Al birini vur ötekine

*

Bir tarafta...
-Taksim’de halk mahkemesi kurup yargılama yapmayı planlayan psikopatlara güzellemeler yapılıyor.
-Kimin namına faaliyet gösterdiği belli olmayan, kime maşalık yaptığı bilinmeyen karanlık bir örgüte selam çakılıyor.
-Kopkoyu bir baskı rejimine geçilmesine gerekçe oluşturan bu kanlı katillere anında tepki konulmuyor.
-Silahı, şiddeti, terörü görür görmez... Anında insani bir refleksle “Bizim sizinle hiç işimiz olmaz” denilmiyor.

*

Öbür tarafta ise...
-Belli bir merkezden emir almışçasına en kışkırtıcı, en tehditkâr mesajlar eşliğinde büyük bir linç girişimi başlatılıyor.
-“Yolumuzu Yavuz Sultan Selim Han aydınlatıyor... O ne yaptıysa aynısı yapılacak” denilerek tehlikeli oyunlar oynanıyor.
-Aleni Alevi düşmanlığı ile... Bu coğrafyanın en kanlı fay hattı olan mezhep düşmanlığı kışkırtılıyor.
-Toplumsal barışı yerlere çalan, sorumsuz, gözü dönmüş bir provokasyonun denemesi yapılıyor.

*

Akıl, izan, idrak, sağduyu, solduyu, uhulet, suhulet falan...
Kaybolmuş durumda.

*

Ve ben...
İçimizdeki beyinsizler yüzünden helak olmaktan korkuyorum.

Yatacak yeriniz yok

EY “DHKP-C” adlı terör örgütü
ile Aleviliği yan yana getirenler
-İslam ile terörü...
-Müslüman ile teröristi...
-Sünnilik ile IŞİD’i...
-Sünnilik ile El Kaide’yi... Yan yana getirenlerden hiçbir farkınız yok.

*

İslam ile terörü yan yana getirenlerin nasıl yatacak yeri yoksa...
Sizin de yatacak
yeriniz yok.

Müsamahasızlık

BAŞBAKAN Davutoğlu şöyle dedi:
“Sokağa izinsiz şekilde çıkarak ülke güvenliğini tehdide müsamaha gösterilmeyecektir.”

*

Başbakan’a hatırlatmak isterim:
Son üç gündür ülke güvenliğini tehdit edenler, sokağa çıkıp eylem yapanlar değildi.
-Ellerini kollarını sallayarak adliyeye girip savcı öldüren eli kanlı katillerdi.
-Güpegündüz uzun namlulu silahlarla İstanbul emniyetinin kapısına dayanan teröristlerdi.
Eğer bir müsamahasızlık söz konusu olacaksa...
Bunlara yönelik olmalı.

*

Ve işe şu sorularla başlanmalı:
-Adliyeye nasıl girdiler?
-Vatan Caddesi’ne nasıl geldiler?
-Nerede istihbarat?
-Nerede önlem?
-Nerede bu devlet?

Bu trolleri durdurun

SAYIN Cumhurbaşkanı...
Sayın Başbakan...
Sayın bakanlar...
Sayın AK Partililer...
Sosyal medyada sizin namınıza trollük yapanlar, son günlerde, çok tehlikeli bir oyun oynuyorlar.

*

Bu trollerin son günlerde attıkları mesajlarda...
-Mezhep kışkırtıcılığı var.
-“Yavuz Sultan gibi yapacağız” tehditleri var.
-Alevi düşmanlığı var.
-Linç var.
-Gerginlik çıkarma var.

*

Sayın devlet büyükleri!
Attıkları mesajlarla toplumsal barışa çok ciddi zarar veren bu trollere...
Milletin huzuru için, toplumun sükûnu için, bu toprakların dirliği için, bu memleketin birliği için, kardeşliğimiz için, barış için...
“Dur” deyin.

*

Sayın devlet büyükleri!
Hani bir zamanlar bir devlet büyüğünün ağzına sakız ettiği ve içini boşalttığı “Milletçe milli birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde...” klişesi var ya...
İnanın o klişeye bile ihtiyaç duyulan günlerdeyiz.
Lütfen bu trollere “Dur” deyin...
Ve lütfen günde en az bin sefer “birlik, beraberlik” deyin.

Berkin için çırpınan savcıyı şehit ettiler

GERÇEKLERİ sıralayalım:
-Şehit Savcı Mehmet Kiraz, Berkin Elvan soruşturmasına 6 ay önce atanmıştı.
-Savcı Kiraz, iki yıl boyunca üstü örtülen Berkin dosyasının kapağını araladı.
-Olay yeri görüntülerini detaylı olarak inceledi.
-O gün olay yerinde görevli olan 20 polisin kimliğini saptamak için Emniyet’e yazı gönderdi.
-Emniyet’ten istediği bilgileri ancak beş ay sonra alabildi.
-Karşılaştırmalı teşhis için bilgileri Adli Tıp’a gönderdi.
-Berkin’in öldürülmesi olayına karışan 3 polisi tespit etti.
-Berkin Elvan cinayetini aydınlatacak rapor bekleniyordu.
-Rehin alma ve cinayet işte tam bu sırada gerçekleşti.

*

Uyanın ey ehli vatan!
Uyanın ey akıl sahipleri!
Uyanın ey vicdan sahipleri!
Sözde Berkin adına harekete geçtiklerini söyleyen katiller, Berkin cinayetini aydınlatmak isteyen bir savcıyı şehit ettiler.