’yi anlatmış ama tekrara düşmemiş... Özlenen mizahını yansıtmış ama skeçlere yaslanmamış... Yöresel takılmış ama insanlığı anlatmış... Kısacası... En iyi filmini çekmiş Yılmaz.

SONGÜL ÖDEN: Öyle bir “Kürt abla” olmuş ki... O kadar olur.

MÜZİK: Hasan Saltık’ın süpervizörlüğüyle acayip yakışan bir film müziği çıkmış ortaya.

FATİH ARTMAN: Oyuncu değil büyücü bu adam.

ŞÜKRAN OVALI: “Biz kısık sesleriyiz taşralı mahrum kızların” der gibi döktürmüş resmen.

CEZMİ BASKIN: Perdede göründüğü andan itibaren bana “Altın Dişli Hayriye” türküsünü söyletti.

FARAH ZEYNEP ABDULLAH: Adını ne zaman duysam bana Farah Diba’yı anımsatan bu oyuncu, taşralı kızlara özgü mahcubiyetle cüretkârlığın harmanlanmasını öyle mükemmel başarmış ki şaştım kaldım.


FARKINDA MISINIZ?
YILLAR, yıllar sonra... Milliyetçi Cephe hükümeti kurulmuş gibi bir atmosfer var ülkemizde.

Daha dün “Öcalan geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor” diyenler, bugün “Öcalan idam edilir” falan diyorlar.

Artık “ey” diye yapılan çıkışlar, eskiden olduğu gibi “Flaş... Flaş... Flaş...” olmuyor.

Türk dış politikası ile Türk iç politikası arasındaki fark, gitgide azalıyor.

Bir süre öncesine kadar “tam bir devlet adamı” diye övülen Baykal, başkanlık sistemine şiddetle karşı çıktıktan sonra yeriliyor da yeriliyor.

Çok fazla Türk filmi çekiliyor ve takip etmek neredeyse imkansızlaşıyor.

Soğuk, İstanbul’a daha çok yakışıyor.

Artık Akdeniz’de batan gemilerde boğularak hayatlarını kaybeden mültecileri kimsenin mesele ettiği yok.

Kutuplaşmayı bazıları çok seviyor.


AYAR OLDUĞUM LAFLAR
DEVAM eden bir hukuki süreç var.

Yargı süreci konusunda yorum yapmamız doğru olmaz.

Konu yargıya intikal etmiştir.

Yargının tasarrufunu hükümetimize bağlayamazsınız.

Suçsuzsalar aklanırlar.

Yazarın Tüm Yazıları