Erdoğan siyasi deha mı, yoksa rakipler mi çapsız?

*

Eğer Deniz Baykal, “Benimle değil genel başkanımla konuş” deseydi... Dehanın ilk hamlesi kalmaz mıydı elinde?

*

Eğer CHP ile MHP, HDP destekli bir iktidarı kuruverseydi... Siyasi dehanın hali nice olurdu?

*

Eğer muhalefet, Meclis Başkanlığı seçiminde “Ekmel Bey”de uzlaşsaydı... Siyasi deha, hangi dahice planı işleme koyabilirdi ki?

*

Eğer muhalefet, seçimden sonra süper dağınık bir tablo ortaya koymasaydı... O deha, halkın güvenlik ve ekonomi kaygılarından yararlanabilir miydi?

*

Eğer CHP, tam 35 gün oyalanmaya rıza göstermeyip azıcık uyanık davransaydı... Tıkır tıkır işleyebilir miydi planı dehanın?

*

Mesele şudur:
Bir ülkede muhalefet ne kadar çapsızsa... O ülkede muktedir de o denli yenilmez bir dâhi gibi algılanır.

Neden pek keyifli bir iştir CHP’yi kurtarmaya çalışmak

Çünkü... “CHP’yi kurtarmaya çalışmak”, süper risksiz bir uğraştır. Hem elektrik yaratırsın, hem de başına hiç bela gelmez. Oh mis yani...

*

Çünkü... Her girdiği seçimde yüzde 25’ten milim yukarı çıkamayan parti AK Parti değil, CHP’dir. Allah, AK Parti’yi kurtarmaya çalışmayı hiçbirimize nasip etmemektedir.

*

Çünkü... CHP içi dışı bir partidir... İçinde ne varsa anında dışına sızar, sızdırılır. Dolayısıyla malzeme ganidir.

*

Çünkü... Bu ülkede herkesin biraz gazeteci, biraz hakem, biraz da şair olması gibi... Bu ülkede herkes CHP’ye akıl vermek konusunda kendini acayip donanımlı hisseder.

*

Çünkü... “Türkiye’yi kurtarmak” ve “CHP’yi kurtarmak”... İkisi de çok yaygın sporlarımızdandır. Genellikle Türkiye’yi kurtarmaktan umut kesilince, hep birlikte CHP’yi kurtarmaya çalışırız. 40 yıldır bu böyledir.

Başbakan’a ve Manisa Valisi’ne teşekkür

BRAVO Sayın Başbakan!
Manisa Valisi’nin ayrımcı, bir kesimi kollayıcı açıklamasına karşı mükemmel bir açıklama yaptınız.
“78 milyonun her biri bizim için ‘olumlu imaj’a sahiptir” dediniz.
“Vali’nin ifadesi maksadını aşan ifadedir” dediniz.
“Her vatandaşımızın hakları, hukukları, izzetleri ve onurları teminatımız altındadır” dediniz.
Ne bir eksik, ne bir fazla...
Söylenmesi gereken neyse hepsini tastamam söylediniz.
Teşekkürler.
Eksik olmayın.

*

Bravo Sayın Manisa Valisi!
Hiçbir komplekse kapılmadan...
Hiçbir mazerete sığınmadan...
“Özensiz bir dil kullanılmasından dolayı başta kadınlarımız olmak üzere tüm vatandaşlarımızdan özür diliyorum” dediniz.
Hatadan dönmek erdemdir.
Size de teşekkürler.
Siz de eksik olmayın.

*

NOT: Bu vesileyle hem Başbakanımızdan, hem de Manisa Valimizden bir talebim var: Lütfen “kadın” yerine “bayan” demeyin. Nasıl “erkek” yerine “bay” demiyorsanız, “kadın” yerine de “bayan” demeyin. Nasıl ağzınızı doldura doldura “erkek” diyebiliyorsanız, aynı şekilde “kadın” deyin lütfen.

İnsan olamazsın

Kelepçe takılan kadına başı örtülü mü, başı açık mı diye bakarsan...
Başkasının kutsalına sövüldüğünde “fikir özgürlüğü”, kendi kutsalına sövüldüğünde “auvvv” dersen...
Kendi aldığın oyu “milli irade”, başkasının aldığı oyu “tenekeden tayyare” sayarsan...

SEN İNSAN OLAMAZSIN.

Ellere yoksa Akit’e de yok

Eğer sanatçı Melek Baykal hakkında, Yozgat’ta fotoğraf çektirdiği başörtülü kadınları aşağılaması nedeniyle resmen ve alenen özür dilediği halde soruşturma açılıyorsa...

*

Eğer “kutsal değerlere hakaret etti” suçlaması söz konusu olduğunda... Kimsenin gözünün yaşına bakılmıyorsa...

*

Eğer paylaştığı Ömer Hayyam şiiri nedeniyle bir sanatçı hakkında dava açılıyorsa...

*

Eğer her gün en az bir yazar hakkında “Cumhurbaşkanı’na hakaretten” soruşturma başlatılıyorsa...

*

AKİT TV hakkında, Atatürk’e hakaret ettiği için şikâyet söz konusu olduğunda...
“Ama düşünce özgürlüğü... Ama ifade hakkı...” falan diye ağlaşmayacaksınız.

*

Çünkü düşünce özgürlüğü öyle bir şeydir ki...
Ellere yoksa... Size de yoktur.