O bir ‘Cevher’

Haberin Devamı

İZMİRLİ dünyaca ünlü Cevher Grubu’nun yönetim kurulu başkanı Özyavuz, yoğun iş temposuna rağmen hobilerine de zaman ayırmayı ihmal etmiyor. Kendisi mütevazı davranıp ‘Daha değil’ dese de ‘Gurme’ olarak tanınıyor. Mutfak hakkında neredeyse her detaya hakim. 35 yıllık lezzet ustası. Mutfak Dostları Derneği, Rotisörler Zinciri Derneği, Chaîne des Rôtisseurs İzmir üyesi de olan Özyavuz’un hayalinde bir gün hobi amaçlı bir restoran açarak farklı tatları İzmirlilere sunmak, yıllar itibariyle oluşan zengin arşivini bir kitaba dönüştürerek yeme içme dostlarıyla paylaşmak da var. Fast food yerine yöresel mutfakların bayraktarlığını yapan Haluk Özyavuz şimdilerde gastronomi yolculuğunu ‘Gevrek&Ginger’ adlı internet sitesinde paylaşıyor. Aynı zamanda tam bir müzik aşığı. Gençliğinde başlayan bu sevgi onu zamanla müzik yapmaya, DJ’liğe bile taşımış. Günümüzde 3 bin long play ve 10 binin üzerinde CD’den oluşan arşivi var. 80’li yılların başından beri amatör olarak uğraştığı bu alanda hala yeni şeyler keşfedip müzik yapmayı sürdürüyor. Günde en az 1 saatini bu tutkusuna ayırıyor. Hatta bunu önümüzdeki yıl bir hayır derneği yararına çıkaracağı CD ile taçlandırmayı arzuluyor. Özyavuz bunların yanı sıra çeşitli dergilere viski, şarap, puro, tekne ve otomobiller üzerine yazılar yazıyor. Pirelli takvimleri, restoran menüleri, puro yüzüğü, tespih, dolmakalem, dünyadan çeşitli otellerin kapı kartları, şampanyaların mantarındaki metal kapaklar gibi ufak şeyler biriktiriyor. Ayrıca, dizaynını bizzat yaptığı puroseverlere özel kül tablaları var. “Geçmişi olmayan, geleceğini planlamayan ve de gülümsemeyi bilmeyen dolu bir hayat yaşayamaz” diyor. Haluk Özyavuz, renkli dünyasının kapılarını ‘Sıradışı’na açtı...

Haberin Devamı

O bir ‘Cevher’

HAYAT FELSEFESİ
Geçmişi olmayan, geleceğini planlamayan ve de gülümsemeyi bilmeyen dolu bir hayat yaşayamaz.

OTOMOBİL
Taciz etmeyen bir sürücüyüm

Haberin Devamı

* İlk arabam 1969 model, koyu yeşil bir Volkswagen kaplumbağaydı. Şimdi, otomotiv yan sanayi sektöründe olduğum için müşterilerimin birçok farklı modelini kullanmaktayım. Özel hayatımda spor arabalarımı kendim kullanırım. Ancak iş hayatı için makam şoförüm var. Bir otomobilde benim için en önemli unsur güvenlik ve yüksek performans. Trafikte taciz etmeyen bir sürücüyüm. Özellikle otoyollarda sağ şerit boş olmasına rağmen, ısrarla ortadan giden ve trafiği tehlikeye sokan sürücülerden nefret ederim.

O bir ‘Cevher’

