Demirtaş’ı mı parlatıyoruz?

SELAHATTİN Demirtaş’ı CNN Türk’te Tarafsız Bölge’de konuk ettik.

Haberin Devamı

*
Sorulması gereken her soruyu sorduk:
- Abisinin durumunu sorduk.
- Domuz etini sorduk.
- “Taksim Kâbe” meselesini sorduk.
- Zerdüşt meselesini sorduk.
- “PKK tehdit mi ediyor” sorusunu sorduk.
- “Öcalan emrederse ne yaparsınız” sorusunu sorduk.
- Barajın altını da, üstünü de sorduk.
- Diyanet konusunu sorduk.
- Eşcinsel sorusunu sorduk.
- Kandil’i sorduk.
- İmralı’yı sorduk.
- “Bu millet size nasıl güvenecek” sorusunu bile sorduk.

*

Ne “Bal gibi adamsın, çok tatlısın, şekersin” diye yavşadık...
Ne de “Aman da ne kadar çok yoruluyorsunuz, biraz da dinlenmeye zaman ayırsanız” diye goygoy yaptık.

*

Sorulması gereken her soruyu sorduk.
Takdiri de kamuoyuna bıraktık.

*

Fakat o da ne!
Televizyonlarında tek partinin, tek liderin, tek sesin, tek mitingin, tek görüşün, tek yaklaşımın dışında kalanlara asla ve kat’a yer vermeyen iktidar goygoycusu takım, “Bunlar Demirtaş’ı parlatıyorlar” diye kara çalmaya başlamasınlar mı?

*

Haberin Devamı

- Kılıçdaroğlu’nu çıkarıyoruz. “Kılıçdaroğlu’nu parlatıyorsunuz” diyorlar.
- MHP’lilere yer veriyoruz. “MHP’yi parlatıyorsunuz” diyorlar.
- Demirtaş’ı çıkarıyoruz. “Demirtaş’ı parlatıyorsunuz” diyorlar.
- “Milli İttifak”ın iki liderini çıkarıyoruz. “Milli İttifak’ı parlatıyorsunuz” diyorlar.
- Doğu Perinçek’i çıkarıyoruz. “Vatan Partisi’ni parlatıyorsunuz” diyorlar.

*

Kendilerine...
“Buyurun gelin, biraz da sizi parlatalım” diyoruz.
“Olmaz, gelmeyiz” diyorlar.

*

İşte buradan açık davet yapıyorum:
- Buyursunlar Sayın Cumhurbaşkanımız...
- Buyursunlar Sayın Başbakanımız...
- Buyursunlar Sayın Yalçın Akdoğan’ımız...
- Buyursunlar bütün kıymetli bakanlarımız...
- Buyursunlar AK Parti’nin adayları...
- Hatta... Buyursunlar Sayın Süleyman Soylu’muz...
Buyursunlar ve konuk olsunlar programlarımıza...
Demirtaş’a sorduğumuz gibi...
Onlara da sorular soralım.
Onları da parlatalım.

*

Hatta kendilerine torpil de yapalım.
Demirtaş’a sorduğumuz gibi sormayalım.
Demirtaş’a sorduğumuz gibinin sadece yüzde 25 kadarını soralım.
- Arada “Bal gibisiniz, şeker gibisiniz” diyelim.
- Türkü söylüyorlarsa türkü söyletelim.
- Şiir okuyorlarsa şiir okutalım.
- Flüt çalıyorlarsa flüt çaldıralım.
- Uzun hava söylüyorlarsa uzun hava söyletelim.
- Beraber ıslanmak istiyorlarsa beraber ıslanalım.
Yeter ki buyursunlar, gelsinler.

Haberin Devamı

*
“Hem kel, hem fodul” diye bir deyim var ya...
Hem gelmeyip hem gelene laf etmek durumuna “cuk” oturuyor galiba.

BİR LİDER NASIL PARLAR

KANAL 7’deydim.
Yıl: 2002.
AK Parti’nin ilk kez seçime girdiği dönem...

*

Seçime bir hafta vardı.
AK Parti Genel Başkanı sıfatıyla Tayyip Erdoğan konuğumuzdu.
Karşısında ise...
En karşıt, en muhalif, en sıkıştırıcı soruları sorabilecek tipte gazeteciler.

*

Yağmur gibi yağmıştı sorular.
Numarasız, goygoysuz sorular.
En hakiki, en can alıcı, en merak edilen sorular.
Tayyip Erdoğan hepsine öyle güzel, öyle destansı, öyle tatmin edici, öyle ikna edici cevaplar vermişti ki...
Zaten parlamakta olan yıldızı, o programla biraz daha parlamıştı.

*

Haberin Devamı

Reyting rekoru kıran o programın Erdoğan’ın rüzgârına azıcık da olsa bir katkısı olduğunu dost-düşman herkes kabul etmişti o zaman.

*

Kıssadan hisse:
Bir televizyon programı, bir lideri parlatmaz, parlatamaz.
İstese de yapamaz bunu.
Gücü yetmez buna.

*

Bir liderin parlamasının iki koşulu vardır:
BİR: Lider “Sorun bana istediğiniz soruyu, işte karşınızdayım” deme yürekliliğini gösterecek.
İKİ: Sorulan sorulara verdiği cevaplarla göz dolduracak, ikna edecek ve yükseldikçe yükselecek...

*

Başka türlü parlama olmaz, olamaz.
Eğer olsaydı, olabilseydi...
Mehmet Barlas’ın programından sonra öyle bir parlama olurdu ki...
Hepimizin gözleri kamaşmaktan kör olurdu.

BİR DİYANET BAŞKANI NASIL ‘DİNİ LİDER’ OLUR

Haberin Devamı

EĞER Diyanet İşleri Başkanımız...
*
Sultana karşı hakkı haykırmaktan çekinmeyen imamlar soyundan geldiğini kanıtlarsa...
*
“Atanmış bir devlet memuru” olmaktan çıkıp “seçilmiş bir imam” olmayı talep ederse...
*
“Başbakan’a bağlı” olmak yerine “özerk” olmayı isterse...
*
İktidara da, muhalefete de... Kudretliye de, kudretsize de... “Benim üzerimden siyaset yapmayın” demesini bilirse...
*
“Almıyorum o Mercedes’i” demekten korkmazsa...
*
“Ben sadece AK Partililerin değil CHP’lilerin de, MHP’lilerin de, HDP’lilerin de Diyanet İşleri Başkanıyım” diyebilirse...
*
Camilerde siyaset yapan AK Partililere “Çıkın şu camilerden, bu yaptığınız ayıptır” diye haykırabilirse...
*
Ezanları miting için geç okuyan müezzinlere “Bu yaptığınız günahtır” diyebilirse...
*
Hiç korkmadan ve hiç çekinmeden... Harama haram, israfa israf, yanlışa yanlış, doğruya doğru, günaha günah diyebilirse...
*
İşte o zaman...

Haberin Devamı

Hepimizin önünde saygıyla düğme iliklediğimiz bir “dini lider” olabilir.

Yazarın Tüm Yazıları