Başörtüsü artık tartışma alanı değil

Haberin Devamı

Başörtüsü artık tartışma alanı değil

-MECLİS’te ilk başörtülüler sizler olacaktınız. Ama Meclis’te bazı kadın milletvekilleri başlarını örtünce... Sizin açınızdan ilk olma durumu ortadan kalktı. Ne diyorsunuz buna?
ÖZLEM ZENGİN:
Benim açımdan ilk olması falan önemli değil. Önemli olan Meclis’te başörtülü kadınların olmasıdır. Tayyip Bey çok iyi bir şey yaptı. O dönem hanımlar başlarını örterek Meclis’e girebildiler. Böylece bu konu tartışma alanı olmaktan çıktı...

*

-Evet... Tartışma yok.
ÖZLEM ZENGİN:
Yok tabii, çok doğal bir gelişme oldu. İyi ki de oldu. Yoksa biz şimdi başörtüsü tartışması yapacaktık. Girecekler mi, giremeyecekler mi diye tartışıyor olacaktık.

*

Haberin Devamı

-HDP de seçilecek yerlerden başörtülü kadınları aday gösterdi. Bir normalleşme oldu yani.
ÖZLEM ZENGİN:
Evet... Normalleşti. Şu anda başörtülü milletvekili o kadar normal görülüyor ki... Ben şahsen çok mutluyum.

Başörtüsü artık tartışma alanı değil

-Sizce Türk toplumu başörtüsü konusunda belli bir özgürlük anlayışına geldi mi?
ÖZLEM ZENGİN:
Çoğunluk olarak geldi. Hiç tartışmıyoruz bu meseleyi... Ama barışmak için gönülden bir özür lazım. Ben mesela Türkiye’de bu zulmü yapan CHP zihniyeti kafanın bir özür dilemediğini düşünüyorum. Hiç oy vermediler kanunun geçmesine... Hiçbir şey yapmadan teşekkür alamazsınız. Bir şey yapmanız lazım. Bu bir şey, özür bile olabilir. Ama ben hâlâ böyle isyancı bir tavır görüyorum. Mesela uzattığımız çiçeğimizi almayan hanımlarda böyle bir eda var.

*

Haberin Devamı

-Şuna katılıyorum: Başörtüsü özgürlüğü konusunda gerçekten de içten, kalpten bir yaklaşıma ihtiyaç var. Bunun sağlanması önemli... Ama çiçek almama olayında başörtüsünden ziyade seçim döneminde daha da artan cepheleşme dilinin etkisi olsa gerek.
ÖZLEM ZENGİN:
Çarşıda-pazarda kutuplaşma yok aslında. Düğüne gidiyorum, bakıyorum aileler yan yana gülüyor, oynuyor. Sonuçta insanlarımız iç içe yaşıyorlar. “İnsanlar saflaştı, ayrıştı” falan deniliyor. Öyle değil. Tam tersine ben hayatlarımızın yakınlaştığını düşünüyorum. Önceden mekânlar ayrışmıştı. Şimdi öyle değil. Her yerde her türden görüntüyü görmek normalleşti. Daha normal hale geliyoruz. Ama biraz daha vakte ihtiyaç var, biraz daha itimat gerekiyor.

Haberin Devamı


SİYASETİ HEP KENDİMCE YAPTIM



Başörtüsü artık tartışma alanı değil

-2002’den beri AK Parti’de siyasetin içindesiniz. Sevdiniz mi siyaseti?
ÖZLEM ZENGİN:
Siyasetçi kelimesinin Türkiye’de epey yıprandığını biliyoruz. Ben siyaseti o manada yapmıyorum. Diğer işlerimi nasıl yapıyorsam öyle yapıyorum. Kendimce yapıyorum.

*

-Nasıl mesela?
ÖZLEM ZENGİN:
Bana siyasetle ilgili öğütler verilmiştir. Şöyle yaparsanız iyi olmaz denmiştir. Ben bu tür öğütleri pek dikkate almadım. Sadece işimi iyi yapmaya çalıştım.

