Ankara’da herkes bunu konuşuyor

İKİ gündür Ankara’dayım.

Haberin Devamı

Nereye gidersem gideyim, hangi kapıyı çalarsam çalayım, kiminle temas kurarsam kurayım...

Hep aynı cümleleri işitiyorum:
-Duydun mu?
-Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu’ndan hiç hoşnut değilmiş.
-Öyle böyle değil ama...
-Bu iş bitmiş resmen.
-Artık geri dönülemez noktaya gelinmiş.
-Davutoğlu’nun alternatifleri bile belirlenmiş.
-Ya Numan Kurtulmuş ya da Binali Yıldırım.

 

*

 

Herkes ama herkes aynı şeyleri söylüyor.
-Kimi fısıltıyla...
-Kimi dehşetengiz bir sırrı
açıklar gibi...
-Kimi gürül gürül...
-Kimi sıradan bir bilgi verir gibi...

 

*

 

Daldığım kulislerde hep aynı şey oluyor:
-Ben “Deliliniz ne? Nereden çıkarıyorsunuz bunu?” dedikçe... “Olan biteni okumaktan da mı acizsin” diye azarlanıyorum.
-Ben “Onlar arada gerilseler de sonuçta barışırlar” dedikçe... “Senin dünyadan haberin yok be birader” şeklinde bir muamele görüyorum.
-Ben “Davutoğlu pragmatiktir, çözer bu sorunu” dedikçe... “Sen Tayyip Erdoğan’ı hiç tanımıyorsun” tarzı çıkışlara maruz kalıyorum.

 

*

 

Haberin Devamı

Bakalım göreceğiz:
Bu bir Ankara abartması mı?
Yoksa...
Herkesin bildiği ama kimsenin yazmadığı bir sır mı?

 

Ankara’da herkes bunu konuşuyor

 

 
‘Kötü Kedi Şerafettin’ üzerine birkaç not

 

EĞER Türkiye animasyon tarihi diye bir tarih varsa...
“Kötü Kedi Şerafettin” adlı filmle, o tarihte bir büyük devrim gerçekleşmiş durumda.

 

*

 

Duyduk duymadık demeyin!
Ertuğrul Özkök’ün geçen gün bu filmle ilgili yazdıklarının tümüne aynen katılıyorum.
Ve artırıyorum:

 

*

 

Haberin Devamı

-Kedi sahipleri! “Kötü Kedi Şerafettin” adlı filmde hepiniz, kendi kedinizden bir şeyler bulacaksınız.

 

*

 

-Mesela “Şerafettin”, aynı bizim “Sekter”... Filmdeki edalı, işveli “Misket” adlı afeti devran ise, aynı bizim “Müezza”.

 

*

 

-“Kötü Kedi Şerafettin”i ortaya çıkaranlar, şu iki çok zor şeyi birden başarmışlar: Hem eli yüzü düzgün hem de alabildiğine yerli ve milli bir animasyona imza atmışlar.
-Filmdeki “Martı” ile “Fare” karakterine lütfen iyi bakın: Bu iki karakterin ne kadar da bizden birileri olduğunu hemen fark edeceksiniz.

 

*

 

-Filmde bir bakkal tiplemesi var ki... “Laz Bakkal” gidecek, yerine “Trakyalı Bakkal” gelecek.

 

*

 

-İddia ediyorum: Bu film, son zamanlarda çeşitli gerekçelerle epey örselenen Cihangir’in prestijini yeniden yukarı çıkaracak ve semtte kiralar fırlayacak.

 

 

Haberin Devamı


Orhan Pamuk gitgide kime benziyor

 

DAHA bir önceki romanını sindirememiştik ki...
Şimdi de yeni bir romanla çıktı karşımıza Orhan Pamuk...

 

*

 

Yeni romanının adı: “Kırmızı Saçlı Kadın.”

 

*

 

Hem hiç durmadan ortamı romana boğması hem de son romanına verdiği bu isim nedeniyle...
Orhan Pamuk...
-Gitgide daha çok bizim Kürşat Başar’a...
-Gitgide daha çok velut yazar Cezmi Ersöz’e...
-Ve kulakları çınlasın gitgide daha çok Tuna Kiremitçi kardeşimize...
Benzemeye başladı.

 

 

Çakalın ne günahı var Sayın Başbakan?

 


GEÇEN gün Başbakan, yaptığı uzun konuşmalardan birinde teröristlerden söz ederken, “çakallar” nitelemesinde bulundu.
Tam olarak şöyle dedi:
“Puslu havayı seven çakallar.”

 

*

 

Haberin Devamı

Çakal, Allah’ın yarattığı gariban bir hayvandır.
Üstelik akşamın karanlığını sever ama puslu havadan pek hazzetmez.

 

*

 

Teröriste laf edilecekse edilsin.
Ama işin içine günahsız, zavallı çakallar alet edilmesin lütfen.

 

 

Troliçe ile trileçe

 


“TRİLEÇE” adlı enfes Balkan tatlısının fahri hamisi olarak Bülent Arınç’a bir sitemim var.

 

*

 

Kendisi tuttu, “trileçe”den mülhem “troliçe” diye bir şey çıkardı.
Şimdi ne zaman “trileçe” yemeye kalksak...
Aklımıza “troliçe” geliyor.
Ve iştahımız kapanıyor.

 

*

 

Bunu bize yapmayacaktınız Bülent Arınç.

 


Lûgat 365

 

Ankara’da herkes bunu konuşuyor

 

BANU Ertuğrul ve Onur Ertuğrul...
Dilbilimci değiller, yazar değiller, çevirmen değiller, öğretmen değiller. Sadece kelimelerle platonik bir aşk ilişkisi kuran, kelimelere ve birbirine sevdalı iki kişi...

 

*

 

Haberin Devamı

İşte bu iki isim, sosyal medyada, “lûgat 365” adlı bir çalışma başlattı.
“Bazı kelimeler çok güzel” sloganıyla yapılan bu çalışmada yılın her gününde, unutulan, unutturulan birbirinden enfes kelimeler, anlamları, kökenleri ve cümle içinde kullanışlarıyla birlikte paylaşıldı.
“Mütereddit”, “sergüzeşt”, “namütenahi”, “şikemperver”, “tahammülfersa”, “fevkalbeşer”, “haddizatında”, “deryadil” gibi telaffuzu müthiş zevkli, anlamı pek derin kelimeler.

 

*

 

Ve en sonunda yıl boyu paylaşılan bu kelimelerden oluşan bir de kitap çıkarıldı.
Can Yayınları’ndan çıkan “Lûgat 365” adlı bu kitabı, hararetle tavsiye ediyorum. 

Yazarın Tüm Yazıları