Akit’i arayan elleriniz dert görmesin Kemal Bey

SEVGİLİ Kemal Kılıçdaroğlu...

Haberin Devamı

Hasan Karakaya’nın vefatı üzerine...

Akit gazetesini aramak için telefon numarasını çevirdiğiniz parmaklarınız dert görmesin.
Başsağlığı dileyen dilleriniz hiç teklemesin.
Gelecek tüm tepkileri göğüslemeyi göze alan cesaretiniz hiç eksilmesin.

 

*

 

Sevgili Kemal Kılıçdaroğlu...
Size diyorlar ki:
-Şunu yazmış bir adam için başsağlığı dilenir mi?
-Bunu yazmış bir adam için taziyede bulunulur mu?
-Ama bu kadar da insanlık fazla değil mi?
-Bu kadarı biraz saflığa girmiyor mu?
-Adam sabah akşam sana küfrediyor, sen onun için üzüntü telefonu açıyorsun, bu olur mu?

 

*

 

Haberin Devamı

Kemal Bey!
Böyle diyenlere lütfen ağzınızı doldurarak şunları söyleyin:

 

*

 

-Benim gibi düşünen insanlar için taziye telefonu açmak kolaydır, mesele benim gibi düşünmeyenler için taziye telefonu açmaktır.

 

*

 

-İnsanlığın birazı, eksiği, fazlası, kararı, dengesi falan yoktur. İnsanlık insanlıktır.

 

*

 

-İnsanlık yapmak için karşındakinin ille de insanlık yapmasına gerek yoktur. Hakiki insanlar, insanlık yaparken muhataplarının insanlık yapıp yapmadıklarına bakmazlar.
-Bizde ölünün arkasından konuşulmaz, ölünün arkasından başsağlığı dilenir... Velev ki ölen, ölülerin arkasından konuşmayı alışkanlık haline getirmiş olsun, hiç fark etmez. Velev ki ölen, “ölülerin arkasından konuşulur” diye yazmış olsun, hiç fark etmez.

 

*

 

Sevgili Kemal Kılıçdaroğlu...
Eğer ortada ölümün bile dindiremediği bir nefret, ölümün bile son veremediği hınç, ölümün bile susturamadığı bir öfke varsa...
Bu nefrete, bu hınca, bu öfkeye çomak sokmak, sizin en asli ve en önemli vazifenizdir.
Tek bir telefonla bu kutlu vazifeyi yerine getirdiğiniz için...
Vatan size minnettardır.

 

 

Haberin Devamı


Hitler açıklamasının süper tarafsız analizi

 

 

CUMHURBAŞKANI Erdoğan’a soruyorlar.
Diyorlar ki:
“Sayın Davutoğlu ile Sayın Kılıçdaroğlu bir görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşmenin ardından Sayın Davutoğlu bir televizyon programına katıldı. Orada ‘Üniter devletlerde de başkanlık sistemi olabilir’ dedi. Sizin bu konudaki görüşünüzü alabilir miyiz?”

 

*

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan cevap veriyor:
Diyor ki:
-Doğru.
-‘Üniter devlette başkanlık sistemi yoktur’ diye bir şey yok.
-Şu anda bunun zaten dünyada örneği var.
-Geçmişten yana da örneği var.
-Yani Hitler Almanya’sına baktığınızda orada da bunu görürsünüz.
-Daha sonra değişik ülkelerde aynı şekilde bunun örneklerini görürsünüz.

 

*

 

Haberin Devamı

Erdoğan’ın buraya kadar söylediklerinden ne anlıyoruz?
Şunu anlıyoruz:
-Erdoğan, “hem üniter devlet, hem de başkanlık sistemi olur” tezini kanıtlamaya çalışıyor.
-Ve bu tezini kanıtlamak için de “Hitler Almanya’sı” örneğini veriyor.
-Verdiği örnek, tezi açısından kesinlikle “olumlu” örnek...