BESLENME
Evde özel hobi mutfağım var

* Kahvaltı en kıymetli öğünümdür. Yaz, kış ve hafta sonları olmak üzere üçe ayrılır. Hafta sonları ailemle birlikte yaptığım zengin ve bol sohbetli kahvaltıların keyfi başka olsa da, yoğun iş günlerinde tercihim yulaf ezmesi, yoğurt, günkurusu, badem, fındık ve mevsim meyvelerinin bir kasede buluştuğu ufak ama bol enerji veren bir başlangıç olur. Kahvaltımda özellikle yaz mevsiminde bahçemden topladığım domates, biber, roka, kişniş, maydanoz gibi yeşillikler ve buna eşlik edecek ev yapımı artizan ekmeği olmazsa olmazımdır.
* Öğlenleri ağırlıklı olarak işyerinde yerim ve önceliğim lezzetten çok sağlıktır. Zira akşam yemeklerinde maalesef dengeyi devamlı kaçırırım. Bu yüzden öğlenleri zeytinyağlı sebze yemekleri ve bakliyattan oluşan bir öğünü tercih ederim. Hatta beni uzun yıllardır bu menüyle tanıyanlar da nasıl kilo aldığıma şaşırırlar. Akşamları lezzet tutkunu biri olarak, ağız tadıma uygun her şeyi yerim. Özellikle de sakatat favorilerimden. Onsuz bir hayat düşünemediğim kuruyemiş ve meyvelerden oluşan ara öğünler günümün vazgeçilmezlerindendir.
* Deniz ürünlerine ve hâliyle Japon mutfağına aşırı bir düşkünlüğüm var. Donuk, fabrikasyon mutfaklar ve fast food yemeklerden hiç hoşlanmam. 80’li yılların başında Almanya’da öğrenciyken harçlıklarımızı biriktirip Avrupa’daki Gault Millau şapkalı restoranların peşine düşerdik. Şimdilerde bu tutkum, mesleğimin getirdiği iş yemekleriyle tüm dünyayı içine almış vaziyette.
* 40 yıllık bu deneyimin sonucunda mutfağa girmem kaçınılmazdı. Evde özel odun fırını ve robata ızgarası olan bir hobi mutfağım var. Burada dünyanın farklı yerlerinde görmüş olduğum tatları denemekten, dostlarımı ve misafirlerimi ağırlamaktan büyük keyif alıyorum. Özellikle ızgara konusunda kendimi hâlâ geliştirmeye çaışıyorum. Japon ve İspanyol mutfağına olan ilgimden dolayı genelde değişik soslarla marine ettiğim deniz ürünlerini sunmayı severim.

MEKAN
Çatallar soğan kokmayacak

Haberin Devamı

* Malzemesini titizlikle seçen ve çoğunlukla yerel tatları mutfağına sokan, gerekirse bunları kendi bahçesinde yetiştirip kullanan, basit ama harika lezzetleri kaliteli bir şekilde sunan rafine restoranları tercih ettiğim kadar, sokak arasındaki yerel lezzetlerin peşinden de koşarım.
* Yeni bir Türk mutfağı yaratmaya çalışan ve bu nedenle takdir ettiğim İstanbul’daki Gile, Mikla, Nicole ve Çeşme Alaçatı’daki Alancha sıklıkla gittiğim restoranlardan. İzmir’de sürekli uğradığım ve bana kendimi evimde hissettiren mekân ise Cumba. Münih’ten yenilikçi genç şef Tohru Nakamura’nın Werneckhof’unu, Sao Paulo’dan arkadaşım olan çılgın şef Alex Atala’nın D.O.M.’unu ve Tokyo’dan 85 yaşındaki efsane sushi ustası Sukuyabashi Jiro’yu da yurt dışındaki örneklerimden sayabilirim.
* Bana kalırsa bir mekanda en önemli şey öncelikle malzemenin kalitesi, ardından da lezzeti ve sunumudur. Ancak bir mekana girildiğinde ilk dikkati çeken şey doğal olarak ambiyans olur. Burada da benim aradığım şey şatafat ya da şıklık değil, ortamın düzgün ve temiz olması. Yani masalar düzenli, örtüler lekesiz, yemek takımları hasarsız olacak. Çatallar soğan kokmayacak ya da bardakta ruj izi kalmayacak. Garsonlar da bu bağlamda ter kokmayacak.

Haberin Devamı

O bir ‘Cevher’

SPOR
Kazadan sonra yürüyüş ve yüzme

* 1994’te geçirdiğim ralli kazasının ardından yürüyüş ve yüzme haricindeki sporlar doktorum tarafından büyük ölçüde sınırlandı. Bunun öncesinde ise çok yönlü bir spor hayatım vardı. Takım tutmuyorum. Polo oynamayı isterdim.

TATİL
Sıradanlığı bozup zihnimi yenilerim

* İzmirli olduğumuzdan dolayı zaten yaz mevsiminin bir kısmını Çeşme’de geçiriyoruz. Bunun yanında ailemle birlikte yılda iki defa da kısa süreli tatile çıkarım. Her sene görmediğimiz farklı destinasyonları tercih ederiz. Sıradanlığı bozmak ve zihni yenilemek adına tatili önemsiyorum.

