×
Eğer bunlar tarafsızsa tabii ki biz omurgasızız
Paylaş
AÇIYORLAR “Erdoğan ve hükümet taraftarları” gazeteyi...
- Bir tane Erdoğan’a ve hükümete aykırı fikir yok.m Bir tane Erdoğan’a ve hükümete aykırı haber yok.
- Bir tane Erdoğan’a ve hükümete aykırı yazı yok.
Bu durumda...“Erdoğan ve hükümet taraftarları”, gazete hakkında veriyorlar hükümlerini:
“Amma da tarafsız bir gazete! Tarafsızlık olur da bu kadar olur.”
*
Açıyorlar “Erdoğan ve hükümet taraftarları” köşe yazarının yazılarını...
- Erdoğan ve hükümet karşıtı tek bir harf yok.
- Erdoğan’ı ve hükümeti üzecek tek bir kelime yok.
- Erdoğan’ın ve hükümetin beğenmeyeceği tek bir satır yok.
Bu durumda...“Erdoğan ve hükümet taraftarları”, o köşe yazarı hakkında veriyorlar hükümlerini:
“E pes doğrusu! Bir köşe yazarı bu kadar mı tarafsız olur birader!”
*
Açıyorlar “Erdoğan ve hükümet karşıtları” gazeteyi...
- Bir tane bile Erdoğan’a ve hükümete “yav iyi yaptı” diyen yorum yok.
- Bir tane bile Erdoğan ve hükümet lehine haber yok.
- Bir tane bile Erdoğan’ın ve hükümetin işine yarayacak fikir yok.
Bu durumda...“Erdoğan ve hükümet karşıtları”, gazete hakkında veriyorlar hükümlerini:“Tarafsızlık işte budur. En tarafsız gazete işte budur.”
*
Açıyorlar “Erdoğan ve hükümet karşıtları” köşe yazarının yazılarını...
- Her gün fotokopi gibi Erdoğan’a ve hükümete laf sokma...
-Her gün fotokopi gibi Erdoğan’a ve hükümete hücum etme...
- Her gün fotokopi gibi Erdoğan’a ve hükümete hep aynı yerden çakma...
Bu durumda...
“Erdoğan ve hükümet karşıtları”, o köşe yazarı hakkında veriyorlar hükümlerini:
“Aboooo! Amma tarafsız bir yazar.”
*
Kısacası...İki tarafın da tarafsızlıktan anladığı tek şey...Sadece işitmek istedikleri türkünün söylenmesinden başka bir şey değil.
*
Bu arada iki taraf da...
Bizim gibiler için hep aynı şeyleri söylüyor:
- Omurgasız!
- Belkemiksiz!
- Taraflı!
- Savruk!
- Dengeci!
- Hakkaniyet tüccarı!
- Bugün öyle, yarın böyle!
- Ne dediği belirsiz!
- Safını seçememiş!
- İlle de haklıdan yana olmak için eğilip bükülen!
*
Tarafsızlığın böyle anlaşıldığı bir memlekette...
Omurgasız, belkemiksiz, savruk, dengeci, hakkaniyet tüccarı, safını seçememiş, ne dediği belirsiz falan sayılmak...
Bizim için ancak bir iftihar vesilesidir.
HASAN ABİ BİZİM İÇİN SÖVÜYORDU
AKİT’te yazdığı yazılarda alenen ve resmen küfür ederdi Hasan Karakaya.
Rahmetli oldu.
*
Mümin, muvahhit, muhafazakâr kalemler, arkasından şöyle şeyler yazdılar:
- Hasan abi bizim için sövüyordu.
- O sövdükçe bizim yüreğimizin yağları eriyordu.
- O sövdükçe yüreğimiz soğuyordu.
*
Seviyesizliğe övgüde bulunmak, sadece mümin, muvahhit, muhafazakâr kalemlere özgü bir tutum değil.
*
Kendisini çağdaş, medeni, seviyeli, üslup sahibi, nazik falan sayan çevrelerin tutumu da hiç farklı değil.
*
Bu çevreler, mesela “g.tün yiyorsa dene” diyen yazı yazan kişi için şunları söylüyorlar:
- Bizim için sövdü.
- Yüreğimizin yağları eridi.
- Yüreğimiz soğudu.
*
Kısacası...Seviyesizlik, iki kesimin de bayraklaştırabildiği bir tutum haline gelmiş durumda.
*
Bir memlekette “al bir tarafı vur öbür tarafa” durumu meydana gelmişse...O memleketin halinin içler acısı olması kaçınılmazdır.
LAİKLİĞİ SAVUNUYORUZ ÇÜNKÜ
- TEOKRATİK bir faşizm istemiyoruz.
*
- Birilerinin dinden anladığının din diye dayatılmasını istemiyoruz.
*
- Herkesin istediği gibi inanma ve inandığı gibi yaşama özgürlüğünün engellenmesini istemiyoruz.
*
- Dini istediğimiz gibi anlama ve yorumlama özgürlüğümüzün engellenmesini istemiyoruz.
*
- Birilerinin bize kendi din yorumlarını mutlak din anlayışı gibi sunmasını istemiyoruz.
*
- İnanmama hakkının engellenmesini istemiyoruz.
*
- Farklı mezheplere ayrımcılık yapılmasını istemiyoruz.
*
- Dinin kurallarına uyulup uyulmadığının kendilerini din zabiti yerine koyanlar tarafından denetlenmesini istemiyoruz.
Paylaş
