Berlin’de Cübbeli Ahmet hayranı bir Türk taksici

BERLİN’in en kozmopolit, en popüler, en trendi, en dünyalı restoranı Adnan’da güzel bir akşam yemeği yedikten sonra kaldığım otele gitmek üzere taksiye atladım.

Haberin Devamı

*

 

Berlin’de bindiğiniz herhangi bir taksinin şoförünün Türk çıkma ihtimali, çıkmama ihtimalinden çok daha fazla.

 

*

 

Ve muhtemel olan gerçekleşti:

Bindiğim taksinin şoförü Türk çıktı!

 

*

 

Kayseri Bünyan’danmış genç, esmer taksici...
Almancaya çalan şivesinden epey zamandır Almanya’da yaşadığı belli.

 

*

 

Cübbeli Ahmet’le yaşadığımız polemiklere gönderme yaparak...
Şöyle dedi bana:
“Ahmet Abi ben seni de seviyorum, Cübbeli Ahmet Hoca’yı da...”

 

*

 

Haberin Devamı

Böyle dedi ama benden ziyade Cübbeli’ye hayran olduğunu anladım.
Çaktırmadım ama...
“Tabii tabii... İkimiz de en son tahlilde iyi insanlarız” falan diye geveledim.

 

*

 

Gecenin bir vakti Berlin’in ıssız bölgelerinden birinden geçerken biraz da sessizliği dağıtmak için...
“Berlin güvenli bir şehir midir” diye sordum.

 

*

 

Başladı büyük bir iştah ve heyecanla anlatmaya Cübbeli hayranı genç taksici:

 

- Abi yan taraf orman... Burası hep ıssızdır, hep karanlıktır.

- Gece geç saatlerde bile burada genç kızlar tek başlarına yürürler. Afedersin köpekleriyle...

- Üzerlerinde şort, askılı elbiseler falan vardır.

- Kimse dönüp de bakmaz.

- O genç kızların başına hiçbir şey gelmez.

- Almanya’nın en çok bu durumunu seviyorum ben.

- Bizim memlekette böyle bir şeyi hayal bile edemezsin.

- Oysa normalde Müslüman olmamız nedeniyle bizim bu hale gelmemiz gerekir. 

- Ama ne yazık ki... Bizde durumlar fena.

 

*

 

Haberin Devamı

Kafa konforunu bozmak istemedim genç adamın...
Bu nedenle...

 

- Ensar Vakfı’ndaki çocuklara tecavüz olayına...
- Namus adına işlenen hunharca cinayetlere...
- Türkiye’nin her tarafından fışkıran taciz ve tecavüz vakalarına...
Falan hiç değinmedim...

 

*

 

Sadece...
“Adamlar bu konuda Müslüman gibiler” falan diyerek...
Şoförümüzün dinini, imanını muhafaza etmesini teşvik etmeye çalıştım.

 

*

 

Otele geldiğimde...
“Türkiye’de neler olmuş bir bakayım” dedim.
Bakmaz olaydım!
Her taraf, Metro Turizm’in bir otobüsünde genç bir kıza yapılan iğrençliği anlatan haberlerle dopdoluydu.

 

*

 

Sonra Yusuf İslam’a atfedilen şu sözü anımsadım:
“Kuran’ı tanımadan önce Müslümanları tanısaydım Müslüman olmazdım”.

 

Haberin Devamı

BERLİN’DE BİRDEN MARX VE ENGELS

 

ŞÖYLE bir turlayayım dedim Berlin’i...
Şehrin tam göbeğinde birden karşıma çıktı Marx ve Engels...
Vicdansız bir dünyanın vicdanı gibiydiler.

 

Berlin’de Cübbeli Ahmet hayranı bir Türk taksici

 

*

 

Önlerine çıkan her şeyin fotoğrafını çeken gürültücü Japon turistler, Marx’ı ve Engels’i epey hırpalayarak değişik mizansenler yaratıp fotoğraflar çektirdikten sonra Marx ve Engels anıtını rahat bıraktılar.

 

*

 

Anıtta yalnız kalınca...
Ahmet Kaya’nın “Bir Acayip Adam” şarkısının “Bir cebinde Das Kapital / Bir cebinde kenevir tohumu” bölümünü ıslıkla çalmaya başladım.

 

*

 

Bir süre sonra...

 

Bir ayine gelir gibi dört yaşlı adam geldi anıtın yanına...

 

Dört eski tüfek. 

 

Hevesleri kursaklarında kalmış dört nostaljik şahsiyet...

 

Haberin Devamı

Gözlerinde dumanlarla baktılar Marx ve Engels’e...

 

Dudaklarında yarım kalmış bir sevdanın hüznüyle...

 

*

 

Sonradan öğrendim.
Hıristiyan Demokratlar, bu anıtı şehrin göbeğinden söküp atmaya çalışıyorlarmış.
Merkel anıt için “ucube” demiş galiba...

 

*

 

“Bunlar her yerde aynı” dedim.
İçimden tabii.

 

BERLİN’DE YAPMANIZ GEREKEN 10 ŞEY

 

- BİR: Atları bakımlı, arabaları göz alıcı faytonlarla mutlaka bir şehir turu atın. Evet, fazla turistik. Ama kasmayın canım. Bir daha mı geleceksiniz Berlin’e.

 

*

 

- İKİ: Şehrin en dağdağalı bir caddesinde bir kafede gelene geçene bakarak kitap okuyun. Ulusların resmi geçidi gibi bir şeyle karşılaşacaksınız.

 

*

 

- ÜÇ: Adnan’da trüf mantarlı makarna yiyin. Hakikaten enfes.

 

*

 

Haberin Devamı

- DÖRT: Şehrin simgesi olan ayılı bir oyuncak satın alın. Âdet yerini bulsun diye.

 

*

 

- BEŞ: “Talat Paşa’nın suikasta kurban gittiği yer” konusunda minik bir araştırma yapın. Hiç değilse bir şeyler öğrenebilirsiniz.

 

*

 

- ALTI: “Fassbender” diye bir çikolatacı var... Bizim “Hacıbekir Lokumcusu” gibi bir şey... Oradan mutlaka çikolata alın. 

 

*

 

- YEDİ: Kreuzberg’deki sayısız Türk dükkânından birinden çiğköfte alıp yiyin... Çok acayip hissedeceksiniz kendinizi.

 

*

 

- SEKİZ: Almanya’da yaşayan Türklerle Cem Özdemir dedikodusu yapın. Çok zevkli.

 

*

 

- DOKUZ: “Persepolis” adlı İran lokantasına yolunuzu düşürün. Pişman olmayacaksınız.

 

*

 

- ON: Metro onarım ve yol bakım çalışmaları nedeniyle şantiyeye dönen şehirde çömelerek iş makinelerinin çalışmalarını izleyin. Süper oluyor.

Yazarın Tüm Yazıları