Broşür dağıtmazsan broşürünü dağıtırlar

ADAMLAR...

Haberin Devamı

“PKK asfaltların altına bombalar döşüyordu, biz de görmezden geliyorduk” dediler.

 

Tek bir broşür bile çıkmadı CHP’den.

 

*

 

Adamlar...

 

“Öcalan’ın cezaevi koşullarını biz iyileştirdik, tecridini kaldırdık, televizyon verdik” falan dediler.

 

Bir tane bile broşür dağıtmadı CHP.

 

*

 

Adamlar...

 

Kandil’e heyetler gönderdiler, Öcalan’ın mektuplarını Diyarbakır meydanlarında okuttular, “Megri Megri” diye ağladılar.

 

Haberin Devamı

Yok, tek bir broşür bile yok CHP’den.

 

*

 

Adamlar...

 

Askere “Çözüm süreci var, hoş gör, boş ver, görmezden gel” dediler.

 

Bir arabanın ön camına tek bir broşür sıkıştırmak bile gelmedi aklına CHP’nin.

 

*

 

Adamlar...

 

Oslo’da görüştüler, Habur’a imza attılar, Dolmabahçe’de mutabakat toplantısı yaptılar.

 

Anadolu’da tek bir eve bile tek bir broşür gitmedi CHP’den.

 

*

 

Böyle bir durumda ne olur?

 

Ne olacak?

 

Broşür dağıtmayanın, broşürünü dağıtırlar.

 

- Üstelik ortada doğru dürüst bir “malzeme” bile yokken...

 

Haberin Devamı

- Üstelik Kemal Kılıçdaroğlu’nun gayet masumane bir cümlesini cımbızlayıp çarpıtarak...

 

- Üstelik alenen ve resmen en kabasından algı operasyonu çekerek...

 

*

 

Olacağı budur:

 

Sen en haklı olduğun yerde serçe parmağını bile oynatmayıp ortalığı broşüre boğmazsan...

 

Adamlar en haksız oldukları yerde...

 

İşte böyle bir gecede her yeri broşürle donatırlar.

 

 

LİSELİLERİN İSYANIYLA İLGİLİ YAKLAŞIMIM ŞUDUR

 

LİSELİ diyor ki:

 

- Okuluma dokunma...

 

- Öğretmenimi sürgün etme...

 

- Okulumun geleneklerine saygı göster.

 

- Özgürlüğümü sınırlama...

 

- Kılık kıyafetime karışma...

 

- Okuluma “istediğin tipte nesil yetiştirme fabrikası” muamelesi çekme.

 

 

*

 

Sen ne diyorsun buna karşı?

 

- Liselileri tahrik ediyorlar.

 

- Yeni bir Gezi peşindeler.

 

- Üst akıl devrede...

 

Falan... Filan...

 

*

 

Haberin Devamı

Yahu böyle hayali senaryolar yazacağına...

 

Çocukların seslerine iki dakika kulak versene...

 

- Dokunmasana çocukların okullarına...

 

- Karışmasana kılık kıyafetlerine...

 

- Mavi gökyüzünü dar etmesine öğretmenlerine...

 

- Özgürlüklerini sınırlamasana...

 

- Siyasal projelerini bu çocukların okulları üzerinden hayata geçirmeye kalkışmasana...

 

*

 

Hatta ve hatta...

 

“Haklısınız çocuklar, biz sizi biraz fazla sıktık galiba” falan desene.

 

*

 

Bunları yap.

 

Sonra da bak bakalım, evrenin tüm üst akılları bir araya gelse...

 

Lisede isyan falan çıkıyor mu?

 

YANILIYORSUNUZ BÜLENT BEY, PARTİ ARTIK TAYYİP’İN PARTİSİ

 

BÜLENT Arınç, AK Parti için...

 

“Bu parti, Tayyip’in partisi değildir” demiş.

 

*

 

Ardından da eklemiş:

 

Haberin Devamı

“Bu parti milletimizin bize bir emanetidir, hepimizin partisidir. Bir kişinin şahsi mameleki haline getirilemez.”

 

*

 

Yanılıyorsunuz Bülent Bey!

 

Sizin söylediğiniz doğru değil, Bekir Bozdağ’ın söylediği doğrudur.

 

O parti, artık Tayyip’in partisidir.

 

*

 

Soruyorum size Bülent Bey:

 

- Bu partinin en yüksek makamı olan kongresinde Divan Başkanı, “Bu parti Tayyip’in partisidir” demedi mi?

 

- Koca kongre salonunda “Dur bakalım Divan Başkanı, bu parti tek bir kişinin partisi değildir, hepimizin partisidir” diye bir çıkış yaptı mı?

 

- “Bu parti Tayyip’in partisidir” sözü, o günden bugüne partinin herhangi bir kademesinde herhangi bir tartışmaya yol açtı mı?

 

*

 

Haberin Devamı

Başka sorum yok Bülent Bey, tanık sizindir.

 

*

 

NOT: Arınç’ın sözleri arasında geçen “mamelek” kelimesi, “bir kişinin sahibi olduğu mal varlığı” anlamına gelmektedir.

 

 

 

BANA HER ŞEY İRAN DEVRİMİ’Nİ HATIRLATIYOR

 

 

CUMHURİYET’ten Alican Uludağ’ın haberinde okudum:

 

Yargıtay’da önemli bir sosyal demokrat üye, hükümetin yüksek yargıyı biçimlendirmek amacıyla hazırladığı tasarıyla ilgili olarak şöyle bir tablo çizmiş:

 

- Cemaat’e karşı Yargıda Birlik Platformu kurduk.

 

- Hükümet yanlıları, sosyal demokratlar, milliyetçiler... Bir araya geldik.

 

- Hükümet Yargıda Birlik Platformu’nun tüm tarafları için “Birlikteysek varız” diyordu.

 

- Şimdi bu durum “Benimle beraber olursan varsın”a döndü.

 

- Bu bir sindirme operasyonudur.

 

- Bu kez hedefte yalnızca Cemaat değil, biz de varız.

 

*

 

Bu “anlatı”, bana İran Devrimi ile ilgili o meşhur “anlatı”yı anımsattı.

 

Ne olmuştu İran Devrimi’nde?

 

- Şah’a karşı başta İslamcılar olmak üzere tüm muhalif kesimler bir araya gelmişti.

 

- Şah devrilince... İttifak anında bozuldu.

 

- İslamcılar, Şah’a karşı birlikte mücadele verdikleri tüm muhalifleri tasfiye ettiler.

Yazarın Tüm Yazıları