HOBİ
3 bin plak, 10 binin üzerinde CD

* En büyük hobilerim amatör Dj’lik, dünya mutfaklarını takip etmek ve değişik malzemeleri ızgarada pişirmek.
* Son zamanlarda maalesef kitap okuyamıyorum. Bu eksiğimi, oldukça geniş bir yelpazeden seçtiğim çok sayıda yerli ve yabancı dergiyle dengelemeye çalışıyorum.
* Müzik benim için çok eski yıllara dayanan bir tutku. Yurt dışında eğitim gördüğüm dönemde evde doldurduğum kasetleri barlara satar, oldukça talep görürdüm. Kazandığım paranın yarısı da yine long play’lere giderdi. 80’li yılların başından beri amatör olarak uğraştığım bu alanda hâlâ yeni şeyler keşfedip müzik yapmayı sürdürüyorum. Hatta bunu önümüzdeki yıl bir hayır derneği yararına çıkaracağım CD ile taçlandırmayı diliyorum. CD, Ege’nin iki yakasından, yani yeni etnik Yunan ve Türk müziğinin enstrümantal ezgileriyle dolu bir proje olacak.
* Pirelli takvimleri, restoran menüleri, puro yüzüğü, tespih, dolmakalem, dünyadan çeşitli otellerin kapı kartları, şampanyaların mantarındaki metal kapaklar gibi ufak şeylerin yanı sıra müzik tutkumun getirdiği koleksiyon elbette en zengini. Şu an 3 bin long play ve 10 binin üzerinde CD’den oluşan arşivim var.

Haberin Devamı

O bir ‘Cevher’

KARİYER
Mesleğim ve işim zaten belliydi

* Almanya’da döküm mühendisliğinin ardından New York Üniversitesi Yöneticilik Programı’nı tamamladım. 1985–2000 arasında CMS Jant ve Makina Sanayii A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı’nı üstlendim. 2000’den bu yana ise Cevher Grubu Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı sürdürüyorum. Mess’in İzmir Başkanı ve Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi’yim. EGİAD ve EOSK’un kurucu üyesi olup, ESİAD, EGOD, EBSO, TAİAD, TABA, İTO, TAYSAD, TÜDOKSAD, KOK, CDR İzmir ve MDD’ye üyeyim.
* Küçükken maalesef kendi düşüncemizden çok, ailemizin yönlendirmesiyle çiziliyordu yollarımız. Bu yüzden bundan 40 yıl önce de büyüyüp bir mühendis olacağımı, ardından babamın işini devralacağımı ezberlemiş vaziyetteydim.
* İlk paramı Almanya’daki öğrencilik yıllarımda evde hobi olarak doldurduğum kasetleri satarak kazandım.

GÜNE BAŞLANGIÇ
Genelde geç yatar geç kalkarım

* Genellikle geç yatarım. Sabahın erken saatlerinde bir toplantım ya da randevum yoksa geç kalkarım. Günlük programım yoğun seyahatler ve toplantılara göre şekillendiğinden evden çıkışım için sabit bir saatim yoktur.

MODA

Özel tasarımlı tişört ve şort

* Herkes gibi ben de takip ederim. İşim gereği sürekli takım elbise giymek durumunda kalıyorum. Bu yüzden özel hayatımda daha rahat giysiler tercih ederim. Bu da çoğunlukla özel tasarımlı tişörtler ve şort olur. İşte koyu renkleri tercih ederken, özel yaşamımda renkli giyinmeyi severim. Ara sıra eşimin sürprizleri de olsa genelde kıyafetlerimi kendim alırım.

TEKNOLOJİ
Küs değilim, ayak uydururum

* Hayatımı kolaylaştırmaya yönelik her şeye açık olduğumdan mümkün olduğunca gelişmeleri takip eder, ayak uydururum. Teknolojiye küs bir insan değilim. Facebook ve Twitter’da yokum. Instagram’daki kişisel hesabımın yanında, gastronomi yolculuğumu paylaştığım web sitem ‘Gevrek&Ginger’ için kullandığım bir hesap var.

SEVİMLİ DOSTLAR

Jack, eşi Kuki ve kızı Çomar

O bir ‘Cevher’

* Jack Russell cinsi üç köpeğimiz var. Baba ‘Jack’, anne ‘Kuki’ ve kızları ‘Çomar’.

KİMDİR?

Adı: Haluk Özyavuz
Doğum yeri ve yılı: 1956
Eğitimi: Almanya’da döküm mühendisliğinin ardından New York Üniversitesi’nde yöneticilik programını tamamladı
İşi: Cevher Grubu Yönetim Kurulu Başkanı
Burcu: İkizler
Medeni durumu: Bahar Özyavuz’la evli, Ceylan ve Cevher isminde iki kızı var

Yazarın Tüm Yazıları