*

-Siyasi klişeler vardır... Onların dışına çıktınız yani?
ÖZLEM ZENGİN:
Biz siyasette bir şeyi tekrar etmiyoruz, üretiyoruz. Arazide gördüğümüz sorunlara çözüm üretilmesine katkı sunuyoruz. Bunun sonuç verdiğini görüyorsunuz. Böylece siyaseti bir çözüm aracı haline getirmiş oluyorsunuz. Benim açımdan siyaset budur.

Haberin Devamı

Özlem Zengin kimdir




Başörtüsü artık tartışma alanı değil


-1969... Tokat doğumlu.
-İlk öğrenimini Tokat’ta, liseyi ise İzmir’de okumuş.
-İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu.
-Din sosyolojisi alanında yüksek lisansı var.
-Üniversitede aynı yurtta kaldığı arkadaşı başörtüsü yüzünden okula alınmayınca... Başını üniversite ikinci sınıfta örtmeye karar vermiş. Bu durum için “Yasakların öngörülmeyen yan etkisi” diyor.
-Televizyonculuk yaptı... Kanal 7’de... Şimdi de Ülke TV’de Fadime Özkan’la birlikte program yapıyor.
-Üç oğlu var. Salih Ahzem endüstri mühendisi, İhsan Celil imalat mühendisi... Hamidullah ise tıp dörtte.
-En son AK Parti İstanbul Kadın Kolları Başkanı idi... Şimdi İstanbul üçüncü bölgeden ikinci sıra adayı...

Haberin Devamı

O MU, BU MU... NEDEN?




Başörtüsü artık tartışma alanı değil


-Şarkı mı, türkü mü? Neden?
ÖZLEM ZENGİN:
Anadolu yollarında türkü... İstanbul yollarında şarkı...

*

-Klasik Batı müziği mi? Klasik Türk müziği mi? Neden?
ÖZLEM ZENGİN:
Klasik Batı müziği... Altı yıl çoksesli koroda çalıştım, kulağım daha yatkın. Ama Dede Efendi olmadan da olmaz. Bach ile Dede Efendi aynı topraktan yaratılmış olmalı.

*

-Şiir mi, roman mı? Neden?
ÖZLEM ZENGİN:
Zihnime kazınmış dizeler olsa da... Roman. Sayfalardan uzak kaldığımda kahramanların dünyasını kendimi bile şaşırtan merakla özlediğim için...

*

-Sosyoloji mi, psikoloji mi? Neden?
ÖZLEM ZENGİN:
Hukuktan sonra ikisi de kekremsi...

*

-İstanbul mu, Ankara mı? Neden?
ÖZLEM ZENGİN:
İstanbul... Telaffuzu bile başka. Hayatımın en önemli kararlarına, kavgalarına, sevinçlerine şahitlik etmiş mekânlar. Bana ben olmayı hatırlatan şehir. Hafızam.

*

-Robert De Niro mu, Al Pacino mu? Neden?
ÖZLEM ZENGİN:
Genç Robert De Niro... İhtiyar Al Pacino...

*

-Nicole Kidman mı, Meryl Streep mi? Neden?
ÖZLEM ZENGİN:
Sadece ve sadece Meryl Streep... Hele hüzünlü iken muhteşem. Karmaşık bir güzellik.

*

-Selin Sayek Böke mi, Meral Akşener mi? Neden?
ÖZLEM ZENGİN:
Meral Akşener... Yıllardır bir “erkek partisi”nde başarıyla siyaset yaptığı için. Selin Sayek Böke henüz teoride... Siyaset pratiğini henüz hiç görmedik.

*

-Yaz mı, kış mı? Neden?
ÖZLEM ZENGİN:
Kesinlikle kış... Üşümek insanı mecburen diri tutuyor.

*

-Köpek mi, kedi mi? Neden?
ÖZLEM ZENGİN:
Evde dizde, kedi... Sokakta sürüde, köpek. Öyle yaraşıyor.

*

-Sabah mı, akşam mı? Neden?
ÖZLEM ZENGİN:
Namaz vakti sabah... Gerçek bir huşu için... Seyir vakti akşam... Dünyayı gece gözüyle görmek için.

