Berkin’in anasından bile daha mağdur oldular

BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu demiş ki:

Haberin Devamı

Gezi olayları sırasında ben Kuzey Afrika gezisindeydim.
O sırada atılan bir tweet’te “Şu anda Davutoğlu’nun evine saldırmak üzereyiz, herkesi oraya çağırıyoruz” denilerek evimin adresi verildi.
O tweet atıldığında iki küçük kızım evde yalnızdı.

*

Gördünüz mü?
Gezi’nin en büyük mağduru olmayı nasıl da başarabiliyorlar.

*

Çok mağdurlar çok.
Berkin’in anası ile babasından bile daha fazla.
Ali İsmail’den, Ethem’den bile fazla.
Yitip giden canlardan bile daha fazla...
Çıkarılan gözlerden bile daha fazla.
Gaz, cop ve tazyikli su üçlüsüne maruz kalanlardan bile daha fazla.

*

“Eski Başbakan”, mağdur olmayı çok iyi başarıyordu.
“Yeni Başbakan” da bu konuda en az eskisi kadar hünerli olduğunu şimdiden ortaya koydu.

‘Evet’ de çıksa, ‘Hayır’ da çıksa

Haberin Devamı

HÜKÜMET yanlısı olmak çok kolay bir pozisyon...

*

Neden mi?
Açıklayayım:

*

Tezkereye “evet” çıktı...
Hükümet yanlılarından yükselen ses şu oldu:
“Barış için evet denmesi gerekiyordu... Evet dendi çok iyi oldu.”

*

Tezkereye “hayır” çıksa idi...
Aynı hükümet yanlılarından yükselen ses şu olacaktı:
“İşte onurlu duruş, helal olsun vallaha.”

*

Hükümet yanlısı için hayat gerçekten çok güzel. Adamlar hayatı her durumda “kazan/kazan” şeklinde yaşıyorlar.

İtfaiyeye yolsuzluk operasyonu yapılınca

İSTANBUL İtfaiyesi’ne yolsuzluk operasyonu yapılınca...
Aklıma ilk gelen sorular şunlar oldu:
Operasyonu paraleller mi yaptı?
Paralellerin karışmadığı yolsuzluk operasyonları yapılabiliyor mu?
İşadamlarına ve bakan çocuklarına yapılan yolsuzluk operasyonlarına bozulan hükümet yetkilileri, söz konusu itfaiyeci olunca neden bozulmuyor?
Ne yani? İtfaiyeci insan değil mi?


Berkin’in anasından bile daha mağdur oldular

Çok klas bir hurma dükkânı

ZORLU’nun ikinci katında sersem sepelek gezinirken sotada kalmış bir dükkân gözüme çarptı.
Kapısında Arap ve Latin harfleriyle “Bateel” yazan bu dükkân, ilk bakışta mücevherciyi andırıyordu.
Yaklaşınca anladım ki burası bir hurma dükkânıdır.
Tam bir hurmasever olduğum için cicili bicili, süper lüks dükkândan daldım içeri.

*

“Selamünaleyküm/Aleykümselam” faslının ardından dükkânla ilgili her şeyi öğrendim.

*

Burası Suudi Arabistan’ın bin iki yüz seksen üç prensinden birine ait uluslararası bir hurma mağazası zincirinin son halkasıymış.
Geçen ramazanda açılmış.
“Prens Hazretleri”nin Suudi Arabistan’da hurma bahçeleri varmış ve bu bahçelerde özel olarak organik hurmalar üretiyormuş.
Şöyle bir tattım hurmalardan... Hiçbiri rahmetli pederin hacdan gelirken getirdiği hurmalara benzemiyordu. Koku farklı, görüntü farklı, lezzet farklı...
Tabii fiyat da farklı... Piyasanın iki katı fiyata satılıyor bu mağazadaki hurmalar.
Hurmadan envai çeşit ürünler de oluşturulmuş: Bademli, portakallı, fıstıklı falan...
Çok şık özel paketler ve hediye sepetleri mevcut.

*

“Lüksün vazgeçilmez tadı” sloganıyla satılan hurmalardan biraz satın aldım.
“Hangisinden verelim” diye sorduklarında ise... Hiçbir hurmanın adını telaffuz etmeyi beceremediğimden “karışık olsun” dedim.
Size de tavsiye ederim.
Çikolata kadar havalı ama ondan ucuz.

Haberin Devamı

Bu devirde Hüseyin Üzmez olacaksın

“CİNSEL taciz” suçlamasıyla hapiste olan Hüseyin Üzmez, tahliye edilmiş.
Gerekçe: Hastalık.

*

Bu memleketin hapishanelerinde yüzlerce ağır hasta durumunda tutuklu ve hükümlü var.
Devletimizin şefkatli eli, nedense onların hiçbirine değmiyor.

*

Bu devirde Hüseyin Üzmez olacaksın.
Yoksa ağır hasta da olsan hapislerde çürümek kaderindir.

Bir Kurban Bayramı mesajı ve bir şiir

NURİ Pakdil’in bayram mesajı düştü telefonuma.
Şöyle diyor mesajında Pakdil:
“Yüreklerindeki bir kutlu akımla putları kırarak bizi özgür eden, evreni aydınlatan, çevresine muştu dağıtan İbrahim’lerin kesiksiz soluklarını daha güçlü duymanızı diler, Kurban Bayramınızı kutlarım.”

*

Bu mesaj, aklıma bir şiiri düşürdü.
Asaf Halet Çelebi’nin “İbrahim” şiirini.

*

Şöyle diyor Asaf Halet Çelebi, “İbrahim” şiirinde:
“İbrahim/içimdeki putları devir/elindeki baltayla/kırılan putların yerine/yenilerini koyan kim.
Güneş buzdan evimi yıktı/koca buzlar düştü/putların boyunları kırıldı/İbrahim/güneşi evime sokan kim.
Asma bahçelerinde dolaşan güzelleri/buhtunnasır put yaptı/ben ki zamansız bahçeleri kucakladım/güzeller bende kaldı/İbrahim/gönlümü put sanıp da kıran kim.”

Haberin Devamı

Kobani’nin düşmesini onlar da istemiyormuş

KOBANİ günlerdir direnişte.
IŞİD adlı “barbarlar çetesi”, günlerdir Kobani’yi vurdu ama Türkiye’yi idare edenler, bu konuda bir tutum belirleyemediler.

*

Akrabaları öldürülen Kürtlerin tüm feryatlarına karşın...
Tek bir hükümet yetkilisi bile, bırakın “Direnişten yanayız” falan demeyi, “Kobani düşmemeli, IŞİD’in eline geçmemeli” demeyi bile akıllarından geçirmediler.

*

Ne zaman ki...
“Tezkere” için HDP’yi sıkıştırmak söz konusu oldu.
Cılız bir şekilde...
“Aslında biz de Kobani’nin düşmesini istemiyoruz” demeye başladılar.

*

İnsan sormadan edemiyor:
Madem istemiyordunuz, niye istemediğinizi azıcık da olsa belli etmediniz ki?

Yazarın Tüm Yazıları