 

*

 

Fakat durun bir dakika!
Bu işin dahası var.
Bizde cımbızlama, sonunu saklama, gerçeğin bütününü ortaya koymama, art niyetli yaklaşma gibi bir hareket olmaz.
O yüzden eğer işin dahası varsa...
Ona da bakarız.
İşte işin dahası:

 

*

 

Erdoğan, Hitler Almanya’sı örneğini verdikten hemen sonra şunları söylüyor:
-Bütün mesele, o başkanlık sisteminin uygulamada halkını rahatsız eden bir yapısı olmasın, karakteri olmasın.
-Uygulamada siz eğer adalet dağıtıyorsanız, halkın aradığı, beklediği nedir, adalettir. Bu olduğu zaman sıkıntı olmaz.

 

*

 

Haberin Devamı

Bir insan, eğer yönetim anlayışının temel ilkesinin “adalet” olduğunun altını çiziyorsa...
O insandan Hitler Almanya’sını olumlu örnek olarak vermesi beklenemez.
Eğer sadece beyanı esas alacaksak...
Bu “adalet” vurgusunu es geçemeyiz.

 

*

 

Burada temel sorun şudur:
Cumhurbaşkanı’nın yaptığı açıklamalardan “Hitler Almanya’sını olumlu örnek olarak verdi” hükmünü çıkarmak mümkün.
Ancak bu hüküm, tek başına hakikati ifade etmez.
Eğer hakkaniyetli davranılacaksa...
Bu hükmün sonuna mutlaka “adalet ilkesi olmazsa olmazdır” demeyi ihmal etmediğinin de belirtilmesi gerekir.

 

*

 

Cumhurbaşkanlığı’nın “düzeltme açıklaması”na gelince...
Açıklamada yapılan “gaf” gizlenmiş ve konunun art niyetli bir şekilde çarpıtıldığı öne sürülmüştür. Ve “adalet ilkesini olmazsa olmaz koşul olarak öne süren biri, Hitler Almanya’sını olumlu örnek olarak verebilir mi?” demeye getirilmiştir.

 

*

 

Haberin Devamı

Ve geldik işin hüküm verme faslına...
Gereği düşünüldü, tartışıldı, ince eleyip sık dokundu, bütün yönleriyle ele alındı ve şu üç hükme varıldı:

 

*

 

-BİRİNCİ HÜKÜM: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hitler Almanya’sını olumlu örnek olarak vermiş ve dört dörtlük bir gafa imza atmıştır.

 

*

 

-İKİNCİ HÜKÜM: Ancak gafın hemen ardından “adalet ilkesi olmaz olmazdır” diyerek durumu toparlamaya çalışmıştır.

 

*

 

-ÜÇÜNCÜ HÜKÜM: Cumhurbaşkanlığı, yaptığı düzeltme açıklamasında “olumlu örnek” verme gafını sıfırlamış ve sadece “adalet” vurgusunu öne çıkarmıştır.

 

Akit’i arayan elleriniz dert görmesin Kemal Bey
 

 

 

Bir eliyle verdiğini öbür eliyle alan devlet

 

 

ASGARİ ücret 1300 TL oldu.

 

*

 

Fakat durun bir dakika!
Ekim ayından itibaren asgari ücretliler, yüzde 15 yerine yüzde 20 gelir vergisi ödeyecekmiş.

 

*

 

Bunun anlamı şu:
Asgari ücretli ekimden itibaren 100 TL bayılacak devlete.

 

*

 

Tiyatroya bakar mısınız?
Bir eli veriyor, öbür eli alıyor!
Tam da merhum Erbakan’ın hayattayken kafa yapmaya çok bayıldığı türden bir uygulama.

 

 

Salih Memecan bile tutunamadı

 

 

YILIN son günü son şakasını yaptı ve son şakasını yaparken azıcık muhalif oldu.
Sabah gazetesinden ayrılmış Salih Memecan.

 

*

 

Diyeceğim tek bir cümledir:
En kritik zamanlarında ve en olmayacak zamanlarda bile karikatür gibi muhalif olması gereken sanatı iktidarın emrine veren Salih Memecan bile tutunamadı o taraflarda.

Yazarın Tüm Yazıları