*

-Siyah mı, beyaz mı? Neden?
ÖZLEM ZENGİN:
Siyah... Susar... Seyreder.

*

-Romantizm mi, gerçekçilik mi? Neden?
ÖZLEM ZENGİN:
Örgüsüne gizlenmiş romantizm ile örülü gerçeklik.

*

-Moda mı, Allah ne verdiyse mi? Neden?
ÖZLEM ZENGİN:
Yaşasın klasik! Bulabilirsen!

*

-Dağ mı, deniz kenarı mı? Neden?
ÖZLEM ZENGİN:
Dostlarla dağ... Yalnızken deniz...

*

-Tatile gitmek mi, eve çekilmek mi? Neden?
ÖZLEM ZENGİN:
Eve çekilmek. Sükûn için.

DAVUTOĞLU MU ERDOĞAN MI?


Başörtüsü artık tartışma alanı değil

-Erdoğan ve Davutoğlu... Sizin gözünüzde farkları nedir?
ÖZLEM ZENGİN:
Tayyip Erdoğan’ı bizim partililerimiz lider olarak görüyorlar. Adı geçtiğinde çığlıklar kopuyor. Bu bir vaka. Bu bence çok güzel bir şey. Ne kadar içten, gönülden sevildiğini gösteriyor parti içinde. İnsanların teşekkürü var Tayyip Bey’e...

*

-Peki ya Ahmet Davutoğlu?
ÖZLEM ZENGİN: Teşkilatımız Tayyip Bey’in yerine koymuyor onu. Tayyip Bey var, bir yerde duruyor... Teşkilatımız Tayyip Bey’in cumhurbaşkanı olmasını çok istedi. Bunun için çok çalıştı. Bence Türkiye’de belki de bundan sonra başka hiç kimse birinci turda cumhurbaşkanı seçilemeyecek. Tayyip Bey bunu başardı. Aldığı oy, çok büyük bir oy. Başbakanımıza gelince... O da teşkilatımızdan çıktı. Çok kolay bir geçiş oldu. Çok büyük bir kabulleniş oldu. Bir belediye başkanlığında bile görev değişiminde insanlar zorlanıyor. Bir doğallık içinde gelişti burada her şey...

*

-Başbakan Davutoğlu, teşkilat çalışma prensiplerinde bir değişime gitti mi?
ÖZLEM ZENGİN:
Hizmet olarak aynı sistemle çalışıyoruz. Elbette kullanılan kelimeler, dil ve üslup farkı olacaktır. Ahmet Bey’in akademisyen olarak birikimi var. Bir karşılaştırma yapmadan ikisi ile de çalışmaktan çok büyük mutluluk duydum.

*

-Peki Davutoğlu’nun meydanları hareketlendirmede biraz eksik kaldığı yönünde gözlemler var. Hatta bu yüzden cumhurbaşkanının tarafsızlık ilkesini bile ihlal edecek ölçüde meydanlara çıkmasının söz konusu olduğu söyleniyor. Buna ne diyorsunuz?
ÖZLEM ZENGİN:
Ben ondan kaynaklandığını düşünmüyorum. Bizim toplantılarımıza, mitinglerimize gelen insanlar, tek bir isim için gelmiyorlar. Bir ideal var, ideali için geliyor insanlar. O idealin içinde Tayyip Bey’i başka bir yere koymuyor. Mesela Başbakanımız çıktığında “Sen bize Tayyip’in emanetisin” derler.


Sezer mi tarafsızdı, Demirel mi? Hangisi tarafsız oldu ki?




-Tarafsızlık açısından Cumhurbaşkanı’nın mitinglerde muhalefeti eleştirmesini doğru buluyor musunuz?
ÖZLEM ZENGİN:
Türkiye’de hiç tarafsız cumhurbaşkanı olduğunu düşünmüyorum. Hiç. Kenan Evren mi tarafsızdı? Ahmet Necdet Sezer mi tarafsızdı? Demirel mi tarafsızdı? Cemal Gürsel mi tarafsızdı? Özal mı tarafsızdı? Herkes taraf zaten. Şimdi mesele sistem öyle enteresan bir noktaya geldi ki siz bir partili olarak cumhurbaşkanı oluyorsunuz, partili kimliğinizle buraya geliyorsunuz ama sizden “gibi yapmanız” bekleniyor. Ben Cumhurbaşkanı’nın meydanlarda olmasını bir yetersizlik falan gibi görmüyorum. Sistem oraya götürüyor. Herkes bence yapması gerekeni yapıyor. Ahmet Bey çok zor iş yapıyor ve ben onu çok başarılı buluyorum.

