Başbakan gibi konuşan Cumhurbaşkanı sorunu

CUMHURBAŞKANI, Meclis’in açılış töreninde Başbakan gibi konuştu.

Haberin Devamı

Konuşsun.
Benim için dert değil.

*

Ama benim için dert olmayan, hem Cumhurbaşkanı’nın kendileri için hem de Başbakanlık makamına münasip gördükleri şahıs için dert olabilir.

*

Ne gibi dertler mi?
Mesela şu gibi dertler:

*

Cumhurbaşkanı başbakan gibi konuşursa... Başbakan’a konuşacak konu kalmaz.

*

Cumhurbaşkanı başbakan üslubuyla konuşmaya devam ederse... Başbakan’ın kendini gerçekleştirmesi zorlaşır.

*

Cumhurbaşkanı başbakanmış edası takınırsa... Muhalefet, Başbakan’ı değil, Cumhurbaşkanı’nı asıl rakip olarak görmeye devam eder.

*

Cumhurbaşkanı başbakanmış gibi davranırsa... Cumhurbaşkanlığı makamının kapsayıcılığının, esaslı bir yara almasına yol açar.

*

Cumhurbaşkanı başbakanmış gibi davranırsa... Sanki yeni Türkiye olmamış, Erdoğan hâlâ başbakanmış, Davutoğlu icranın başına geçmemiş gibi bir hava doğar.

*

Başbakan gibi bir Cumhurbaşkanı... Sadece bakanları toplayabilir, “liderler zirvesi” falan yapamaz.

*

Cumhurbaşkanı “başbakanmış gibi” davranırsa... Halk da kendisini “başbakanmış gibi” algılar ve böylece Cumhurbaşkanlığı makamının toplumsal birliği temsil etme iddiası zayıflar.

*

Cumhurbaşkanı, icranın başındaki başbakan gibi konuşursa... Bakanlar, milletvekilleri, genel müdürler, daire başkanları falan... Hepsi gözlerini Başbakan’a değil, “Ak Saray”a çevirir.

*

Cumhurbaşkanı güçlü bir başbakan gibi haykırırsa... Başbakanlık makamındaki kişi, otorite oluşturmakta zaafa düşer.

*

Kısacası Cumhurbaşkanı başbakan gibi konuşursa... Hem Cumhurbaşkanlığının hem de Başbakanlığın ağırlığı hafiflemiş olur.

Haberin Devamı

AK Parti’nin bazı İslami gruplarla yolları ayrılıyor

ORTADOĞU politikaları bağlamında...
AK Parti hükümeti ile İslami gruplar arasında tam bir mutabakat vardı.
Son gelişmeler, işte bu mutabakatın dağılmasına yol açacak gibi görünüyor.

*

Mutabakata en büyük darbeyi “Tezkere” vuracak gibi.

*

İslami gruplar içinde yer alan “ÖZGÜR-DER”, yayınladığı “Tezkere” ile ilgili bildirisinde AK Parti hükümetine bir uyarıda bulundu.

*

Bildirinin şu son cümlesi, her şeyi anlatmaya yetiyor:
“Hükümeti bugüne kadar sergilediği adil ve onurlu duruşunu sürdürmeye, emperyalistlerin ve İslam düşmanlarının dayatmaları karşısında yalpalamamaya çağırıyor, bir kez daha ‘ABD’den değil, yalnız Allah’tan korkun’ diyoruz.”

Haberin Devamı

İYİ BAYRAMLAR

HER Kurban Bayramı’nda olduğu gibi bu bayramda da kurbanımızı keseceğiz inşallah.

*

Sağdan soldan edilen laflara sakın aldırmayın.
Siz de kesin kurbanınızı.
Ve şimdiden Allah kabul etsin.

*

Ben bayramın bir kısmını ana ocağında, bir kısmını da yurdun dışında kutlayacağım.

*

Hem ana ocağından, hem yurtdışından notlar aktarmaya çalışacağım sizlere.
Kalın sağlıcakla.
Bayramınız mübarek olsun.

En cesur, en saf, en başarılı

EN CESUR: Balkabağından yaptıkları insan heykelinin “önemli biri”ne benzetilebileceği tehlikesini göze alan Meclis aşçıları...

*

EN SAF: IŞİD’de yer alan militanların yüzde 20’sinin Harvard mezunu olabileceğine aklı yatan Burhan Kuzu hocam.

*

EN BAŞARILI: Dünyanın en iyi ilk yüz üniversitesi arasında 85. olmayı başaran ODTÜ.

Haberin Devamı

‘Döngü’ ilk kez bozuldu

DÖNGÜ şuydu:
Hükümetten sert açıklamalar/Kandil’den “Süreç bitti” açıklaması/BDP’den sert mesajlar/Öcalan’dan sükûnet açıklaması...
Ve her şey kaldığı yerden devam...

*

Bu döngü, alışılmış bir döngü haline gelmeye başlamıştı.
Ancak “Kobani kuşatması” ile başlayan sertleşmede bu döngü ilk kez bozuldu gibi.

*

Bu kez şöyle oldu:
Hükümet sertleşti/Kandil sertleşti/BDP sertleşti...
Ve sıra Öcalan’a geldi.
Sürpriz!
Öcalan da süreci Kobani’ye bağlayarak sertlik yanlısı bir tutum takındı.

*

Ne diyelim?
Şu aziz mübarek günde Allah sonumuzu hayır etsin.

Ahmet Davutoğlu’nun IŞİD’çi suçlaması

BAŞBAKAN Davutoğlu demiş ki:
“Tezkere’ye evet demeyen IŞİD’çi olur.”

*

Merak ediyorum:
Davutoğlu’nun IŞİD’çi suçlamasına maruz kalanlar, şimdi kalkıp da “Evet, IŞİD’çiyiz... Çünkü IŞİD öfkeli gençler hareketidir” derlerse...
Davutoğlu ne der acaba?

Haberin Devamı

Ben artık ‘Altın Koza’cıyım

REYAN Tuvi adlı bir belgeselci “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek” adlı bir belgesel çekmiş.
Bu belgesel, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ön jürinin değer lendirmesinden ve onayından geçmiş.
Ancak buna rağmen festival kapsamının dışında bırakılmış.

*

Peki niye?
Niye olacak?
Söz konusu belgesel, Gezi’yi anlatıyormuş.

*

Aynı belgesel filmin Adana Altın Koza’da kazasız belasız gösterildiğini hatırlatıyor ve şu sloganı atıyorum:
“Yürü git Antalya Altın Portakal/Yaşasın Adana Altın Koza!”

Yazarın Tüm Yazıları