17/25 Aralık’la ilgili dürüstçe bir hesaplaşma

17/25 Aralık’ta yolsuzluk operasyonları yapıldığı zaman...

Haberin Devamı


Ben çıktım...


“Bu bal gibi de bir yolsuzluk operasyonudur, böyle darbe olmaz” dedim.

 

*

 

Bugünse...

 

Çıkmış...

 

“Görünürdeki amaç yolsuzluk olsa da 17/25 Aralık bal gibi darbe girişimiydi” diyorum.

 

*

 

Dün “öyle” dediğime, bugün “böyle” diyorum yani.

 

*

 

Peki ama neden?

 

Anlatayım:

 

*

 

Haberin Devamı

Herkes gibi ben de 17/25 Aralık’ı Fetullahçı savcı ve polislerin yaptığından emindim.

 

Ama buna rağmen...

 

Operasyonu meşru ve hukuki buluyordum.

 

*

 

Çünkü şöyle düşünüyordum:

 

Evet, 17/25 Aralık’a imza atan savcı ve polisler, Fetullah’a bağlı savcı ve polislerdir. Ama bu savcı ve polislerin Fetullahçı oldukları herkesin bildiği bir şeydi.

 

Bu savcı ve polisler, 17/25 Aralık’a kadar sayısız operasyon yapmışlar ve yaptıkları bu operasyonlara, hükümetten sonsuz destek almışlardı.

 

Fetullahçı savcı ve polisler, ucu başkalarına dokunan operasyonlar yaptıklarında “devletin savcısı ve polisi” olarak kabul edilecekler ama ucu hükümete dokunan operasyon yaptıklarında “darbeci” olarak nitelenecekler... Böyle şey olur muydu?

 

*

 

Tam olarak böyle düşünüyordum.

 

Pardon!

 

Haberin Devamı

Madem dürüst olacağım, o halde şunu da söylemeliyim:

 

Hükümetin eleştiri karşısında sergilediği hoşgörüsüzlüklerden ve toplumsal kutuplaşmayı arttırmasından hiç memnun değildim ve bu nedenle yolsuzluk suçlamalarıyla yüz yüze kalmalarına da içten içe seviniyordum.

 

*

 

Belki de bu yüzden şu soruyu sormaktan kaçınıyordum:

 

“Eğer hükümet ile Cemaat arasındaki büyük ittifak devam etseydi... Fetullahçı savcı ve polisler, böyle bir yolsuzluk operasyonu yaparlar mıydı?”

 

Bu soruyu sorsaydım...

 

Şöyle demem gerekecekti:

 

“Evet, yolsuzluk var ama bu yolsuzluğu ortaya çıkaranların derdi yolsuzluk değil. Bu yolsuzluğu ortaya çıkaranların derdi başka... Ve işte bu nedenle bu yolsuzluğu ortaya çıkaranların oluşturduğu tehlike, yolsuzluktan bile daha büyük.”

 

*

 

Neyse... Neyse...

 

Haberin Devamı

Sonuçta 15 Temmuz, herkes gibi benim de gözümü açtı.

 

*

 

Çünkü 15 Temmuz’da şunu gördüm:

 

17/25 Aralık’ta yolsuzlukla mücadele gibi masum bir perdenin arkasına saklanan Fetullahçılar, 15 Temmuz’da nihai saldırılarını yaptılar.

 

Bu kez masum bir perdeleri falan da yoktu.

 

Bu kez saklamaya gerek duymadıkları pervasızlıkla ve gözü dönmüşlükle hareket ediyorlardı.

 

*

 

17/25 Aralık’ta başarılı olsaydılar, 15 Temmuz’u gerçekleştirmelerine gerek kalmayacaktı yani.

 

Dikkat! Dikkat!

 

Kanlı bir darbe girişimi ile yolsuzluk operasyonu arasındaki akrabalığın farkında mısınız?

 

*

Sakın yanlış anlaşılmasın!

 

Ben burada “17/25 Aralık’ta yolsuzluk yapılmamıştır, herkes sütten çıkmış ak kaşıktır, rüşvetler, bavullar, kutular, kol saatleri falan hikâyedir” demiyorum.

 

Kastım asla bu değil.

 

Haberin Devamı

Ben sadece yolsuzluktan çok daha büyük bir ahlaksızlığın varlığına işaret ediyorum.

 

Daha da önemlisi...

 

İki ahlaksızlık arasında bir tercih yapmıyorum, sadece iki ahlaksızlık arasındaki devasa farka dikkat çekiyorum.

 

 

EBRU GÜNDEŞ’İN ZAMANLAMASINA DAİR

 

REZA’dan ayrılmış Ebru Gündeş.


Zamanlamasıyla ilgili iki saptama yapacağım:

 

*

 

BİR: Vefalı bir insanmış. Bunca sıkıntıya yine iyi göğüs gerdi ve iyi dayandı. Ama sabır da bir yere kadar tabii...

 

*

 

İKİ: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Reza açıklamasını işitseydi... Biraz daha dayanır mıydı acaba? Bilmem. Belki.

 

HAKLISIN FETULLAH, BU BİR TİYATRO

 

DARBEYE yine tiyatro demişsin Fetullah Efendi.

 

Haklısın, bu bir tiyatro...

 

*

 

Metnini senin yazdığın...

 

Haberin Devamı

Yönetmenliğini istihbarattaki ağalara yaptırdığın...

 

Başrollerini imamlarına verdiğin...

 

Ordudaki generallerini sahneye sürdüğün...

 

Haki cüppeyle kostüm tasarımına imza attığın...

 

Gayet başarısız bir şekilde sahneye koyduğun...

 

Bir tiyatro...

 

*

 

İzledik.

 

Berbat bir oyundu.

 

Sahneye fırlattığımız domates ve salatalıkların anlamı budur.

 

CNN TÜRK KİMİ ELEŞTİRİYOR, KİMİ ÖVÜYOR?

 

DIŞİŞLERİ Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu şöyle demiş:

 

“İnsanlarımız ‘Cumhurbaşkanımızı eleştiren CNN Türk’ün Cumhurbaşkanımızı darbecilerin elinden kurtaracağını rüyamda görsem inanmazdım’ diyorlar.”

 

*

 

Keşke böyle diyen insanlarımız...

 

CNN Türk’ün tarafsız yayın yapan bir kanal olduğunu...

 

Bu kanalda Cumhurbaşkanı’nı eleştirenler kadar övenlerin de yer bulabildiğini...

 

CNN Türk’ün kurumsal olarak ekranında yer alan eleştiri ya da övgülerin herhangi bir tarafında olmadığını...

 

Fark etseler ya da edebilseler...

 

*

 

Ama onlardan önce galiba bunu yetkililerimizin fark etmesi gerekiyor.

 

ARABAYLA SEYAHAT EDECEKLERE TAVSİYELER

 

SUSURLUK’ta özenli servisi ve eşsiz temizliğiyle öne çıkan YASA adlı dinlenme tesisinde küçük bir mola verin.

 

*

 

Yol boyunca sevdiğiniz sanatçıların toplu eserlerini dinleyin...

 

*

 

Büyük bir tefekkür imkânı sunması nedeniyle gündüz yerine gece seyahat edin.

 

*

 

Bazı akaryakıt istasyonları son zamanlarda “Benzin yok” falan demeye başladılar, aman dikkat edin!

 

Yazarın Tüm Yazıları