*

-Doğrudur. Bütün cumhurbaşkanları ideolojik açıdan taraftı. Fakat yine de gündelik siyasi hayatın içinde, siyasi partiler karşısında belli ölçülerde tarafsızlıklarını muhafaza ediyorlardı. Mesela Demirel, Özal meydanlara çıkıp Anavatan veya Doğru Yol için oy istemediler. En azından şeklen tarafsızlıklarını korumaya özen gösterdiler.
ÖZLEM ZENGİN:
Arkalarda o kadar kurgular yapıyorlardı ki... Arkada hiç kurgu bitmiş miydi yani? Özal mesela... Cumhurbaşkanı iken kurgu bitmiş miydi? Bitmemişti. Demirel için de öyle. Burada mesele şu: Onların hiçbirisi de seçilerek gelmedi.

*

-Nasıl seçilerek gelmediler? Hepsini halkın seçtiği Meclis seçmedi mi?
ÖZLEM ZENGİN:
Doğrudan halk seçmedi. Meclis’in seçmesi, olayı daha da vahim hale getiriyor. Daha politik bir şeyden bahsediyoruz Meclis seçtiğinde. Meclis kimi seçer? Belli yani. Kimin çoğunluğu varsa oradan çıkar. Hep çıngarlar çıkmıştır.

*

-Kendinizi bir CHP’linin, bir MHP’linin ya da bir HDP’linin yerine koyun... Eşit şartlarda bir mücadeleden söz edebilir miyiz? Bir yandan Cumhurbaşkanı meydanlarda, bir yandan Başbakan... İkisi birden müthiş bir propaganda gücü... Adalet duygunuz incinmez mi?
ÖZLEM ZENGİN:
Onlar hiçbir zaman eşit şartlara talip olmadılar ki. CHP daha evvel eşit şartlarda mı bu işleri yaptı? Askeri, yargıyı arkalarına alarak savaşmadılar mı? Üçü birleşti, tek parti karşısında anlaşıyorlar.

HDP’nin barajın altında kalması daha iyi olur

-HDP’nin barajı aşmasını ister misiniz?
ÖZLEM ZENGİN:
Türkiye’nin önümüzdeki dönemi için HDP’nin barajın altında kalmasının daha sağlıklı olacağını düşünüyorum. Yani partimiz açısından da Türkiye’nin geleceği açısından da... O zaman yeni bir anayasa yapmamız çok kolay olacak diye düşünüyorum.

*

-Nasıl kolay olacak? Baraj nedeniyle HDP’ye oy veren insanların iradeleri Meclis’e yansımayacak. Bu durumda nasıl hepimizin üzerinde ittifak edebileceği bir anayasa yapılacak?
ÖZLEM ZENGİN:
Ben prensip olarak barajları doğru bulmuyorum. Yüzde 10 barajı çok korkunç bir baraj. Sırf ben değil, partimiz de böyle düşünüyor aslında.

*

-Niye kaldırmadınız o zaman?
ÖZLEM ZENGİN:
Tayyip Bey’in önerisi olmuştu, “Gelin beraber değiştirelim” demişti. Hatta üçlü bir önerisi oldu, biliyorsunuz. Sıfırlayalım, yüzde 5 yapalım, dar bölge seçim sistemi yapalım... Fakat kabul etmediler. Ben dar bölge seçim sisteminden yanayım. Herkesin kendi gücüyle yarışıp kazacağı bir sistem... Fakat şimdi oyunun kuralları belli. Bizim birinci önceliğimiz yeni bir anayasa olmalı. Yeni anayasada bu sorunlar çözülür.

Yazarın Tüm Yazıları